SONGÜL KONAR

EDS’lerin sürücülerin menfaatleri için olduğunu ifade eden Arda, Keşan’da son günlerde konuşulan ters yön uygulamalarına da değindi.

“ÖNCELİKLİ OLARAK O BİLİNCE SAHİP OLMAMIZ GEREKİYOR”

Son dönemde Keşan’da da uygulanmaya başlanan EDS’ler ile ilgili gerek olumlu gerek olumsuz düşünceler oluştuğunu ifade eden Arda, açıklamasında şunlara yer verdi: “Devletimizin yapmış olduğu uygulamalarda birinci derecede sürücülerimizin can güvenliği ön plana çıkarılıyor. Onların can güvenliğini sağlamak için bu işlemler veya uygulamalar söz konusu. Aslında sürücülerimiz bu uygulamalardan rahatsız olmamalı. Sürücülerin kendi menfaatlerine ve çıkarlarına olduğu düşünülerek gazdan ayaklarını bir nebze çekmeleri gerekiyor. Keşan ve çevresinde yeni başlanan bu sisteme hemen uymak zor gibi geliyor. Özellikle o yolu sürekli kullanan sürücünün EDS yazısını görünce ayağını gazdan hemen çekmesi yerine uygulamaların nerelerde olduğunu araştırırlarsa daha iyi olur. Bu uygulamalar için bir sürü levhalarda var. Yapmamız gereken şey çok zor değil ama öncelikli olarak o bilince sahip olmamız gerekiyor. Sürücülükte en büyük risk faktörlerinden bir tanesi.”

“ARAÇ SÜRÜCÜLERİNE UYGULANAN 1228 TL’LİK CEZA HAKİKATEN AĞIR BİR CEZA”

Keşan’da son günlerde ters yön uygulamasının konuşulduğunu dile getiren Arda, vatandaşların bu konuda çok dikkatli olmaları gerektiğini hatırlatarak, “Belli noktalara ters yönden giriş yapan araç sürücülerine uygulanan 1228 TL’lik ceza hakikaten ağır bir ceza. Bu cezanın bana göre bir miktar düşürülmesi gerekiyor. Caydırıcılık çok önemli ama rakamsal değerlerin bu kadar fazla olmasını hiç düşünmemiştim. Hiçbir sürücü de bunun bu kadar olacağını düşünmüyor. Hataya düşüp cezayı yediğinde çok ağır geliyor. Bununla ilgili geçtiğimiz günlerde yerel basında bir haber ile karşılaştım, yanlış yola girmek zorunda kalanlar varmış, sürücü geri dönmek amaçlı bu yola giriyor, dönüşte cezai işlem uygulanacak mı diyorlar. Kamera sistemi söz konusu ve bunun kaçarı yok. Kamera çektiği sürece o cezayı ödemek zorundasınız, geriye dönüş yok. Vatandaşlarımız bu konuda dikkatli olsunlar. Vatandaşımız pazartesi, cumartesi, neden bu yola girdim, geri döneyim mantığı söz konusu bile değil, bu kabul edilmiyor” ifadelerini kullandı.

“ÖNEMLİ OLAN YAPTIĞIMIZ HATANIN DİĞER İNSANLARIN HAYATINA KAST EDECEK DÜZEYDE OLMAMASI”

Sıcağın etkisiyle birlikte insanların birbirlerine karşı davranışlarında özen göstermeleri gerektiğini vurgulayan Arda, “Özellikle yaz aylarında sıcakların artması sürücülerimizin trafikte olumsuz hareketlerine neden oluyor.  Saygı, hoşgörü, empati yapabilme özelliklerinin kontrolleri aksayabiliyor. Sıcağın etkisiyle birlikte insanların birbirlerine karşı davranışlarında özen göstermeleri gerekiyor. Vatandaşımız ‘trafikteyiz, trafiğin akışını nasıl akışkan yapmalıyız’ diye düşünmeli. Hemen kornaya sarılıp kornayı bağırttırmamalılar veya el kol hareketi yapmamalılar. İnsanların birbirlerine karşı hareketlerini düzenleyememelerinden bazı sorunlar yaşanabiliyor. Bu çok kolay halledilebilecek bir şey. İnsanız, hepimiz hata yapabiliyoruz. Önemli olan yaptığımız hatanın diğer insanların hayatına kast edecek düzeyde olmaması. Bunun haricinde bir diğerganlık olayımız var. Sürücüler arasında pek bilinmiyor. Mesela bir insanın yapmış olduğu bir hata yüzünden yargılanması. Yargılanma sürecinde yargılayan kişinin bu suçu işleyen kişiye karşı davranışını gerçekleştirirken kendisinin de bu hatayı yapabileceği ve ona nasıl davranılacağını düşünerek hareket etmesi temel prensip. ‘Ben bir hata yaptım, bu adamı hata yaptı diye öldürmek veya ona bağırıp çağırmak yerine, beysbol sopası ile yürümek yerine bu hatayı bizde yapabilirdik, biz yapsaydık bize nasıl davranılırsı acaba diye düşündüğü’ takdirde otomatik olarak yaptığı hareketin yanlış olduğunu anlayacaklar” diye konuştu.

“SINAV TARİHLERİNİ BİZ BELİRLEMİYORUZ”

Sürücü kurslarının pandemi döneminde yara aldığını, kursiyerlerin ehliyetlerini almaları konusunda acele etmemelerini ve yapılan sınavları kurs yerlerinin belirmediğini vurgulayan Arda, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Sürücü kursları pandemi döneminde yara aldı. İki üç ay açamadık kurslarımızı. Dolayısı ile bir yığılma söz konusu oldu. Bu yığılmaları devre dışı bırakmak amaçlı milli eğitim bakanlığımız elinden geleni yapmaya çalıştı. Sürücü adaylarımız ne yazık ki sabırsız davranıyorlar. Adaylarımız ehliyetlerini hemen almak istiyorlar. Bizim amacımız zaten biran önce bu belgelerine kavuşmalarını sağlamak. Teorik ve pratik eğitim dediğimiz bir süreç var. Bu sürecin akabinde sınav gerçekleştirilebiliyor. Sınav tarihlerini biz belirlemiyoruz. Sınavları belirleyen milli eğitim bakanlığı. Vatandaşların sürücü kurslarına gelip ‘beni neden sınava sokmuyorsunuz’ gibi serzenişleri boş. Sadece Keşanlılar Sürücü Kursu değil, diğer kurslar için de geçerli olarak, kursa yazılmadan önce süreci sorup öğrensinler. Sürücü belgelerini almaları için alacakları eğitim ne kadar bir sürede olacak, bunu öğrensinler. Bir ayda bir buçuk ayda ehliyeti alırım mantığı yok. Teorik ve pratik eğitimin akabinde sınav sürecinin uzaması bu sürecin iki buçuk üç ay kadar uzamasına yol açtı. Kurslarda birikmeler, yığılmalar var. Milli Eğitim Bakanlığı bunları eritmeye çalışıyor, sık sık sınav yapıyor. Ama pandemi sürecinde Türkiye’nin durumu da belli. Kontrollü ve denetimli ilerlemek zorundayız. Kendimizi riske atamayız. Sınavlar özellikle sürücü kursları eğitimleri için risk oluşturuyor. Birinci derecede risk grubu altında çalışıyoruz. Kursiyer ile birebir eğitim yapıyoruz. Vatandaşlarımız kursa gelirken kendileri de dikkat etmeli, maske ve hijyene çok özen göstermeli. Biz burada kendi elimizden geldiği kadar uygulamaya çalışıyoruz ama öncelikli olarak insan kendini bilecek. Başkalarına zarar vermemek amaçlı kendini kollayacak. İnşallah bu süreci çok daha kısa sürede aşacağız.”