BÜLENT SAYLAM

CHP Keşan İlçe Lokalinde gerçekleşen ve saat 11.00 sıralarında başlayan toplantıya, bazı yönetim kurulu üyeleri, il genel meclisi üyeleri ve belediye meclis üyeleri katıldı. Pekcan son günlerde yaşanan bir olayı anımsatarak eleştiri kültürüne açık olunması gerektiğini söyledi. Gaytancıoğlu da orman yangınlarından, Bosna Hersek’ten yapılan ithalata, gübre fiyatlarının artışından, ayçiçeği hasadının başladığı günlerde gümrük vergisinin yaratacağı olumsuzluklara kadar bir çok konuya değindi.

ELEŞTİRİLERE TAHAMMÜLÜMÜZ OLMALI

İlk olarak söz alan Pekcan, şunları söyledi: “İlçe Başkanı Recep Pekcan, eleştiri kültürüne açık olmamız lazım. Keşan’da geçtiğimiz günlerde bir olay yaşandı. Konuşabilmeliyiz, birbirimizi eleştirebilmeliyiz ve eleştirilere tahammülümüz olmalı. Eleştiriler hakaret boyutuna gitmediği sürece insanlar birbirilerini eleştirebilmelidir. Seçilmiş insanlar olarak da bunlardan kendimize pay çıkarmalıyız. eğer bu boyut darba doğru giderse döneceğimiz yer bambaşka bir yer. Bu sorumluluk ben de dahil seçilmişlere düşüyor. Sosyal medyada haddini aşan yorumları görüyoruz bunlara rağmen susarak devam ediyoruz. Ama bunun sonu güç kullanmaya varırsa insanlara döneceğimiz nokta çok tatsız bir yer olur. Bu keyifsiz olayın Keşan’da yaşanmamasını diliyorum. Yakınlarımız arkadaşlarımız, dostlarımız büyüklerimizi kaybediyoruz, pandemi bitmiş değil o yüzden maskelerimizi takalım aşılarımızı olalım. Önlemlerimizi almaya devam edelim dedi.

ANAYASAL OLARAK ORMANLARA HERHANGİ BİR İŞLEM YAPILMASI KABUL EDİLEMEZ

Pekcan’dan sonra söz alan Gaytancıoğlu konuşmasına orman yangınları ile başladı ve  şunları söyledi: “Yangın bölgesinde 6 gün kaldım. Orman yangınları dünyanın her yerinde oluyor. Nemin çok düşük olduğu ortamlarda ormanlar kendiliğinden de yanabiliyor. Şunları hiçbir zaman ilişkilendirmek istemem. Yanan ormanlardan sonra otellerin olduğu fotoğrafları görüyoruz. Acaba altında maden mi var onun için mi yanıyor diye acaba sabotaj mı var diye söyleniyor. 17-18 Temmuzda bundan yaklaşık 20 gün önce Türkiye Büyük Millet Meclisi tarihinin belki de en uzun oturumlarından birini yaptı. 26 saat çalıştı. Bir torba yasa vardı ardından da turizm yasası vardı. Turizm yasasında dördüncü maddede ben konuştum partim adına. Anayasal olarak ormanlara herhangi bir işlem yapılması kabul edilemez, ormanlar devletindir oradaki orman köylüsünündür. Ama hükümet çoğunluğuna güvenerek ormanlara takım tesisler kurmayı planlıyordu. Buna biz şiddetle karşı çıktık ve yasanın 18’inci maddesinde de turizm bakanına yetki veriliyordu. Turizm alanları oluşturma konusunda. Böyle bir şey bugüne kadar hiç olmadı. Yani tek adam rejiminin Türkiye’yi getirdiği nokta maalesef bu. 

CUMHURİYET HALK PARTİSİ OLARAK BUNU ANAYASA MAHKEMESİNE GÖTÜRECEĞİZ

Turizm Bakanına verilen yetkileri eleştiren Gaytancıoğlu, açıklamasına şöyle devam etti: “Yani Turizm Bakanı bakacak görecek veya ona bilgi gelecek. Burası turizm bölgesi olabilir, orası orman meraymış birinci sınıf tarım araziymiş önemli değil o yetkili olacak. Maalesef bu geçti. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bunu Anayasa Mahkemesine götüreceğiz, hazırlıklar tamamlandı. Başvuru yapıldı. Bu çok yanlış, çünkü ormanlar kendiliğinden oluşan ağaç toplulukları yani yeşilin her tonunu görebilirsiniz. Siz dikim ile oluşturmaya çalışırsanız o şekilde oluşturamazsınız. Canlı cansız birçok mikroorganizma var. Çok uzun yıllardan beri insanlığın başlangıcından beri ormanlar oluşmuş ama yanması da gördüğünüz gibi son derece kolay. Hele Türkiye üçte biri orman alanlarıyla kaplı olan bir ülkede orman yangınlarının çıkmaması çok zor. İğne yaprak yapraklar geniş yapraklı bir sürü ağaçlar var. Şimdi basında da okuyorum işte keşke çam ağaçları olmasaydı. Çam ağaçları iğne yapraklıdır suya fazla ihtiyaç duymaz. Bizim de kurak bir iklimimiz var. Orman Genel Müdürlüğü zamanında çam ağaçlarının dikimini yaygınlaştırılmış, bunda bir sıkıntı yok. Önemli olan ormanın geniş yapraklı ince yapraklı iğne yapraklı olması değil, yangın çıktığı zaman söndürülmesi.” 

ATATÜRK’ÜN ORMANSIZ, VATAN, VATAN DEĞİLDİR SÖZÜNÜ HİÇ UNUTMAYALIM

Orman köylüsünün önemine dikkat çeken Gaytancıoğlu, “Bugüne kadar yangın çıkmadı mı çıktı, kim söndürdü? Orman köylüsü söndürdü. Orman köylüsü kimdir? Orada yaşayan nüfusu da 2 buçuk milyona yaklaşan orman köylümüz var. Orman köylüsü, kekikten, ıhlamurdan adaçayından, defneyaprağından, keçiden, zeytinden geçimini sağlayan bir gruptur. Cumhuriyetin varoluşundan beri Atatürk’ün ormansız, vatan, vatan değildir sözünü hiç unutmayalım ve bu yüzden de Orman Bakanlığı kurmuştur Atatürk. Şimdi Orman Bakanlığı var mı? Var, Tarım ve Orman Bakanlığı olarak. Yani tarım ayrı, orman ayrı. O yüzden biz niye cumhuriyetin kurucu ayarlarına dönelim diyoruz. Çünkü Orman Bakanlığı bütün illerde örgütlenmiştir. Orman il müdürlükleri, bölge müdürlükleri, orman işletme müdürlükleri ki Keşan’da da var. Orman bir işletmedir. Kendiliğinden de üretim yapar, kesersiniz, kereste olur, orman köylüsü hangi ağacın budanacağını bilir.” dedi. 

ORMAN İŞÇİSİ YANGINA İLK MÜDAHALE EDEN KİŞİLERDEN BİRİDİR

Liyakatli kadroların oluşturulmadığın söyleyen Okan Gaytancıoğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Orman işçilerini bugün AKP ne yapıyor? Sınavsız bir şekilde ilçe teşkilatlarından, il teşkilatlarından listelerle vasıflı vasıfsız kişileri oralara dolduruyor. Hâlbuki orman işçisi son derece önemli; çünkü orman işçisi yangına ilk müdahale eden kişilerden biridir. Sürekli tırmıkla, kürekle gezer; ilk müdahaleyi, onlar yapar. Orman köylüsünü böyle kadrosuz bırakırsanız takviyesiz bırakırsanız olacağı budur. Ve ormanlarımızın yüzde doksanı engebeli arazilerdedir. Yani dağlık tepelik arazilerdir. Buralara orman köylüsüne zamanında yetişemez. Ne lazım, uçak lazım. Ne lazım, helikopter lazım, uçak var mı? Vardı. Türk Hava Kurumu’nun 9 uçaktan oluşan bir filosu vardı. Gidip araştırarak Türkiye en uygun uçaklar hangileridir diye alınan bir filosu vardı ve o uçakları biz gördük. Nerede gördük? Yangında gördük ama maalesef Türk Hava Kurumuna ait değildi. İspanyol uçaklarıydı. O kadar yangının içine iniyorlar ki, yani neredeyse yangının dibine kadar inebilen sonra kalkıp suyu alan hemen 5 dakikada doldurup getiren tekrar boşaltan uçaklardır. Bir de helikopter desteğini Muğla Menteşe’de gördük. Yani uçaklar bizde varmış. Niye bunları kullanmadık? 6 gün geçtikten sonra İspanya'dan uçaklar geldi. Rusya'dan da uçaklar kiralanmış, onları gördük, onlar da inemiyor, yukarıdan suyu boşaltıyor. Suyu hemen buharlaşıyor.”

75 BİN TON SIFIR GÜMRÜK İLE AYÇİÇEĞİ VAR, UN VAR

Bosna Hersek’ten et ithalatına değinen Gaytancıoğlu, “Geçen hafta cumartesi günü Türkiye cayır cayır yanarken bir cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıktı. Bosna Hersek menşeli ithalat serbest bırakıldı. 8 bin ton kırmızı et, içinde domuz eti, at eti, eşek eti, katır eti bile var. Dondurulmuş et var bunun sakatatları var. 75 bin ton sıfır gümrük ile ayçiçeği var, un var. Bu kadar ürün Bosna Hersek'te yok arkadaşlar. Buradan iddia ediyorum. Sırbistan, Macaristan’dan başka ülkelerden AKP rantçıları, AKP ye yakın iş adamları bunu getirerek para kazanacaklar. Türkiye cayır cayır yanarken onlar para peşindeler ithalat peşindeler. Böyle bir şey Cumhuriyet tarihinde görülmedi. Sanki cumhuriyetin temellerini yıkmak için yakmak için her türlü şeyi kullanan bir iktidar var.” şeklinde açıklamalarına devam etti.

TÜRKİYE’DE YURTTAŞ VAR, HÜKÜMET YOK

Orman yangınlarıyla ilgili olarak şunları ekleyen Gaytancıoğlu açıklamasına şöyle konuştu: “İlçe örgütümüze yurttaşlarımızın getirdiği yardımlar var. Bu yardımları son derece önemsiyoruz. Çünkü biz yangın bölgesinde 6 gün kaldık ve her bölgeye uğradık. Yani Muğla Milas, Bodrum ve Marmaris Köyceğiz, Manavgat, Alanya her yere gittik. Bu görüntüler her yerde var. Bu görüntülerin çok çok fazlası daha var. Gıda yardımı da var. Türkiye Cumhuriyeti 81 ili ile birlikte 83 milyon o kadar çok kenetlendik ki gerçekten bir şeye ihtiyaç yok. Herkes gönderiyor. O kadar büyük yardımlar gördük ki Türkiye’de yurttaş var, hükümet yok. Hükümet kesinlikle yok. Hükümet hiç bir yerde görmedik.”

TÜRK HAVA KURUMU'NUN UÇAKLARI NEDEN UÇURTMADINIZ?

Evleri yangından zarar görenler için yapılacak yardımların şeklini eleştiren Gaytancıoğlu, “AKP Genel Başkanı ne diyor size TOKİ’den 2 yıl ödemesiz kredi vereceğiz kadar bari bunu şimdi söyleme, insanların içi yanıyor. Orada bakın bir yere gidiyorsunuz. Yanmış incir kokusu, yanlış ağaç kokusu, yanmış hayvan kokusu hepsi birbirine karışmış ya o manzaraları gördük. Burada anlatmak istemiyorum. Bu durumda insanların hiçbir şeyi kalmamış. ‘Size TOKİ'den ev yapacağız’ diyorsunuz. Bırakın bu işleri yani insanlarına yardım edin. Yangını söndürmeye çalışın. Türk Hava Kurumu'nun uçakları neden uçurtmadınız? Sorulması gereken soru bu. 4 tane 4 milyon dolar para bulamadınız mı? Her yere para bulabiliyorsunuz. Buraya neden para bulamadınız. 13 tane uçağımız var, 1 tanesini satın kardeşim 7-8 tane uçak alın.” dedi.

ŞİMDİ YİNE PİYASAYA ÇIKMIŞLAR

Doğalgaz ve petrol aramaları sırasında hasat dönemi çiftçinin ürününe zarar verildiğini söyleyen Gaytancıoğlu açıklamasında şunları söyledi: “Mayıs ayında petrol, doğalgaz arama çalışmalarını hasada az bir süre kalmış buğday tarlalarında gördük. Şimdi de ayçiçeği tarlalarında yine aynı görüntüler yaşanıyor. Mağduriyet giderilecek denildi. Sorular sordum ama sorularımıza cevap gelmedi. Ya hasat var hasattan sonra yapalım dedik. Basına demeçler verdik. Sizlerin aracılığıyla teşekkür ederiz, durdular, 10 gün durdular. Sonra yine devam ettiler. Şimdi yine piyasaya çıkmışlar. Şimdi ayçiçeği tarlalarına giriyorlar. Üreticiye diyorlarmış ki sizi mağduriyetini gidereceğiz. Tamam merak etmeyin, fazlasıyla ödeyeceğiz tamam ne arıyorsunuz? Petrol ve doğalgaz iyide 10 gün sonra hasat var. 10 gün daha bekleseniz olmuyor mu?”

GÜBRE KARABORSAYA DÜŞTÜ

Gübrenin karaborsaya düştüğünü iddia eden Gaytancıoğlu, “Bölgemizi ilgilendiren. Aslında türkiye'yi ilgilendiren konu da gübre. Gübre fiyatları enflasyon yüzde 15 açıklıyor. Büyük gübre fiyatları en düşük yüzde 100 arttı. Gram altından, çeyrek altından daha fazla bir artış görüyoruz. Ve şu anda da gübre karaborsaya düştü. Bu konuda da hükümeti uyarıyoruz. Artık hükümetin de sonu geldi.” şeklinde konuştu.

GÜMRÜK VERGİSİ SIFIR HİÇBİR KORUMA YOK

Açıklamasının sonunda Gaytancıoğlu şunları dile getirdi: “Ayçiçeği fiyatları ilgili olarak da şunları söylemek isterim. Ayçiçeğinde hasat başladı. Şu an gümrük vergisi sıfır hiçbir koruma yok. Boks ringine çıktığınızı düşünün birinde eldiven var diğerinde yok. Koruma oranı yüzde 27 gümrük vergisi bize ithalatın 150 dolar daha fazla olmasını sağlıyor. O 150 dolar da üreticiyi koruyor. 150 dolar ithal ayçiçeği pahalı olsa içerideki ayçiçeği fiyatları 6-6,5 TL seviyesine çıkacak.  Kanolayı bundan 1-1,5 ay önce üreticimiz 6-6,5 TL’ye sattı. İkisi de yağ bitkisi fiyatları aynı olsun. Bu konuda Trakya Birliği de uyardık. Hükümetten korkarak üreticilerini korumazlarsa karşılarında oluruz. Hükümete baskı yapsınlar, hasada sıfır gümrük vergisiyle girersek üreticimiz perişan olur.