SONGÜL KONAR

Danacı, işini çok sevdiğini ve çalışmaktan kimsenin kendisini yıldıramayacağını söyledi.

“RENKLİ BİR KİŞİLİĞİM VAR, HER ZAMAN DEĞİŞİK KIYAFETLER İLE SATIŞ YAPMAYI SEVERİM”

Çalışmayı ve sürprizleri sevdiğinin altını çizen Danacı, sözlerine şöyle devam etti: “Yıllardır Keşan’da aşçılık yapıyorum. Keşan halkı tarafından sevilen sayılan bir kişiliğim vardır. Pandemi nedeniyle diğer aşçı arkadaşlarım gibi bende işsiz kaldım. Düşünüp taşınıp kendi mesleğim olan aşçılığa devam etmeyi, seyyar pilav satmaya karar verdim. Bir yerde geçinmek zorundayız. Ankara’da üniversitede okuyan oğlum var, onun geçimini sağlamak zorundayım. Çok güzel tepkiler aldım, Allah’a şükür işlerimiz oluyor. Renkli bir kişiliğim var, her zaman değişik kıyafetler ile satış yapmayı severim. Yılbaşında Noel Baba kıyafetiyle satış yaptım, yarın öbürgün başka kıyafetle de satış yapabilirim. Bu folklor kıyafeti ya da Nasreddin Hoca kıyafeti de olabilir. İşim ne gerektirirse, piyasa ne isterse, millet neyden hoşlanırsa öyle de yapabilirim. Diyelim ki Kadınlar Günü, o gün kadınlara çiçek de dağıtabilirim. Çalışmayı ve sürprizleri seviyorum. Yılbaşında amacım insanları bir nebze de olsa gülümsetebilmekti. Çok güzel tepkiler aldım, küçük çocuklarla da büyüklerle de resim çekildik. Bunun devamı gelecek, yalnız Noel Baba ile kalmayacak. Soğuk, kar, kış, sıcak hava hiç fark etmez, beni çalışmaktan hiçbir şey yıldıramaz. Çalışmayı çok seviyorum, insanları seviyorum.”

“ARABAMA ‘PİLAVCI DEDE’ YAZDIRIYORUM”

Pandemide işsiz kaldığı sürede evinde eşiyle birlikte kazak ördüğünü, el işi yaptığını ifade eden Danacı, “Satışlarım güzel, bereket versin. Tahminimden daha güzel oldu. Bu piyasada yapılan bir şey değildi. Pandemi nedeniyle lokantalarda oturma olmadığı için ayaküstü, paket servislerim var. Pilavını ayakta yemek isteyen, burada da yiyebilir. Pandemi döneminde iki ay kadar işsiz kaldım. Kendi evim de çocuğumun evi de kira. Hazırda olanları yedik. Eşimle birlikte pandemi döneminde evde kazak ördük, el işi yaptık. Pazarda satmaya gittik maalesef tek bir kazak satabildik. Ama o işin de sonu yok, o şekilde yapmakla ev çok geçindirilemiyor. Kendi açımdan konuşuyorum, hiç kimseyi küçümsemiyorum. Düşündüm taşındım aklıma bu geldi. Zamanında Keşan’da pamuk dedemiz vardı. O pilav satarak geçimini sağladı, ondan esinlendim. Siparişlerimi verdim, arabama ‘Pilavcı Dede’ yazdırıyorum. Güzel gideceğine inanıyorum” diye konuştu.

“LOKANTALARA KARŞI KALBİM KIRILDI”

İşini devam ettirmesi adına tüm belgelerinin olduğunu, isteyenlere de bu belgeleri gösterebileceğini ifade eden Danacı, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Benim bütün belgelerim var. Kalfalık, ustalık, usta öğreticilik, hijyen her türlü belgem var. Ustalık ve hijyen belgem yanımda zaten. Zabıta ekipleri yer de gösterdiler bana. İsteyene belgelerimi de gösterebilirim. Lokantalara karşı kalbim kırıldı. Bu işi devam ettirmek istiyorum. 25-30 yıldır aşçıyım, pilavımı kendim yapıyorum. Nohutlu, ciğerli pilav yapıyorum. Daha önce yapmadığım için ilk başlarda çok tuhaf geldi. Onun sıkıntısını yaşadım ama alıştım çünkü mecburum.”