SONGÜL KONAR

Kantar, açıklamasında “Kimse roman halkını başkasına yem olarak yedirmesin. Tüm STK’lar, romanların eğitimine önem versin, istihdama önem versin, barınma için mücadele etsin, kendilerine yer edinmek için değil” ifadelerine vurgu yaptı.

Kantar açıklamasının başında, “4 Şubat 2021 Perşembe günü yapılan meclis toplantısında çok önergeler verildi, önergeler içerisinde de beni çok mutlu kılan bir önergemiz vardı. Belediyemizde bulunan tiyatro salonuna usta klarnetçimiz Selim Sesler’in isminin verilmesi beni çok memnun kıldı. Belediye başkanımıza samimi duygularımla teşekkür ediyorum” dedi.

“GUL YABANİ OLAYINDA MAHALLEMİZDE BİR AY HUZURSUZLUK, ZAHMET ÇEKTİK”

Meclis toplantısının gerçekleştiği esnada istenmeyen olayların meydana geldiğini belirten Kantar, açıklamasında şu cümlelere yer verdi: “Bilindiği üzere geçtiğimiz yıllarda mahallemizde olmayacak bir şey için, pire için yorgan yakma olayı yaşandı. Bu olayda da gul yabani olayını piyasaya sürdüler. Gul yabani olayında mahallemizde bir ay huzursuzluk, zahmet çektik. Yaşanan olaylarda, mahallem adına hiç iyi şeylerle karşılaşmadık. Pastane olaylarında yaşananlar doğrultusunda mahallede 43 genç çocuğumuz belli süre içerisinde tutuklu kaldılar. Birinci mahkemede hepsi her ne kadar tahliye edilmiş olsa da beraat edemediler, bundan dolayı hepsi yüklü cezalar aldı.”

“IRKI, ETNİK OLARAK HİÇ KİMSE KİMSEYİ TEMSİL ETMİYOR ORADA”

Romancılık adı altında her türlü eyleme karşı olduklarını, bunların yapılmaması gerektiğini belirten Kantar, “Siyasi arenada kendini çok önde görmek isteyen kardeşlerimiz bazı şeyleri doğru yapmıyorlar. Doğru yapmadıkları şeyler yüzünden de bazı sıkıntılı şeyler yaşamak zorunda kalıyoruz. Bir konu yaşandığında da hemen ‘ben romanları temsil ediyorum’ deniyor. Kardeşim sen orda romanları temsil ediyorsan orada Pomakları temsil eden de, gacalları temsil eden de var. Irkı, etnik olarak hiç kimse kimseyi temsil etmiyor orada. Biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız, Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşıyoruz. Hepimiz seçilmişleriz. Seçilmiş olduğumuz için de Keşan’da yaşayan 80 bin kişiyi temsilen, tüm halkı temsilen oradayız. Halkı temsilen konuşmamız gerekiyor. Romancılık adı altında her türlü eyleme karşıyız, bunların yapılmaması gerekir” diye konuştu.

“TÜRKİYE’DE BULUNAN TÜM STK’LARA SESLENİYORUM”

Tüm STK’lardan; romanların eğitimine, istihdamına ve barınmalarına önem vermelerini isteyen Kantar sözlerini şöyle sonlandırdı: “Bizim toplumda ayrıştırılmamız, yapılan unsurlar, Keşan Belediye Meclisinde bulunan bütün meclis üyeleri Türk Milletini sonra da bulundukları partileri temsil etmektedir, hiçbir etnik kökeni temsil etmemektedir. Bu tür olaylara yaklaşanları da esefle kınıyorum. Hepsinin birer siyasi gücü vardır AKP, MHP, CHP, İP, SP, BBP, DSP hepsi inandıkları, sevdikleri partilere oy vermekte. Sanki bütün romanlar kendine bir toplum lideri seçmiş, hepsi aynı partiye oy veriyor algısı oluşturulmakta ama öyle bir şey yok. Romanların hepsini bir araya topladığınızda, ‘ben romanları burada temsil ediyorum’ dediğiniz zaman büyük bir yanlış olur. Karşınızdaki romanları ezerek geçiyorsunuz. Her roman tek bir partiye bağlı değil. Herkesin ayrı ayrı tuttuğu siyasi görüş, parti lideri var, belediye başkanları, meclis üyeleri var. Herkes aynı partiye oy vermiyor. Bu şekilde olayların yaşanmasını hiç doğru bulmuyorum. Yaşanmaması bizim için daha iyi olacaktır. Sonuç itibari ile artık yapılacak bir şey de yok. Siyasi temsilcilerimize, oda başkanlarına, STK’lara, spor kulübü başkanlarımıza, tüm Keşanlılara söylüyorum. Gelin hep birlikte adım atalım, bir olalım ayrımcılığa mahal vermeyelim. Çocuklarımız için, birinci derece önemli olan eğitime önem vermeliyiz. Eğitime önem verdiğimiz zaman çocuklarımız belli yerlerde kariyer sahibi olur, meclis üyeliklerine seçildiklerinde de daha sağlıklı dinlemelerini sağlarız. Olumlu ve mantıklı cevaplar vermesi gündeme gelir. Bunlar bizim adımıza güzel şeyler demektir. Bunun yerine biz eğitimle hiç ilgilenmiyoruz, istihdam edilmek için mücadele vermiyoruz, barınma mücadelesi vermiyoruz. Varsa yoksa ikide birde çıkıp ‘ben roman temsilcisiyim’ diyorlar. Kardeşim sen nerede yaşıyorsun? Hangi devlettesin? Sen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı değil misin? Bu sözüm kimsenin şahsına değil, bunu bu şekilde kullanan, Türkiye’de bulunan tüm STK’lara sesleniyorum. Hiç kimse roman halkını kimsenin önüne atıp yem olarak yedirmesin. Yeni Mescit Mahalle Muhtarı ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak söylüyorum; kimse roman halkını başkasına yem olarak yedirmesin. Tüm STK’lar romanların eğitimine önem versin, istihdama önem versin, barınma için mücadele etsin, kendilerine yer edinmek için değil.”