İl Başkanı Demir: “Haddini aşan ifadeler belediye başkanına yakışmıyor”

İlçe Başkanı Sarıkeçe: “Bu bir talandır, başka izahı yoktur”

MEHMET AYTAÇ

İYİ Parti İlçe Binası’nda İlçe Başkanı Zafer Sarıkeçe ile birlikte basın toplantısı düzenleyen Ekrem Demir, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutladıktan sonra Millet İttifakı’nın “erken seçim” talebini de yineledi.

“VALİ BEY’İ ARAMAYACAĞIZ DA KİMİ ARAYACAĞIZ?”

Keşan Belediyesi’nin, eski hizmet binasının yıkımı için kiracılara 11 Kasım’a kadar süre verdiğini söyleyen Demir, yaşanan süreci şu şekilde anlattı: “Bina yıkıma geçmeden, hurdacılar tabir edilen insanlar tarafından maalesef bir yıkıma tabi tutuldu. Oradaki demir ve metal parçaları sökülmeye başladı. Bunun üzerine dükkân sahipleri ciddi bir sıkıntılar karşılaştılar. Keşan’daki ilçe başkanımız Zafer Sarıkeçe de aynı gün beni aradı. Dedi ki Bunun üzerine ben de durumdan vazife çıkararak ilimizin valisi Sayın Ekrem Canalp’i arayarak durumu izah ettim. Kendisi sağ olsun bana kaymakam beyle ve belediye başkanı ile görüşüp, döneceğini söyledi. Aradan 10 dakika geçtikten sonra sayın vali beni aradı ve durumun doğru olduğunu söyledi. dedi. Aradan 1 saat kadar zaman geçti. Yine ilçe başkanım beni arayarak teşekkür etti. <Çevik kuvvet geldi ve şuanda her şey yolunda> dedi. Ben de bunun üzerine sayın valimizi aradım ve kendisine teşekkürümü ilettim. Devletin varlığını, gücünü hissettirdiğinden dolayı kendisine teşekkür ettim. Biz sayın valimizi aramayıp da kimi arayacaktık? Edirne’deki mülki idare amiri validir. Başımız sıkıştığında, dara düştüğümüzde biz elbet ki Edirne Valisi’ni arayacağız.”

“HADDİ AŞAN AHLAKSIZCA İFADELER KULLANDI”

Vali Canalp’i aramasının Keşan Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu’nu rahatsız ettiğini kaydeden Demir; “Niye rahatsız olmuş anlamış değilim. Bu konuyla ilgili kendisine bir soru sorulduğunda da haddi aşan bir ifade kullandı. Son derece rahatsız olduğumuzu ve öfkelendiğimizi belirtmek isterim. Haddi aşan ve ahlaksızca bir ifadedir. Bunu bizim kabul etmemiz mümkün değildir. Bahse konu şahsı Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikâyet ettik. Davamızı açtık, bundan sonra karar yüce mahkemenindir. Süreci takip edeceğiz. Kendisine önerim şu. Biz belediye başkanlarına şehremin deriz. Belediye başkanı o şehrin emin insanıdır. Bu sıfatı üzerinde taşısın. Asli görevleri ile iştigal etsin. Böyle haddi aşan ifadeler, bir belediye başkanına yakışmıyor. O belediye başkanının makamına, o belediye başkanına oy vermiş seçmenlere olan saygımdan ötürü ben, onun seviyesine düşmeyeceğim. Yargıya intikal etmiş bir durumdur. Bundan sonraki süreci hep beraber göreceğiz. Daha önce de yaptığımız açıklamadaki gibi bu mahkeme sonucunda elde edeceğimiz tüm kazanımları, Şehit Aileleri Vakfı’na bağışlayacağız” diyerek sözlerini tamamladı.

Daha sonra İYİ Parti Keşan İlçe Başkanı Zafer Sarıkeçe söz aldı.  Açıklama yapmak için bugüne kadar beklemesinin sebebinin, söz konusu yerde işyeri olması ve aynı zamanda da bir makam sahibi olmasından kaynaklandığını söyleyen Sarıkeçe; “O anki duygularımın ve hissiyatımın, bu makamın önüne geçmemesi için bugüne kadar bekledim. Sinirlerime yenilmek istemedim. Çünkü o gün orada yaşananlar basit şeyler değildi” dedi.

“AY SONUNA KADAR SÜRE VERMİŞTİ”

Yıkım sürecinin başlamasından 15-20 gün önce Keşan Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İsmail Şapçı ile görüştüklerini söyleyen Sarıkeçe, “O yıkım talan gününden, talan gününden yaklaşık bir 15-20 gün önce Sayın İsmail Şapçı (Keşan TSO Başkanı) beyefendi geldi. dedik. Sağ olsun ertesi gün geldi kendisi. Zafer Topçu’nun dükkânında konuştuk ve belediye başkanından randevu aldılar. İsmail Şapçı, Akif Topçu ve Zafer Topçu birlikte belediye başkanına gittiler. Döndüklerinde bana evet 20 gün yani, kasım ayının sonuna kadar belediye başkanının şifahen süre verdiğini söylediler. Biz de dedik, rahatladık” şeklinde konuştu.

“BUNUN ADI TALANDIR”

Sarıkeçe şunları söyledi: “Bundan birkaç gün geçtikten sonra evine bir parça ekmek götürmek için demir alan insanları silah gibi kullanan bu iğrenç zihniyet var, utanmadan bunu kullanan bir belediye başkanı var. İnsanların, fakirliğiyle bize karşı silah olarak kullanıyor. Hani diyor ya orada talan var mıymış diye. Evet, benim içeride bana zimmetli 30 tane aracım var. Kapılarım söküldü, elektrikler gittikten sonra çatır çatır kabloları söktüler, arka tarafta depomun kapısını patlatmışlar. Şahsıma ait bir sürü eşya var içeride, maddi değeri de var. Şikâyet niye etmediniz derseniz etsem ne olacak, geri mi gelecek? Ben helal de ediyorum ama keşke böyle olmasaydı. Bunun adı talandır. Bunun başka bir izahı yoktur. Keza benim yanımdaki arkadaşın dükkânında ağzına kadar mal vardı. Mal içerideyken adamın camını çerçevesini söktüler. Bunun ismi talan değil de ne olabilir? Belediye işçileri gördü her şeyi, hatta alt tarafta kırılan yerime belediye işçileri kendi ördüler tuğlayla daha fazla talan olmasın diye. Yakup Bey (Balcı) biliyor konuyu sorsun bakalım, o gün orada talan olmuş mu olmamış mı?”

“EMNİYETE 50 METRE MESAFEDE OLDU BUNLAR”

Sarıkeçe şöyle devam etti: “Bütün bunlar çok acıdır Kaymakamlığa, emniyete 50 metre mesafede oldu. Kaymakam Bey’i aradım önce, Kaymakam Bey’in durumdan haberi yoktu. Sonra bir ekip geldi ama yeterli olmayacağını gördüm. O refleksle de il başkanımı aradım. Dedim durum sıkıntılı ve lütfen Vali beyi arayın dedim, durum bu. Belediye Başkanı olacak arkadaş, emniyete ve Kaymakam’a bilgi dahil vermiyor. Hiçbir açılışı kaçırmayan, her tarafa kameralarla vizontelecilik yapan belediye başkanı niye orada yok? Çok seviyoruz ya şov ortamlarını. Biliyor çünkü yanlış yaptığını, o yüzden gelmiyor. Orada o gün hakikaten bir can pazarı vardı. Normal bir yıkım değildi o. Kasaplar Hali’nin yıkılması gibi bir olay değildi. İçinde işletmecileri olan bir yerdi. Şimdi de duyumlar alıyorum. Kaymakamlık binasını, emniyet binasını yıkmaya çalışıyorlarmış rapor alıp. İnşallah Kaymakam Bey içindeyken, bu insanlar oraya gelip talan etmez. Bizim yaşadıklarımızı Kaymakam Bey yaşamasın, emniyet müdürü yaşamasın, kaymakamlık çalışanları, müdürleri yaşamasın. Yine de dikkat etsinler. Her an orası da onlar içindeyken, bize yapılan muamelenin aynısı onlara da olabilir.”

“BİRİLERİ YALAN SÖYLÜYOR, KİM?”

“Yıkım raporu ile ilgili size herhangi bir bilgi ya da belge verildi mi?” şeklindeki soruyu cevaplayan Sarıkeçe şunları söyledi: “Biz bu raporu görmedik. En son benim bir dava açma talebim oldu. Raporları isteyelim dedik. 10 gün oyalanma oldu, sonra 6 sayfa bir rapor gönderdiler. Zaten profesyonelce hazırlanmış bir rapor. Eminim kaymakamlık binasına da aynı firma hazırlayacak bu raporu? Bunu incelemeye vaktimiz bile olmadı. Üstümüze yıktılar binayı. Keşan’ın en sağlam binalarından biridir bence bu. İddia ediyorum 100. Yıl Pasajı ile Keşanspor’un olduğu binaları yıksınlar. Oralardan çıkacak toplam demir, buradan çıkan demirden fazla olmayacaktır. Bir şey yıkmak kolay yapmak çok zordur. Bu kadar kolay heba etmemeliyiz. Ondan önceki belediye başkanımızın da binayı 15 yıl bakımsız bırakması, bir çivi çakılmaması gibi. Biz niye bazı değerlerimizi bu kadar çabuk heba ediyoruz? Neden bir şeyleri bu kadar çabuk gözden çıka––rıyoruz?  Çok mu zordu o binayı güçlendirmek, çok mu zordu bakımını yapmak? Ama nasıl bir oyun nasıl büyük bir proje vardır bilmiyoruz. Ben Keşan’da yaşıyorum, siyasetle ilgileniyorum ama maalesef bir şeyleri bilmiyorum. Camdan bir duvar ilerlememize engel oluyor. Bir diğer husus da ben tebligat almadım. Emniyet bana tebligat imzalatmadı. Emniyete gidip almam fırsat olmadan yıkım başladı. Biz çıkmayacağız demedik. Çıkmıyorum diyen kimse yoktu. Ben bugüne kadar bir belediyenin Kaymakamlık eliyle emniyet marifetiyle evrak gönderdiğine ilk kez şahit oluyorum. Ne vardı orada bizi emniyete sevk edecek? Çıkan çıkmış, çıkmayan da tadilatını bitirmek üzere. Bu rezilliği bize yaşatmanızın sebebi ne? Orada o gün yaşananlar akılla izah edilemez. Şifahen de ağzıyla ay sonuna kadar söz veriyor. İsmail Şapçı, Akif Topçu, Zafer Topçu yalan söylemiyorsa ki ben bunları adım gibi biliyor, tanıyorum. O zaman birileri yalan söylüyor. Ya belediye başkanı yalan söylüyor, ya da bu arkadaşlar yalan söylüyor.”