Yazımın asıl konusuna girmeden önce başlığımın altında “rüşvete” değinmeden geçmek istemiyorum. Geçmişte Keşan esnafından mafya usulü rüşvet toplayıp engellilere araba dağıttığıma ilişkin kaymakamlığa şikayet dilekçesi verilmişti. Soruşturma sonucu iddia edilen suçlamaların asılsız olduğu ve yargılamaya gerek olmadığı yazıyı o günün belediye başkanı Mehmet Özcan’da okumuştu. Milliyet Gazetesi köşe yazarı rahmetli Hasan Pulur “olaylar ve insanlar” adlı köşesinde 1994 yılında yaşanan rüşvet skandalında müteahhit Selim Edes banka müdürü Engin Civan’a rüşvet verdiği ancak Edes’e “aldıysam belgesini göster dediğinde Civan’a verdiği cevap “rüşvetin belgesi mi olur p….” deyince türkçeye yeni bir deyim kazandırmıştı. Rahmetli usta yazar Hasan Pulur bunu köşesine taşımıştı. 

Şimdi sıra geldi yazımın önemli bölümüne. 1987 yılında yazılı ve sözlü olarak verdiğimiz sınavda Keşan Belediyesine girmeye hak kazandık. Girmemde benim torpilim var diyen olursa çıksın alnından öpeyim. Kahve köşelerinde kendilerinin belediyeye verdikleri zararları örtmeye çalışmak için hakkımda konuşma yapıldığı duyumları alıyorum. Belediyeye gelen işçileri müfettişleri 30 yılın üzerinde inceleme yaptı. Hiç yanlışlık tespit etmedi. Bütün mal varlığım köyde (Çamlıca) rahmetli babamdan kalmıştır. Belediyeye girişten çıkışa kadar belgelidir. Bundan sonraki yazacaklarımı dikkatle takip ederseniz belediyeyi ve partiye verdikleri zararı takdirinize bırakıyorum. 

Cevaplaması gereken sorular. Keşan Belediyesi yerel olup yine mücavir alanları içinde yaşayan halkına hizmet verir. Hizmetleri verirken yine çalışanların yerel çocuklara iş, aş vermesi doğru olanıdır. Şimdi soruyorum.

  1. Orduya hizmet etmek için uzman atanmış olanların çıkan kanundan yararlanarak belediyeye alınması neyin karşılığında yapıldı?
  2. Rüşvet verdim diyebilecek kadar cesaret gösterenlerin olduğu duyumlar arasında ne dersiniz?
  3. Hiçbir uzmanı belediyeye alma mecburiyeti olmadığı halde yerel uzman çocuklarına iş yok diyenler cevap versin. Yabancı uzmanlar neyin nesi?
  4. Başkasının kapısı önünden ayrılmayan yanıltan bu kişilerin (Malatya, Diyarbakır, Urfa, Manisa, Van) uzmanlarla arasındaki ilişkileri neler? Karşılığı ne?
  5. İnsan kaynakları müdürü Diyarbakır’da ordudan ayrılmış. Trafik müdürü jandarmadan ayrılmış. Tahakkuk şefi bilmem nereden, kültür müdürü bilmem nereden, belediye içinde çalışan bunları yürütecek hiç yerel Keşan’lı memur yok muydu? Kademede alan razı veren razı Malatyalı bu uzmana ne karşılığında görev verildi cevaplayın.
  6. Oğlunu, kızını, gelinini, abisini, eniştesini, kayınçosunu kimler işe koydu. Hiç çalışmadan izin kullanmadım diyerek izin parasını kimler aldı? hangi görevli ödedi. 8 kişilik işçi grubunda yedisi 1.500 TL alırken bir işçiye hangi vasıfla 1.600 TL aylık maaş ödendi? Okurlarım belediyeye ve partiye kimlerin zarar verdiğini anlamasına gerek yok. seçim kaybı güzel cevaptır. Gerçekleri söylemekten korkmuyorum. Atatürk gibi.