BÜLENT SAYLAM

Saros FSRU Limanı'nın olası etkilerinin ve körfezin karşılaştığı diğer risklerin belirlenerek alınması gereken önlemlerin tespit edilmesi için Meclis Araştırması Önergesi için CHP (Cumhuriyet Halk Partisi) adına Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, İYİ Parti Grubu adına Mersin Milletvekili Zeki Hakan Sıdalı, HDP (Halkların Demokratik Partisi) Grubu adına İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Edirne Milletvekili Fatma Aksal görüşlerini genel kurulda açıkladı. Meclis Araştırması Önergesi, AK Parti ve MHP (Milliyetçi Hareket Partisi) oylarıyla reddedildi.

Geçen ay planan ancak gündemdeki gelişmeler nedeniyle bugüne ertelenen toplantıda CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel, Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler" kısmında yer alan, Saros Körfezi'ne yapılması planlanan FSRU Limanı'nın olası etkilerinin ve körfezin karşılaştığı diğer risklerin belirlenerek alınması gereken önlemlerin tespit edilmesi amacıyla verilmiş olan (10/4458) esas numaralı Meclis Araştırması Önergesi'nin görüşmesinin Genel Kurulun 17/7/2021 Cumartesi günlü (bugün) birleşiminde yapılması önerildi.

Önerinin ardından komisyon kurulması konusundaki öneri üzerine ilk olarak CHP adına Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, söz aldı. Gaytancıoğlu’nun konuşması sırasında AK Parti Edirne Milletvekili Fatma Aksal arasında karşılıklı atışmalar da yaşandı.

Gaytancıoğlu, konuşmasına yanında getirdiği dövizler ile başladı. Gaytancıoğlu, Saros Körfezi’nin kendine has özelliklerine vurgu yaparak şunları söyledi: "Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; evet, bakın bu görüntüye, buraya gitmediyseniz gidin. Burası dünyanın kendi kendini temizleyebilen ender körfezlerinden bir tanesi, gerçi şimdi ocağına incir ağacı dikiyorsunuz ama burası için Kaptan Cousteau ne demiş biliyor musunuz? "Kızıldeniz'in kuzey versiyonu." Burada 144 çeşit balık var, 78 tür deniz bitkisi var, 34 tür deniz süngeri var. 2010 yılında da Bakanlar Kurulu -gerçi şimdi Bakanlar Kurulu memurlardan oluşuyor- "özel çevre koruma bölgesi" ilan etmiş, şimdi de burada bakın greyderler çalışıyor. Bir liman yapılıyor, bu liman neden yapılıyor? Çünkü buraya bir doğal gaz limanı projesi çizilmiş, planlanmış. İşte, tek adam rejimiyle yönetilen ülkede gelinen nokta budur. Yani Bakanlar Kurulu "özel koruma bölgesi" ilan ediyor, doğal SİT alanı ama bir kişi diyor ki: "Biz orayı söz verdik, bir ülke var finansör, Katar ülkesi, onun gazını biz gemilerle buraya getireceğiz." Gemilerin ismi de FSRU. Yani FSRU gemilerine gaz dolduruluyor, gaz İskenderun'a getiriliyordu, şimdi, Saros'a da getirilecek. Yani bu kendi kendini temizleyebilen bölgedeki kumsal yağma ediliyor şu anda, talan ediliyor. 

11 FARKLI BİLİM UZMANI ‘OLMAZ’ DİYOR

Bölge halkının projenin yapılmaması konusundaki mücadelesi hakkında konuşan Gaytancıoğlu, konuşmasına şöyle devam etti: “Peki, bölge halkı ne yapıyor? Bölge halkı, bakın, göresiniz diye söylüyorum, 170 bin tane imza topluyor. Yani "olmaz" diyor ve bakın, pandemi koşullarında yapıldı bu, herkeste 1,5 metre mesafe, 170 bin tane imza böyle sergilendi. Yani biz, kurallara uyarak bir eylem yaptık. Buraya 100 binleri yığabilirdik. Geçen hafta da Keşan'da bir eylem yaptık, fazla kalabalık tutmadık, ona rağmen ses… Bulamadık değil, getirebilirdik, getirmedik ama karşı tarafta, tam 7 kilometre ilerisinde bir fay hattı var. Yani fay hattının olduğu yere siz liman yapmaya çalışıyorsunuz. Deprem bilimciler diyor ki: "Ya, olmaz bu proje, fay hattı var. Yazık, günah." İklim bilimciler "olmaz" diyor, ziraat mühendisleri "olmaz" diyor, hukukçular "olmaz" diyor, 11 farklı bilim uzmanı "olmaz" diyor.” 

AKSAL: KAÇ TANE DİKTİK ORADA

GAYTANCIOĞLU: DİKİLEN BİR ŞEY YOK

Gaytancıoğlu’nun konuşması sırasında araya AK Parti Edirne Milletvekili Fatma Aksal’ın da girdiği konuşma şöyle sürüyor: ÇED raporu olumsuz ama siz Katar'a söz vermişsiniz ya, Katar'a söz verdiğiniz için Katar'ın gazı Avrupa'ya satılacak ya bu güzelim doğayı katlediyorsunuz, 10 bin tane ağaç kestiniz, 10 bin tane. Hani siz her yeri yeşillendiriyordunuz.” 

Aksal, “Kaç tane diktik orada.” Şeklinde yanıt veriyor Gaytancıoğlu’na

Gaytancıoğlu, da “Dikilen mikilen bir şey yok” şeklinde Aksal’a yanıt veriyor. Devamında Aksal, da “Vallahi yalan, ayıp ayıp.” şeklinde karşılık veriyor.

Gaytancıoğlu, Aksal’a “Burada cevap verirsiniz, oradan sataşma yapmayın.” Şeklinde yanıt verip konuşmasına şöyle devam ediyor: “Şimdi, biz ne istiyoruz? ÇED olumsuz raporu çıktıysa hukuk görevini yapsın. Hukuk ne yapıyor? Görevini yapmıyor. Bakın, birini yakaladığınızda, hırsızlık yaparken yakaladığınızda savcı ne diyor: "Evet, suçu sabittir, tutuklansın." Polisler gidiyor, ne yapıyorlar? Yakalıyorlar, içeri tıkıyorlar. Şimdi, yargı ne demiş? "Olmaz" demiş "ÇED olumsuz" demiş. Halk "Olmaz" diyor ama siz gereğini yapmıyorsunuz. Yürütmeyi durdurma kararı bir türlü çıkmıyor yani hukuk işlemiyor, adalet yok. Burada usulsüzlük var, bu usulsüzlüğü yapan herkes sorumludur arkadaşlar. Merak etmeyin, CHP iktidarında hukuk sonuna kadar işleyecek ve bu yapılanlar, bölgeye yapılan ihanetlerin her birinin hesabı yöneticilerden ve herkesten sorulacak çünkü bu doğa kendi kedini temizleyebilen bir yer burası. Bakın, müsilaj neden oluyor, neden böyle doğa olayları oluyor, neden siz bu şekilde doğayı tahrip ediyorsunuz?”

Gaytancıoğlu’nun konuşmasının arasına AK Parti İstanbul Millevekili Abdullah Güler de, “Temel atmama töreninden olabilir mi?” şeklinde giriyor.

Gaytancıoğlu konuşmasına devamla “Biz bunu çok iyi anlıyoruz çünkü doların yeşilini anlıyorsunuz, sizin doğanın yeşiliyle ilginiz yok.” şeklinde konuşuyor.

KEŞAN KENT KONSEYİNE VE SAROS ÇEVRE GÖNÜLLÜLERİNE TEŞEKKÜR

Güler tekrar araya giriyor, "Temel atmamadan olabilir mi?” Gaytancıoğlu, konuşmasına devam ederek şunları söylüyor: “Bakın, BOTAŞ yetkililerine özellikle sordum: Ya, dedim, bizim İskenderun'da bir limanımız yok mu? "Var" dediler, buraya bu gemiler yanaşmıyor mu? "Evet" dediler, bir de Aliağa'ya yaptınız "Evet" dediler, neden buraya yapıyorsunuz? Cevap yok. Cevap, ileriki yıllarda belki de… Hayır, arkadaşlar, cevabı belli çünkü bunun taşeronu da inşaatı yapan da sizin 5'li çetenden biri. Yani çok güzel bir ortaklık kurulmuş, bölge halkı ihmal ediliyor, 170 bin tane imza görmezden geliniyor, hukuk çiğneniyor. Ya, yapmayın, gelecek nesillere yazık. Orada insanlar denize girecekler, o doğayı katlettikten sonra, o doğayı kirlettikten sonra orada yaşam nasıl olacak? 144 tane balık çeşidi var.

Şunu da anlıyoruz: Projenin değiştirilmesi de şu anda gündemde, değiştiriyorlar. Yani hiçbir şekilde hukuk işlemiyor ama bölge halkı ciddi bir şekilde tepki veriyor.

Buradan Keşan Kent Konseyi yöneticilerine çok teşekkür ediyorum, Saros çevre gönüllülerine teşekkür ediyorum. Bölge halkına rağmen siz bunu yapmaya çalışıyorsunuz ama bir süre başarılı olursunuz, sonunda, doğruyu söyleyen, doğruyu yapan her zaman başarılı olur. Siz kısa günde bir şeyler yapmaya çalışıyorsunuz, çevreye yazık ediyorsunuz, gelecek nesillere yazık ediyorsunuz; buradan dönün diyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.”  

SARIKEÇE VE TEŞKİLATI PROJEYİ DURDURMAK İÇİN MÜCADELE EDİYOR

Konuşmasını sonlandıran Gaytancıoğlu’na CHP ve İYİ Parti sıralarından alkış geliyor.

Ardından İYİ Parti Grubu adına Mersin Milletvekili Zeki Hakan Sıdalı söz aldı. Sıdalı, İYİ Parti Keşan İlçe Başkanı Zafer Sarıkeçe ve Keşan Kent Konseyi ile görüştüklerini belirterek konuşmasına şöyle devam ediyor: “Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Edirne Keşan'da Saros Körfezi'ne BOTAŞ'ın "Yapacağım." diye tutturduğu Doğal Gaz Limanı ve Kara Boru Hattı Projesi'nin sebep olduğu ve olacağı yıkımı yakından takip ediyoruz.

Biz Ankara'da oturup ahkâm kesmiyoruz. Mart ayında İYİ Parti heyeti olarak yaptığımız Edirne ziyaretinde projenin vahameti, yaratacağı tahribat hakkında yerinde bilgi aldık, Keşan Kent Konseyiyle görüştük. İYİ Parti Keşan İlçe Başkanımız Zafer Sarıkeçe ve teşkilatı projeyi durdurmak için mücadele ediyorlar, etmeye de devam edecekler ancak konu doğa ve çevre olunca bir anda gözler kör, kulaklar sağır. Maviyle, yeşille, İstanbul'la, Saros'la ne hesabınız var sizin, gerçekten anlamak mümkün değil. 

NEREDE KALDI HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ?

Edirne Mahkemesinin iptal kararından on beş gün geçmesine rağmen inşaatın devam ettiğini hatırlatan Sıdalı, konuşmasında şunları aktardı: “Saros Körfezi, dünyanın, kendini temizleme kabiliyetine sahip 3 denizinden 1'i; çok nadide bir hazine, dünyada sadece 3 tane var, 3. Saros Gemi İskelesi, müsilajda da tecrübe ettiğimiz gibi telafisi imkânsız bir felaket yaratacak. Bunu yalnızca biz söylemiyoruz, bilirkişi raporları, akademik çalışmalar da aynısını söylüyor. Keşanlıların yıllarca mücadelesinden sonra 1'inci ÇED raporunu iptal eden Edirne mahkemesi de söylüyor. Bakın, iptalin ardından on beş gün geçti, hâlâ inşaat devam ediyor yani adalet tecelli etti ama devletin kurumları Türk milleti adına verilen kararı uygulamada dahi maalesef yetersiz kalıyor. Nerede kaldı hukukun üstünlüğü? Sonra hukuka güven kalmıyor şaşırıyorsunuz, reform üstüne reform yapmaya çalışıyorsunuz ama sizin için ilk reform mahkeme kararlarına uymak olur.” 

HİÇBİR ŞEKİLDE GERİ DÖNÜŞÜ YOK

400 metrelik devasa gemilerin sığ körfezin ekosisteminde yaratacağı tahribatın altını çizen Sıdalı, “Marmara’yı, Dipsiz Gölü, Kaz Dağları'nı, Cehennem Deresi'ni öldüren kirli eller şimdi de gözlerini maalesef Saros'a diktiler. Yine, halkın ve bilimin itirazları yok, yargı kararları ise hükümsüz sayılıyor. Boru hattı denize gelene kadar önüne gelen ağaç, tarım arazisi ne varsa biçti, yeşili yok ettiler, şimdi sıra maviye geldi. 400 metrelik devasa gemilerin sığ körfez ekosisteminde yaratacağı tahribatın hiçbir şekilde geri dönüşü yok. Bu projenin bir ucundan tutanlar yarın çocuklarının, torunlarının yüzüne nasıl bakacaklar merak ediyorum. Korusanıza maviyi, yeşili. Saygıdeğer milletvekilleri, bir yandan "Avrupa'yla uyum." deyip Yeşil Mutabakat Eylem Planı'nı hazırlarsanız, diğer yandan da fosil enerji için doğanın katledilmesine göz yumuyorsanız kim inanır sizin planınıza. Hele bir de bunu özel koruma bölgesinde yapıyorsanız. Buradan bir kez daha iktidarı çevreye hassasiyet göstermeye, vatandaşın samimi talebine kulak vermeye ve bizlere miras değil emanet olan doğaya saygı göstermeye davet ediyorum. Ama biliyorum ki siz, yine, bu davete icabet etmeyeceksiniz. Birkaç yıl sonra Saros Körfezi acil eylem planı hazırlamak zorunda kalacağız biz. İnanın önlemek kurtarmaktan daha az maliyetli. Bir kez daha Saros Körfezi'ni yok edecek projeden bir an önce vazgeçilerek acilen rehabilitasyon çalışmalarının başlatılması gerektiğini dile getiriyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.” dedi.

Sıdalı’nın da konuşmasının ardından İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar geldi.

ŞİRKETLER DOĞAMIZI YOK EDİYORLAR

İYİ Parti Grubu adına Mersin Milletvekili Zeki Hakan Sıdalı’nın ardından HDP (Halkların Demokratik Partisi) Grubu adına İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay söz aldı. Kemalbay, konuşmasına şöyle başladı: Sayın vekiller, Marmara Bölgesi'ne bütün sanayinin yığılması ve bunun sürdürülebilirliği için yeni projeler yapılması başlı başına bir hata. Bölgesel eşitsizlikleri artırdığı için ve aynı zamanda ekolojik krizi tetiklediği için bu büyük bir sorun. Fakat şöyle bir soruyla başlayayım sözlerime: Saros Körfezi gibi bir doğa harikasını, bir ekosistemi bir şirket yaratabilir mi, yoktan var edebilir mi? Fakat şirketler doğamızı yok ediyorlar ve toplumdan alıyorlar. Bakın, İzmit Körfezi'nin hâli ortada, Saros'un kaderinin İzmit Körfezi gibi olmasını sağlamaya ne hakkınız var?”

TÜM KIYILARIN DOLDURULMASI BİR TİCARİLEŞME PROJESİ

Saros Körfezi’nin ekolojik, doğal ve tarihî özellikleriyle korunması gereken bir değer olduğunu savundan Kemalbay, konuşmasına şöyle devam etti: “Saros Körfezi ekolojik, doğal ve tarihî özellikleriyle korunması gereken bir değer. Bu bölge doğal bir alan. Buraya doğal gaz hattı demek o bölgede yapılacak bütün santrallerin ve sanayinin orada sayıca artması demek. Sadece Saros bölgesi değil, yapılaşmanın bütün bu doğal bölgede artması anlamına geliyor. Kıyıdan 500 metreye kadar olan mesafe deniz ekosisteminin en güçlü olduğu alanlar, buradaki ekosistemi öldürmek anlamına geliyor. Bu projeyle sadece kıyı doldurulup yapılaşma olmayacak, aynı zamanda kıyıda üreyen balıklardan mikro canlılara kadar biyoçeşitlilik ortadan kaldırılacak. Saros Körfezi'nde yapılan bu proje bir bütün olarak tüm kıyıların marina ve liman inşaatlarına açılması, yapılaşması ve bu alanların ticarileşmesi projesinin bir parçası olarak düşünülüyor ve o yüzden burası BOTAŞ'a veriliyor. Kıyının içinin, denizin içinin yapılaşmaya açılması ve tüm kıyıların doldurulması bir ticarileşme projesi.

SAZLIDERE GAZLIDERE OLMASIN

Geçen hafta Keşan’daki mitinge geldiğini söyleyen Kemalbay, halkın itirazı olduğunu dile getirerek konuşmasını şöyle sonlandırdı: “Saros Körfezi Liman Projesi'nde Edirne İdare Mahkemesi "ÇED olumlu" kararının iptaline karar verdi, bu uygulanmıyor. Burada hukukun arkasından dolaşılıyor, hukuk çiğneniyor, inşaatın hız kesmeden devam etmesi hukukun öldürülmesi anlamına geliyor. Hukuka rağmen her şeye normalmiş gibi devam edilmesi hukukun üstünlüğünün bir kez daha olmadığını gösteriyor. Liman inşaatı şu anda iptal edilse bile hafriyat, yol bağlantıları, kıyının tamamen dolgulandırılması, kazılması o bölgenin tamamen yapılaşmaya açılması demektir. O yüzden, bunların derhâl durdurulması gerekiyor. Kazık çakmadan sonra denize atılan çamur görünümlü şeyin ne olduğunun halka açıklanması gerekiyor ve burada inceleme yapılması gerekiyor. Halkın itirazı var. Ben geçen hafta mitingdeydim, Keşan'daydım. 170 bin imza toplanmış ve halk diyor ki, Saros gönüllüleri diyor ki "Saros Körfezi'nde tankerler değil balıklar olsun. Sazlıdere, gazlıdere olmasın. Saros'uma dokunma. BOTAŞ, Saros'tan ellerini çek." Halkın burada dinlenmesi gerekiyor, halka hesap verilmesi gerekiyor, hukuka uyulması gerekiyor. Teşekkürler”

Kemalbay’ın konuşmasın ardından HDP ve CHP sıralarından alkış geldi.

İDDİA EDİLDİĞİ GİBİ LİMAN PROJESİ DEĞİL İSKELE PROJESİDİR

Daha sonra kürsüye Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Edirne Milletvekili Fatma Aksal geldi.

Saros Körfezi'ne zarar verecek bir projenin karşısında ilk önce Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere, partililerin ve Edirnelilerin olacağını savunan Aksal, konuşmasına şöyle başladı: “Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; CHP grup önerisi aleyhine söz almış bulunuyorum. Sizleri ve yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum. Hiç şüphesiz Saros Körfezi, ekolojik, doğal ve tarihî özellikleriyle ülkemizin ve dünyanın en özel deniz alanlarından bir tanesidir. Doğduğum ve doyduğum yer olan Keşan ilçe sınırları içinde yer alan Saros Körfezi, hiç şüphesiz hepimiz için çok kıymetli ve değerlidir. Projeyi her aşamasında yakından takip ediyoruz. Hiç şüpheniz olmasın ki Saros Körfezi'ne zarar verecek bir projenin karşısında ilk önce Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere, partimiz ve Edirneliler olur. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Ama Saros FSRU Projesi'ni konuşacaksak gerçekler üzerinden konuşmamız gerekir. Bir defa Saros FSRU Projesi, iddia edildiği gibi bir liman projesi değil bir iskele yapım projesidir. FSRU denilen şey, sıvılaştırılmış doğal gazın muhafaza edildiği, yeniden gazlaştırma ünitesine alındığı bir yüzer depolama tesisidir. Stratejik önemdeki enerji arz güvenliği, bütün gelişmiş ülkelerde bu tesislerde sağlanmaktadır. Yanı başımızdaki Yunanistan, Avrupa Birliğinin desteğiyle, ülkemize 70 kilometre mesafedeki Dedeağaç'ta bir FSRU projesi inşa etmektedir. Nedense kimsenin sesi bu projeye çıkmıyor ama herkes Türkiye'deki projeye sesini çıkartıyor, maalesef, ilimizin vekili de dâhil olmak üzere. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)”

TRAKYA’NIN DOĞAL GAZ ARZ GÜVENLİĞİ SAĞLANACAK

Projenin tamamlanması ile Türkiye'nin, Balkanlar ve dünya doğal gaz ticaretinde etkin bir olma hedefine bir adım daha yaklaştıracağını iddia eden Aksal, konuşmasına şöyle devam etti: “Projenin Saros Körfezi'ne yapılan FSRU projesiyle ülkemizin doğal gaza dayalı enerji üretim ve sanayi tesislerinin ve konut doğal gaz tüketiminin en fazla olduğu Trakya'nın doğal gaz arz güvenliği sağlanacak ve enerjiye yeni bir giriş noktası oluşturulacaktır. Çanakkale ve İstanbul boğazlarındaki gemi trafiğinden kaynaklanan kısmi kısıntı, kesinti durumları ortadan kalkacaktır. Saros FSRU Projesi'nin yapımının tamamlanması, ülkemizi, Balkanlar ve dünya doğal gaz ticaretinde etkin bir olma hedefine bir adım daha yaklaştıracaktır.

BEN KEŞAN’DA YAŞIYORUM, SADECE BİR GÖSTERİ İÇİN KEŞAN’A GİTMİYORUM

Saros FSRU İskelesi Projesi'nin inşaat işlemlerinin dayanağı 25 Haziran 2020 tarihli ve 5922 Karar sayılı ÇED olumlu kararıdır. Edirne İdare Mahkemesinin yürütmeyi durdurma kararı, 15 Haziran 2021 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı lehine Danıştay tarafından oy birliğiyle reddedilmiştir. Doğal gaz boru hattı güzergâhına dair 38 genel müdürlük düzeyinde ve 30 yerel idare düzeyinde olmak üzere toplam 68 kamu kurum ve kuruluşunun görüş, öneri ve izni proje sürecinde alınmıştır. Yapım sürecinin deniz ekosistemine olası etkileri hidrobiyologlar tarafından izlenmekte ve işletme sürecinde de bu izlemler devam edecektir. Çevreci bir perspektifle yürütülmekte olan proje kapsamında 5 bin ağaç taşınmış, 100 bin orman fidanı ve 100 bin zeytin fidanı bölgeye dikilmiştir. Görmeyen vekillerimiz varsa kendilerine bölgeye gidip görmelerini tavsiye ederim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Projenin, başta bölgemiz olmak üzere, ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyor, sizleri saygıyla selamlıyorum. Ben Keşan'da yaşıyorum, sadece bir gösteri için Keşan'a gitmiyorum.”

Aksal’ın konuşmasının ardından AK PARTİ sıralarından alkışlar geldi.

Saros Körfezi'ne yapılması planlanan FSRU Limanı'nın olası etkilerinin ve körfezin karşılaştığı diğer risklerin belirlenerek alınması gereken önlemlerin tespit edilmesi amacıyla verilmiş olan (10/4458) esas numaralı Meclis Araştırması Önergesi’ oylamaya sunuldu.

Komisyon kurulması AK Parti ve MHP oylarıyla reddedildi.