Halikanlar Keşan’da

1930lu yıllarda Türkiye’deki iç iskan politikalarından biri de göçebe halkların yerleşik hayata geçirilmesi olmuştur. Bu kapsam Kürtleşmiş Türk aşiretlerinden olan Halikan aşireti Trakya ve Aydın’a nakledilerek serpiştirme suretiyle iskân edilmiştir. 1930 yılında İran’dan Türkiye’ye gelen Halikanlar 405 ailedir. 1932 yılında Halikan aşiretinden Edirne’ye 100 aile gelmiş ve 100 ailenin 35’i Keşan’a sevk edilmiş ve her bir hane Keşan’ın ayrı ayrı köylerine iskân edilmiştir. Kendilerine arazi ve ev verilmiş ise ziraate vakıf olmadıklarıdan dolayı bunların arazisi imece usulüyle işlenerek gelen göçmelere yardım edilmiştir.

1930'ların Keşan’ında Develer

Keşan’da develerin varlığının günümüzde pek bilinmese de bir dönemler oldukça yaygın olduğu görülmektedir. Hatta Keşan’da Osmanlı döneminde devesinin bolluğuna kinaye olarak “deve deryası” diye şöhret aldığı ifade edilmektedir. Osmanlı döneminde Keşan’dan çıkan deve katarları Balkan içerlerine kadar seferler yaptığı ayrıca Keşan ve havalisinin mahsulatı hep bu develer vasıtası ile ihraç iskelelerine nakledildiği de bilinmektedir . Fakat son yirmi beş seneden beri gerek savaşların tesiri ile gerekse medeni nakil vasıtılarının tekemmülü neticesi olarak devecilik itibardan düşmüş ve deve adedi hayli azalmıştır. 1930'lu yıllarda Keşan’da 300 devenin var olduğu görülmektedir. Bazı devecilerin naklimekan etmesi, bazı develerin de ölmesi yüzünden 1932 yılında keşan’da 150 deve kalmış. Bu develerin bazıları 151 bazıları da 120 okka hububat taşımaktadır. Çangul çungul aheste aheste giden develer Keşan’dan Tekirdağ’a üç günde gitmekteymişler. Keşan devecileri Malkara'dan ve köylerden Tekirdağı'na kira ile hububat taşımışlardır. Köylerin Tekirdağına olan uzaklığına göre okka başına 50 veya 60 para kira almışlardır.

Yeni Cumhuriyet’in Tesis Yıllarında Keşan’daki Sorunlar

Tek Parti döneminde vilayet ve kazaların sorunları CHP kongrelerinde gündeme getirilmekte ve istek ya da şikayetler buradaki zabıtlarla Ankara’ya bildirilmekteydi. CHP il kongre tutanaklarında Keşan’ın sorunları nelerdi?

Öncelikle okul meselesinin birkaç tutanakta yer aldığı görülmektedir. Ki bu konu ulusal basına bile yansımıştır.

Bu dönemde basına sık sık yansıyan konulardan biri de kasabada okul eksiliği olmuştur. 1935 yılında Keşan’da 16 mektep, 25 öğretmen ve 1300 öğrencinin olduğu bilgisi yer almaktadır. 3109 öğrencinin de okul eksikliğinden dolayı okula gidemediği ifade edilmektedir. Merkezde yer alan iki okul vardır: Zafer ve İnönü okulları. Keşan’ın ortaokul ihtiyacı 1935’li yıllara gelindiğinde ulusal basına yansımış ve "Keşanlılar Mektep İstiyor!" başlığıyla yer bulmuştur. Keşan’da okul olmadığı için ortaokula gitmek isteyen öğrencilerin Gelibolu’ya gitmek zorunda kaldığı yer almaktadır. Zafer okulana öğretmen gönderilerek ortaokul açılması istenmiştir.

Bu sorun karşısında Ankara Keşan’da mevcut bulunan okul binasına ikmak bir bina yapıldığını ve bunun ortak mektep olarak kabul ederek sorunu çözmüştür. Köylerdeki okul sınıflarında da tek öğretmenle idare edilen üç sınıflı okulların dört sınıfa çıkartmıştır. Ayrıca Karacaali’ye yapılacak okul binasının hızlandırılması talimatı verilmiştir. Arşiv belgelerinde ilgiç bir diğer hususda iktisadi açıdan okul yapılmayan yerlerde okuma bilenlerin köy çocuklarına okuma yazma öğretilmesinin istenmesi olmuştur. Ayrıca okullarda öğretmenlerin dayak attığı ve bunun kesin şekilde yasaklandığının da altı çizilmiştir.

CHP zabıtlarına yansıyan bir diğer mağduriyette iktisadi anlamda köylülerin sıkıntı olmuştur. Buğdayın kilosu dört kuruş iken değirmenlere verilen bir kuruş öğütme ücretinin köylüyü zor durumda bıraktığı muamele vergisinin kaldırılması istenmiştir. Yine köy meralarında keçilerin otlatılması yasaklanmış ve hayvanlarını besleyemeyen köylüler 6000 keçiyi İstanbul ve Yunanistan’a çok düşük rakamlarla satmıştır. Bunun üzerine Ankara, meraların kullanımı tekrar serbest bırakarak bu sorunda çözülmüştür.