“Bir ülkede yalakalığın getirisi, dürüstlüğün getirisinden daha fazla ise, o ülke batar.”

Dürüstlükten bahsedip, iki yüzlü olanlar. Sadakatten bahsedip, ihanet edenler. Merhametten bahsedip, acımasız olanlar. Adaletten bahsedip, hak yiyenler. Gururdan bahsedip, yalakalığın dibine vuranlar. Aldığı paranın helalinden bahsedip, onun bunun sırtından geçinen parazitler. Allah korkusundan bahsedip, menfaati uğruna iftira atanlar. Dostluktan bahsedip, dakikada arkadaşını satanlar. Mert’im deyip, dansöz gibi kıvırtanlar.

Bunlar hep birilerine yaranmak için yapılır.

İtalyan NiccoloMachiavelli, “Eğer bir millet iktidarda bulunan kişilerin şereften, onurdan, ahlaktan yoksun davranışlarını, hırsızlığını yalnızca kendisi siyasi görüşünden olduğu için görmezden geliyorsa, o millet erdemini yitirmiştir. Erdemini yitiren millet bir gün vatanını yitirir” sözyüle her şeyi açığa vurmuştur.

Bu yazımı atalarıma (Drama-Selanik) Camide vaaz veren bir imamın ahlaksız sözlerinden dolayı yazmak zorunda kaldığımı belirtmek isterim. O vaaz veren imamın amacı da yalakalık yaparak birilerine yaranıp bir pay alabilmek. Ömer Hayyam’ın sözünü yazmadan geçemem, bakın ne diyor;

“Varsın hayat yalakalara şans tanısın. Ben onuruma fiyat biçemem. Yaşadığım kadar daha yaşasam asla tükürülecek eli öpmem…”

Rahmetli Demirel, seçim bölgesinde partililerden birine “kaç milletvekili çıkarabiliriz” sorusunu yöneltiyor. O da, “efendim ilimizden altı milletvekili garanti” deyince,o zaman kendini altıncı sıraya yaz diyerek espiri yapar.

Hak,Hukuk, Adalet bir ülkenin huzurudur, güvenidir, moralidir. Yanlışsa lütfen düzeltin.