SONGÜL KONAR

Eker, açıklamasında, “Bir gün bölgedeki tüm ağaçlar kesilip ormanlık alan çıplak kaldığında işin farkına varılacak, o zaman iş işten geçmiş olacak” vurgusunu yaptı.

“EKİLEN ÇAMLARIN, KESİLEN ÇAMLARDAN HİÇBİR FARKI YOK”

Yeni ekilecek ağaçların olgunlaşması için çok uzun bir zamana ihtiyaçları olduğunu vurgulayan Eker, açıklamasında şunları söyledi: “Endüstriyel plantasyon adı altında, ekonomik ve endüstriyel değeri yüksek bitki ve ağaçları değiştirmek maksatlı ağaçlar kesiliyor ve yerine yenileri dikiliyor. Ekilen çamların, kesilen çamlardan hiçbir farkı yok. Aynı cins ve aynı kalitede çamlar ekiliyor. Yeni ekilen bölgedeki çamların olgunlaşıp yetişmesi rahat bir şekilde 50-60 yıl arasında zaman dilimi gerektirecek. Bu süreçte bölgemizdeki oksijeni bol üreten ağaçlar da sürekli azalacak. Bu kesimler, seyreltirmiş, yaşlı olanları ve çürüyecek durumda olanların kesimi de değil. Bu kesim düz ara bir kesim. O bölgede ne kadar ağaç varsa, her türlü ağaç olduğu gibi kesiliyor, dozerler ile ağaçların kökleri çıkarılıyor, yeniden fidanlar dikiliyor. Bunların yetişmesi için çok uzun bir süreç gerekecek.”

“ENEZ’DEN BAŞLAYIP MALKARA SIRTLARINA KADAR DEVAM EDEN BÖLGE BÖLGE SÜREKLİ KESİMLER VAR”

Bu hafta gerçekleştirdikleri geziler sırasında ormanların bölge bölge düz kesim şeklinde yapıldığını ifade eden Eker, sözlerine şöyle devam etti: “Bizim bölgemiz turizm açısından kritik olan bir bölge. Hava kirliliği açısından da kritik bir bölge. Bilindiği üzere hava kirliliğinden dolayı epey sıkıntılar yaşandı. Türkiye’de en fazla hava kirliliğine sahip olan bölgeydik. Bu alanlar bizim için çok kıymetli. Korudağlar, tam yaşam alanlarımızın dibinde. Tamamıyla bizim oksijen kaynaklarımız. Bunların düz ara kesilmesi tekrar ağaçlandırılması için geçen süreç çok uzun bir süreç olacak. Akciğerlerimiz şu an bu bölgede yok ediliyor. Enez’den başlayıp Malkara sırtlarına kadar devam eden bölge bölge sürekli kesimler var. Kesimler bölge bölge olunca çok dikkat çekmiyor. Bu hafta yaptığımız gezilerde kesimlerin baya yoğun olduğunu gördük.”

“BÖLGEDEKİ AĞAÇLARIN BUGÜNKÜ KONUMUNU ALMASI İÇİN EN AZ 50 YILLIK SÜREÇ GEREKİR”

Kesilen ağaçlar ile ilgili ‘giden gelenin yerini tutar mı?’ sorusuna Eker, şu cevabı verdi: “Giden gelenin yerini tabi ki tutabilir. Bakıldığı ve ilgilenildiği zaman mutlaka tutar. Birbirini karşılama süresi çok uzun sürer. Bu süreç baya uzun. Bölgedeki ağaçların bugünkü konumunu alması için en az 50 yıllık süreç gerekir. Korudağlar bölgesi çok küçük bir bölge. Türkiye’de kesim için bir tek bu alan mı kaldı? Bu kesimler seyreltilerek kesilmiş olsa, genç ağaçlar bırakılmış olsa ve kesilen bölgelerin arasına yeniden ağaç dikilip onların yetiştirilmesi çalışılsa daha uygun olmaz mı? Bu işin içerisinde bir rant var gibi düşünüyorum.”

“ELİMİZDE MEVCUT OLAN BU YERLER BİR TAKIM PROJELER İLE BİTİRİLİYOR”

Ülkemizdeki ormanlık alanların her geçen gün kesilerek veya toplu yaşam alanı olup imara açılarak azaldığını dile getiren Eker, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Endüstriyel plantasyona, yetişip yaşlanan ağaçları keserek, yeniden gençleştirilmiş ve endüstri değeri daha yüksek bir ağaç dizisiyle yeniden ekimler yapma, deniyor. Bana pek bir cevap olacak veya yöntem olacak şey gibi gelmiyor. Bizim bu bölgedeki ağaçlar çok kıymetli. Bölgemiz hem turizm açısından kıymetli bölge hem de yakın bölgedeki tek çam ağaçlarının ormanlık alan olduğu bölge. Buralar bölgenin oksijen deposu. En azından bu bölgedeki ağaçların kesilmemesi lazım. Maalesef ülkemizdeki ormanlık alanlar her geçen gün kesilerek veya toplu yaşam alanı olup imara açılarak azalıyor. Elimizde mevcut olan bu yerler bir takım projeler ile bitiriliyor. Bu bana pek mantıklı gelmiyor, aslında araştırılması gerekiyor diye düşünüyorum. Neden yapılıyor, bu şekilde mi yapılması gerekiyor, bu kesimler şart mı, araştırılması gerekiyor. Bunu aşağı yukarı beş yıldır gündeme getiriyoruz, kamuoyunun dikkatini çekmeye çalışıyoruz sosyal medyada fotoğraflar ile paylaşıp çağrıda bulunuyoruz ama şu ana kadar sesimize kulak veren olmadı. Bir gün bölgedeki tüm ağaçlar kesilip ormanlık alan çıplak kaldığında işin farkına varılacak, o zaman iş işten geçmiş olacak.”