AYGÜL KONAR

KTSO Yönetim Kurulu Üyeleri, BOTAŞ yetkilileri ile yaptıkları görüşmede ikna olmadıklarını belirtirken, karşı olduklarının yatırım değil, yer seçimi olduğunu da önemle vurguladı. 

Keşan Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Salonunda, saat 09.30’da başlayan basın açıklamasına, Keşan TSO Meclis Başkanı Orkun Özkaya, Keşan TSO Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Şapçı, Keşan TSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcıları Kadir Mutaf ve Murat Arıkan, Keşan TSO Meclis Katip Üyesi Hüseyin Cinoğlu katıldı. 

Bölgedeki enerji ihtiyacı göz önünde bulundurulduğunda projenin gerekli olduğunu düşündüğünü belirten Şapçı, yer seçimi ve bölgeye verilecek tahribat konusunda tekrar düşünülmesi gerektiğini belirtti. 

ŞAPÇI: “TAMİRİ MÜMKÜN OLMAYAN BİR ZARARA YOL AÇACAK”

Açıklamada ilk önce söz alan KTSO Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Şapçı, görüşme sonucunda birkaç konuda ikna olmadıklarını belirterek, “İskelenin mevcut planlanan yerde yapılmasının, Saros Körfezi’ne tamiri mümkün olmayan yaralar bırakacağı aşikardır” dedi ve şunları söyledi: “Geçtiğimiz günlerde Keşan Heyeti olarak BOTAŞ tarafından Saros Körfezi’nde yapılması planlanan Saros FSRU Gemi İskelesi ile ilgili proje kapsamında bilgi almak için Marmaraereğlisi’nde bulunan BOTAŞ tesislerinde yetkililer tarafından bilgilendirme toplantısına katılım sağladık. Bu kapsamda kurum olarak toplantı sonucundaki izlenimlerimizi ve proje konusunda odamızın görüşünü kamuoyu ile paylaşma gereği duyduk. Daha önce de birçok platformda açıkladığımız ilgili kurumlarla paylaştığımız gibi odamız tarafından 1 Ekim 2018’de ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü Deniz Mühendisliği Araştırma Merkezi’nde Prof. Dr. Ahmet Cevdet Yalçıner’e hazırlatılan ‘Saros Körfezinde yapılması planlanan FSRU ve LNG Gemi İskelesinin olumlu- olumsuz yönleri ile değerlendirilmesi ve yaratacağı çevresel etkilere karşı çözüm önerileri’ başlıklı araştırma raporuna dayanarak görüşümüzü net bir şekilde ifade etmiştik. Saros heyeti ile yapılan toplantıda da BOTAŞ yetkililerine raporumuzu sunduk. Tamamen bilimsel olarak araştırmaları yapılan bu raporda projenin olumlu ve olumsuz yanlarının saptanmasını özellikle istedik. Raporda da belirtildiği üzere odamız olarak yatırıma değil yer seçimine karşıyız. Çevresel etkiden uzak bir bölgede yapılacak olan bu tesis ile daha uygun şartlarda ithal edilebilecek LNG’nin depolanması sağlanacaktır. Aynı zamanda boğazlardan tanker geçişinin azalmasına da olanak sağlayacaktır. Fakat bu iskelenin mevcut planlanan yerde yapılmasının, Saros Körfezi’ne tamiri mümkün olmayan yaralar bırakacağı aşikardır. Heyet ile yaptığımız görüşmedeki izlenimlerimizde bu yöndedir. Saros Körfezi kıyısına bu kadar yakın bir bölgede yapılması planlan iskeleye gelecek gemilerin denizaltında yaratacağı etki orada doğa harikası olarak duran Saros denizaltı yaşamını olumsuz yönde etkileyeceği bilimsel olarak ortadadır. İskeleye gemilerle beraber gelecek farklı istilacı türlerin özel çevre koruma alanındaki canlı türlerinin yaşamına zarar verecektir. Aynı zamanda gelen gemilerin pervanelerinin büyüklükleri düşünüldüğünde deniz tabanında hareketlilik yaşanacaktır. Bu hareketlilik denizdeki bitki örtüsünü tamamen değişimine yol açacaktır. Bu da tamiri mümkün olmayan bir zarara yol açacaktır. Raporumuzda da belirtildiği üzere Saros Körfezi Kuzey Anadolu fayının Marmara’dan Ege’ye geçtiği bölgenin yakınında bulunmaktadır. Olası bir depremde yaşanacak tsunami hareketi bu iskelenin Saros kıyıları için risk oluşturduğunu ortaya koymaktadır. Keşan Ticaret ve Sanayi Odası Meclisi olarak 30.07.2018 tarihinde konuyla ilgili tavsiye kararı aldık. Kendi kendini temizleyen ve yakın tarihte ülkemizin turizmine yön verecek dünyada sadece birkaç ülkeye nasip olmuş benzersiz Saros Körfezi’mizin kıymeti bilinmelidir. Projenin seçilen yer itibariyle, turizm ile anılan bölgemize vereceği geri dönülemez zararları aşikardır. Büyük gemilerin, manevra yaparak sahile yanaşacak olması sebebiyle, su altı florası tamamen etkilenecek bu sebepten başta eşsiz kıyılarımız sahillerimiz, su altı dalış turizmi ve balıkçılık sektörleri olmak üzere bitme noktasına gelmesi ile karşı karşıya kalacaktır. Defalarca kez belirttiğimiz gibi yatırıma değil yer seçimine karşıyız. Çevresel etkiler göz önüne alındığında seçilen bu yerin yetkililer tarafından tekrar gözden geçirilmesi Saros Körfezi’nin geleceği açısından en büyük beklentimizdir. Odamız olarak ilgili kurum ve kuruluşlara girişimlerimizi yaptık ve yapmaya devam edeceğiz. Konunun takipçisi olacağımızı kamuoyuna saygıyla sunarız.” 

ÖZKAYA: “BAZI KONULARDA HALA AYDINLANMADIK”

Keşan TSO Meclis Başkanı Orkun Özkaya ise konu ile ilgili şunları söyledi: “Faydalı bir sunum olduğunu düşünüyoruz ama ekstra çekincelerimiz var. Çevreye verilecek zarar ve deformasyonlar konusunda pek bilgimiz olmadı. Bazı noktalarda da aydınlandığımız bir gerçektir. Depolama olmayacağını öğrendik, bu sevindirici sayılır. Üzerinde durduğumuz bazı konularda hala aydınlanmadık ve aydınlanmayı bekliyoruz.”

MUTAF: “YER SEÇİMİNİN TEKRAR GÖZDEN GEÇİRİLMESİ GİBİ BİR BEKLENTİMİZ VAR”

Keşan TSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kadir Mutaf ise şu sözlere yer verdi: “Bu konunun 2018 yılından beri takipçisiyiz. Elimizde bilimsel bir çalışma var. ODTÜ tarafından hazırlanmış bilimsel bir raporumuz var ve hazırlattığımız bu rapora dayanarak, bazı ifadelerde bulunduk. Bölgemize tamiri mümkün olmayan zararlar verilebilir, bunun altını çizmek istedik. Tabii ki yatırıma karşı değiliz fakat yer seçiminin tekrar gözden geçirilmesi gibi bir beklentimiz var. Bunun da takipçisi olacağımızı kamuoyuna tekrar bildirmek isteriz.”

ARIKAN: “KENDİ KENDİNİ TEMİZLEYEN EŞSİZ BİR KÖRFEZİMİZ VAR VE BUNU KAYBETMEK İSTEMİYORUZ”

Son olarak söz alan Keşan TSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Murat Arıkan ise şu bilgilendirmede bulundu: “Yaptığımız açıklama ile projeye karşı olmadığımızın altını çizmek istiyoruz ama yer seçimi konusunda bu projenin uygun olmadığını düşünüyoruz. Yapılacak projenin yer seçimini doğru bulmuyoruz. 17’kmlik boru döşenme işlemi sırasında ormanlarımız ve tarım arazilerimiz zarar görecek. Bu demek oluyor ki Saros Körfezi, turizm olarak anılan bölgeden çıkacak ve şantiye bölgesi haline gelecek. Bunun ekonomiye, turizme ve doğaya olan zararları gerekli mercilerde incelendi. Dediğimiz gibi büyük gemiler gelecek, su altı florasını tahrip edecek. Balıkçılık, dalış ve su altı turizmini etkileyecek. Körfezimiz en çok dalış ve su altı turizmi ile anılıyor. Kendi kendini temizleyen eşsiz bir körfezimiz var ve bunu kaybetmek istemiyoruz. Raporlarda sunuldu fakat seçilen bölgenin yanlış olduğunu tekrar kamuoyuna duyurmak istiyoruz. İnşallah yer seçimi konusunda tekrar düşünülür.”