“…çünkü tüm hazlar hayalidir ve bunların yokluğuna üzülmek dar kafalılıktır, hatta gülünçtür.”

-Arthur Schopenhauer-

-Yazıyı yazmıştım.

Ama dün 21 Ekim Dünya Gazeteciler Günü imiş…

Yeni öğreniyorum.

Hâlbuki dün Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı katledilmişti.

Evinin önünde. Bombalı saldırıyla.

Türkiye’nin modern ve laik yapısını hazmedemeyen Atatürk düşmanı hainler tarafından…

Ruhu şâd olsun…

Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu, İstihdam Ofisi tanıtımı yaptı.

Ardından basın mensuplarını öğle yemeğinde ağırladı.

Kendisine ince düşüncesinden dolayı teşekkür etmeden geçmeyeceğim.

Ama yemek yedik diye de yazıda değişiklik yapamam.-

Kentsel dönüşüm meydandan başlıyor.

Daha doğrusu isminden sanırım…

Çünkü tüm haberlerde “Keşan Kent Meydanı” diye geçiyor.

Konuşmalar öyle olunca, haber de öyle yazılıyor.

Arama motoruna giriyorum.

Trakya’daki tüm gazetelerin (bizimki dâhil)  başlıkları aynı…

“Keşan Kent Meydanı” projesi için vs. vs…

Umarım yanılıyorumdur.

Meydan yenilenirken, isim arada kaynamasın…

Şimdilik bunu geçelim. Zamanı gelince bakarız.

Başkan ve yardımcısı aynı açıklamayı yaptılar.

Diyorlar ki; “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Genel Müdürlüğü tarafından proje ihalesi yapıldı”

Uzatmayalım hemen sorulara geçelim…

Proje ihalesini Keşan Belediyesi yapmadı ise…

Projeyi de Keşan Belediyesi yapmayacak mı?

Proje ihalesini neden bu ismi çok uzun kurum yaptı?

İhale ne zaman yapıldı? İhaleyi hangi şirket aldı, referansları nedir?

İhale bedeli ne kadardır?

Proje ne zaman çizilecek?

Belediye başkanımız “seçim vaadim” diyordu..

Bu projeden el mi çektirildi?

Keşan’ın en az 50 yılını etkileyecek projeye Keşanlılar müdahil olamayacak mı?

Her ortamda ortak akıl diyoruz.

En önemli konuda “bizim aklımız yetmeyecek mi?”

Bende bu soruların bazı cevapları var.

Ama söylemek bana düşmez.

Bunların açıklanması gerek.

Daha önce Mehmet Özcan zamanında meydan için 3 ayrı proje çizilmişti.

Halk arasında internet ortamında anket yapıldı. Biri tercih edildi.

Özcan gitti, proje çöp oldu.

İyiydi kötüydü, en azından bunu halk ile paylaşmıştı.

Raflarda bekleyen meydan projesi, daha yapımı devam eden yarım kalmış bir sürü iş var iken…

Neden bir anda gündeme geldi anlayamadım?

Soru çok.. Umarım sağlıklı cevaplar alırız.

Umarım Keşan’da yaşayan ve çocuklarımıza hatta torunlarımıza sirayet edecek bu iş için...

Sadece biz değil, Keşan’ı yönetmeye aday diğer baylar bayanlar da takipçi olurlar.

Umarım artık odalar, borsalar, stk’lar, dernekler, partiler…

Kim kaldı ise… Belki biraz işin içine girerler…

Kalfalar’ın fikri güzel

Öte yandan Mustafa Kemal Paşa Mahallesi Muhtarı Bayram Ali Kalfalar…

Kendisiyle geçen günlerde Medya Cafe’de buluştuk. Samimi açıklamalar yaptı.

Meydan projesi ile ilgili fikrini beyan etti.

Dedi ki; “İnönü ve Atatürk okullarının ömrü doldu, acil yıkılmalı…

Bu ikisi aynı yere yapılıp birleşmeli...

Atatürk okulunun olduğu alan da meydan projesine dahil edilmeli”

Bence güzel fikir.. Böyle bir imkân var ise değerlendirilmeli.

Kentsel dönüşüm istiyorsak, bu alan başlangıç olmalı.

Ben de katkıda bulunayım.

Plana göre, Atatürk Parkı ve eski köy garajı meydana dâhil edilecek.

Köy garajının altına otopark yapılacak.

(Tabi garajın yanında bir benzin istasyonu var. Özel mülkiyet…

Meydan içinde istasyon nasıl olur? Bilemiyorum, neyse…)

Güzel ama eksik…

Mesela Hükümet Konağı ve Emniyet Müdürlüğü de artık ömrünü tamamladı.

Bunların arkasında vergi dairesi, mal müdürlüğü gibi birkaç bina daha var.

Kapladıkları alan büyük.

Adliye zaten taşınmıştı. Hatta emniyet için de Yeni Mahalle’ye bina yapılacağı söyleniyor.

Tüm bu binalardaki müdürlükler…

Yıkılacak olan eski belediye binasının yerine yapılacak yere taşınabilir.

(Not: Lütfen buraya güzel bir bina yapılsın. Her gün göreceğiz içimizi karartmasın)

Böylece sözünü ettiğimiz alan da meydana dâhil edilebilir.

Kaliteli ve kullanışlı bir tasarım da yapılırsa…

Neden bizim meydanımız da ismine yakışır, meşhur bir yer olmasın?

Dresden, Old Town, Piazza Navona, Sultanahmet, Grand Place vs. vs. gibi…

İyi yapın, iz bırakın, efsane olun… Derim…