SONGÜL KONAR

Programda, bölge ekonomisi, Gıda İhtisas OSB, FSRU Limanı, tarım ve hayvancılık olmak üzere birçok konu görüşüldü.

Programda ilk olarak, İsmail Şapçı söz aldı.

“ŞU ANDA DESTEK AMAÇLI BİR KREDİ PAKETİ YOK”

TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un Keşan ziyaretiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Şapçı, “Meclis Başkanı Mustafa Şentop’tan Hamzadere Bölgesi olarak, destek talebinde bulunduk ve sorunlarımızı kendisine aktardık. Kendisi de bize yardımcı olduğunu söyledi. Özellikle Covid-19 önce sağlığı sonra da, ekonomiyi olumsuz yönde etkiledi. Üretimler azaldı ve ticaret düştü. İnsanlar, evlere hapis olmak zorunda kaldı. Sayın Meclis Başkanımız Mustafa Şentop’tan oda olarak rica da bulundum. Esnaf ve tüccar, finansmana ulaşmakta sıkıntıları var. Geçen dönemde uygulanan kredi paketleri olsa da, şu anda destek amaçlı bir kredi paketi yok. Bunların artırılmasını ve tabana yayılmasını istedik. Ödemesi düşük faizle ya da ödemesi uzun vadeye yayılmış şeklinde destek verilmesini istedik. Ayrıca, OSB konusunda da, kendisinden destek istedik” dedi.

“BİRİNCİ ÖNCELİĞİMİZ, HAMZADERE’DİR”

Daha sonra söz alan İbrahim Girgin ise, bölgenin en büyük sorunlarından birinin Hamzadere Sulama projelerinin bitirilmesi olduğunu söyleyerek, “Biz, Türkiye’nin değil; dünyanın en güzel yerlerinden birinde yaşıyoruz. Bölge insanımız şanslı. Ama çalışkanlığımız günden güne biraz azaldı. Şu anda gaza basma dönemidir. Sayın Meclis Başkanımız Mustafa Şentop’a oda ve borsa başkanları olarak dosyamızı verdik. Birinci önceliğimiz, Hamzadere’dir. Hamzadere Barajı bittiği ama köylerimiz suyla buluşmalı. Bu konuda ödenek çıkartılmasını istedik” diye konuştu.

TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un ziyareti hakkında konuşan Necmi Kaymaz, “Keşan için hep birlikte olduk. Söz konusu Keşan ise, hepimizin beraber olması gerektiğine inanıyoruz. Herkes siyaseti bir kenara bırakıp, siyaset üstü bir davranış sergilemesi gerektiğine inanıyorum. Maalesef bunu başaramıyoruz. Bazen insanın fıtratında olan kıskançlık, bölgeni gelişimine engel oluyor. Bunu ortadan kaldırırsak, iktidarı, muhalefeti ve STK’larıyla, güzel işlere imza atacağımıza inanıyorum. Türkiye’nin ikinci ismi Keşan’ı ziyaret etti. Bu Keşan’a verdiği önemin işaretidir” dedi.

“KEŞAN’DA OSB ÇALIŞMALARI, 2000’Lİ YILLARIN BAŞINDA BAŞLADI”

OSB hakkında bilgilendirmelerde bulunan Şapçı, “OSB konusunda, bölgenin destek seviyesinin artırılmasını istedik. Keşan’da OSB çalışmaları, 2000’li yılların başında başladı ve bizim dönemimize kadar ilerleyerek geldi. Şanslıyız ki, dönemimizde ilgili kısımları hallettik ve geçen aylarda müteşebbis heyetini kurduk. Gıda İhtisas OSB, yeşil statü içerisinde olacak. Çevreye zararı olmayan bir OSB kazandıracağız. Keşan olarak, 4’üncü teşvik bölgesindeyiz. Bunun en yükseği 6’ncı teşvik bölgesidir. Biz, 5 veya 6’ya yükseltmek için elimizden geleni yapıyoruz. Keşan’ın cazibesi artacak ve kısa sürede dolması sağlanmış olacak. Hedefimiz, 2023 yılında çarkların dönmesini sağlamak istiyoruz. OSB konusunda, ön talepler var. Makarna, salça, turşu, süt ürünleri firmalarının ön talepleri var. Bu talepler giderek artıyor. Pandemi sürecinde dahi arayıp, nasıl yer alabilecekleri konusunda bilgi alıyorlar. Pandemi bittiğinde, OSB’nin tam kapasiteli şekilde faaliyete geçeceğine inanıyorum” şeklinde konuştu.

“SÜTE YA DA ETE DAYALI BİR OSB DÜŞÜNÜLÜYOR”

Yeniceçiftlik’te yapılmasıdüşünülen OSB hakkında sorulan soruya cevap veren İsmail Şapçı şunları söyledi: “Yeniceçiftlik’ten başlayıp, İpsala’ya kadar 5-6 alan var. Ama nerede kurulacağı belli değil. Besi OSB kurulması planlanıyor. Süte ya da ete dayalı bir OSB düşünülüyor. İsminde, OSB geçiyor ama sanayi barındırılmayan bir bölgedir. Bu OSB’nin, Gıda İhtisas OSB’ye göre, süreci uzundur. Yaklaşık 6 yıllık bir süreci kapsıyor. Bölgemizdeki yetiştiricilerin ihtiyacı var. Gıda İhtisas OSB’yle hammaddenin de, önemi artacaktır. Bu OSB’nin hayata geçmesiyle birlikte hayvansal üretiminde desteklenecektir. OSB’nin bölge kazandırılacaktır.”

Yeniceçiftlik bölgesinde yaklaşık 25 yıl önce kirli bir sanayi gündemde olduğunu söyleyen Kaymaz, “Bugün düşünülen ise, hayvancılık üzerine bir OSB’dir. O bölgenin 10 kilometre içerisinde kalan yetiştiricilerin bu projenin içerisinde olması gerekiyor. Eğer onlar projeyi kabul etmezlerse, projenin hayata geçirilmesi mümkün değildir. Bu konuda araştırmalar ve yer seçimi yapılacak” dedi.

“BİZ BÖLGEMİZİN MENFAATLERİ İÇİN BİR ARADA OLACAĞIZ”

Tarımı sanayileştirmek için bu yola çıktıklarını kaydeden İbrahim Girgin, “Üniversite ve 3 kurum bir araya gelerek, nelerin yapılabileceğini konuştuk. Üniversite, sanayi ve ticaretin işbirliği olursa, bölgeyi uçururuz. Ama herkes bir yere çekerse olmaz. Kavganın olduğu yerde bereket olmaz. Bazıları siyasette kavga ederek nemalanıyor. Biz bölgemizin menfaatleri için bir arada olacağız. Bundan ötürü de, bölgeye kim çivi çakıyorsa, yanındayız; kim söküyorsa da, karşısındayız. Yapılacak olan Gıda İhtisas OSB ise, bölgeyi zenginleştirecektir. Öncelikle sulama projeleri olan Hamzadere projesini bitirmektir” dedi.

“Oda, borsa ve sendikalar, pandemi döneminde üyelerden alınan aidatlarının belli bir süre almaması konusunda, Hüseyin Erkin’in bir söylemi olmuştu. Herhangi bir yasal zorunlulukta olmadığını ifade etmişti. Sizler bu konuda ne düşünüyorsunuz?” şeklindeki soruya cevap veren İsmail Şapçı, şunları söyledi: “Yasal bir engel yok söylemi yanlıştır. Çünkü bu kanunla belirlenmiştir. Ben, yönetim ve meclisim bir karar alsa da, yasal olmadığı için yargılanırım. Bunun kararını bizler değil, bakanlığın vermesi gerekiyor. Pandemi döneminde alacağımız aidatlar, 4 ay boyunca ertelenmişti.”

“HAMZADERE BÖLGESİ’NDE 16 MİLYON TL DÜŞÜK FAİZLİ KREDİ KULLANILDI”

Yapılan çalışmalar hakkında bilgilendirmede bulunan Şapçı, şöyle devam etti: “Oda ve borsalar olarak, üyelerimize 150 binin üzerinde maske dağıtımı yapıldı. 10 binin üzerinde hijyen kiti, bilgilendirme afişleri dağıtıldı. TOBB’un önderliğinde nefes kredisi verildi. Oda ve borsalar olarak, kefil olduk. Destek içinde, oda ve borsaların bütçesinden para aktarıldı. Keşan bölgesinde 13,5 milyon TL nefes kredisinden yararlandı. Hamzadere Bölgesi’nde yaklaşık 16 milyon TL düşük faizli kredi kullanıldı. Ayrıca, sektörlerin kısa çalışma ödeneğinden yararlanması için çalıştık. Eğitimlerimiz devam ediyor. Halk Bankası’yla oda ve borsalar olarak, finansman protokolü imzaladık. Alınacak ürünlerde, 6-8-12-18 ay taksitlere bölünebiliyor. Ceplerinden daha az para çıkarak ticaretlerini sürdürüyorlar. Yeniden nefes kredisi çıkarsa, esnaflarımız kışı rahatlıkla geçirip, yaz dönemine ulaşmış olacaklardır. 2022 yılının ortasında normalleşmeye geçileceğini düşünüyorum. Umarım, destekleri alırız.” 

Kaymaz ise, şunları söyledi: “Aidat konusu, Hüseyin Erkin büyüğümüzün dediği değil. Bakanlar kurulunun aldığı kararların dışına çıkmamız mümkün değildir. Keşke, bu yönde bir karar alınsa. Karar alınsa biz neden yapmayalım ki? Üyelerimiz varsa, bu kurumlar var.”

Girgin ise şöyle konuştu: “Bölgemizde, üyelerimizi korumak için elimizden geleni yapıyoruz. Biz, hiçbirimiz maaş almıyoruz. Gönüllük esasıyla, bölgemizin kalkınması için elimizden geldiğince çalışıyoruz. Oda ve borsalar birliği kanununa göre, ne yapılması gerekiyorsa yapılır.”

Yerel esnafa sahip çıkılması gerektiğine kayıt düşen İsmail Şapçı, “Esnafın yaşatılması için alışveriş yerel esnaftan yapılmalı. Paranız yoksa büyük marketler size veresiye vermez ama yerel esnafınız almak istediğiniz ürünü verir. Bu zor dönemde, herkesin alışverişini yerel esnaftan yapmalı” dedi.

“ZİNCİR MARKET KONUSUNDA SINIRLAMA GETİRİLMELİ”

Zincir marketler konusunda, TOBB ve bakanlığa gönderdikleri yazı hakkında konuşan Şapçı, “Eczaneler, nüfusa göre belli sayıda açılabiliyorsa, küçük esnafları düşünerek, zincir market konusunda da sınırlamanın getirilmesi gerektiğini yönetimimiz tarafından görüştük. Yazımızı, TOBB ve bakanlığa gönderdik. Değerlendirileceği yönünde bir geri dönüş aldık. Umarım bu kanunlarla belirlenir. Yurtdışında, zincir marketler şehir dışında bulunmaktadır. Çok fazla açılmasına izin verilmez” diye konuştu.

“Hamzadere Bölgesi’nde, çeltik ürünü dışında farklı ürünlerin yetiştirilmesi konusunda herhangi bir planlama var mıdır?” şeklindeki soruya cevap veren İsmail Şapçı şunları söyledi: “TEPAV tarafından bir araştırma yapıldı. Babadan kalma tarım faaliyetleri devam ediyor. Çiftçilerimizin yüzde 52’si babam ne ektiyse onu ekerim diyor. TEPAV çalışmasında, farklı ürünlere yönelirsek, 5 kat daha fazla cironun yapılacağı görüldü. Oda ve borsalar olarak, çalışmalarımızı yaptık. Ürün yelpazesinin artmasıyla daha fazla kazanç olacaktır. Bölgemizde bamya ekimleri yapılıyor. Eğitimler vererek, üretimin yıllarca devam etmesini amaçlıyoruz. Soğuk hava deposu tesisiyle birlikte ürünün daha fazla kişiye ulaşmasını sağlamak için çalışıyoruz.”

Girgin, üretim ve ürün yelpazesinde, değişimin kaçınılmaz olduğunu belirtti ve bölgede alternatif ürünlerin ekiminin yapıldığını kaydetti.

“GİRDİLER 2-3 AYDA BİR DEĞİŞİYOR”

Hayvancılıkla ilgili konuşan Kaymaz, “Süt fiyatları, 13 ay boyunca hiç artmadı ve yerinde kaldı. Ancak, bu süreç içerisinde girdi maliyetleri yüzde 40-yüzde 45 oranında arttı. Sütte fiyatlar 13 ay sabit kaldı ama girdiler 2-3 ayda bir değişiyor. Çiğ sütte artış yaşandı. Ancak, bu fiyatlar belli aralık yapılsa ve herkes önünü görebilse. Hayvancılıkta yaş oranı 59’dur. Tarım ve hayvancılığı yeni nesle sevdirmeliyiz. Yaşamın devam etmesi için gıdaya ihtiyaç var” diye konuştu.

“SU AKAR, TÜRK BAKAR SÖZÜNDEN KURTULMAMIZ LAZIM”

Tarımın geleceği hakkında değerlendirmelerde bulunan İbrahim Girgin, “Hamzadere Bölgesi bizim şahlanmamıza en büyük neden olacaktır. Su akar, Türk bakar sözünden kurtulmamız lazım. Siyasetçiler, sürekli bölgemizde. Ayrıca, Keşanlı bir iktidar milletvekilimiz var. Öncelikle biz ne isteyeceğimizi bilmeliyiz ve bu soruna odaklanarak, takip etmemiz lazım. Üretimde yenilenemeyen olursak yeniliriz. Pandemiyle birlikte birikimlerimiz hızla tükendi. Taşıma suyuyla değirmen dönmez misali, üretimde kenara birikimlerimizi koymamız lazım. İstanbul ve Balkanlara yakınız. Ve ne üretirsek, alıcısı var. Ama biz, ürettiğimiz ürünü markalaştıramadık. Tarım ve hayvancılıkta, markalarımızı artırmalıyız. Ayrıca, ürünlerimizi ektiğimiz gibi sigortasını yapalım. Herhangi bir olumsuzluk yaşandığında, sigorta devreye girerek, üreticimizin emeği boşa gitmemiş olur” dedi.

“BÖLGEYE GELEN YATIRIM ÖNEMLİDİR”

Enez’de faaliyete başlayacak olan Dardanel tesisleri hakkında sorulan soruya cevap veren İsmail Şapçı, şunları söyledi: “Bölgeye gelen yatırım önemlidir. Bölgede istihdamın artmasını sağlar. Dışarıdan gelen yatırımda, bölgenin gelişmesini sağlayacaktır. Bölgeye ve çevreye zarar vermeyecek her türlü yatırımları destekliyoruz.”

“KEŞAN’DA SOĞUK HAVA DEPOSU İHTİYACI VAR”

“Keşan’da geçmişte, soğuk hava deposu kurulması gündemdeydi. Bu konuda son durum nedir?” şeklinde sorulan soruya cevap veren Şapçı, şöyle konuştu: “Keşan’da soğuk hava deposu ihtiyacı var. Özel sektörde bünyesinde var. Ayrıca, Gıda İhtisas OSB yapıldığında içerisinde yer alacak. Keşan birkaç yıl içerisinde büyük bir soğuk hava deposu kazandırılacak. Oda ve borsalar olarak, bizim bu yönde çalışmamız vardı ancak, rafa kaldırdık. Gıda İhtisas OSB’nin içerisinde bu proje gerçekleştirilecek.”

“YERİNE KARŞIYIZ”

Saros Körfezi’nde yapılması planlanan FSRU Limanı hakkında sorulan soruya cevap veren İsmail Şapçı şunları söyledi: “FSRU Limanı konusunda, ODTÜ’den rapor hazırlanmasını istedik. Türkiye’nin ekonomi ve stratejik durumuna bakıldığında, FSRU Limanının yapılması şarttır. Ama yerinin yanlış olduğunu dile getiriyoruz. ODTÜ’nün raporunda, Saros Körfezi’nin içerisinde olmaması gerektiğini ve Enez’in açıklarında yapılması durumunda riski ve kirliliği azaltacağını ifade ediyor. Biz de görüşümüzü bu yönde dile getirdik.”

“FARKLI YERE KAYDIRILMALI”

Kaymaz ise, şunları söyledi: “FSRU Limanı projesine ihtiyaç var. Ancak, yer seçiminin doğru olmadığını ve farklı yere kaydırılması gerektiğini dile getirdik. Yetkililerin bize gösterdiği projeler, açık denize yapılmış. Ancak, Saros’a yapılacak proje kapalı denizde yer almaktadır. Açık deniz bölgesine kaydırılabilir.”

Pandemi döneminde, mezbahadaki kesimler ve çalışmalar hakkında bilgilendirmede bulunarak, sözlerine devam eden Necmi Kaymaz, şunları söyledi: “Pandemi döneminde, 4 hafta boyunca canlı hayvan pazarımız kapandı. Hastalığın arttığı dönemde, kapanma kararı alındı. Vaka sayılarında yaşanan azalmayla birlikte yeniden canlı hayvan pazarının açılabileceği ifade edildi. 2 haftadır pazarımız açık ve hizmet veriliyor. Mezbahada kesim faaliyetlerimiz devam ediyor. Kendimizi sürekli yenilerek, çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Restoran, lokanta ve toplu et tüketimi olan yerlerin kapalı olması nedeniyle, azalış yaşandı. Fakat, evlerde tüketim son dönemlerde arttı. En kısa sürede pandeminin sona ermesini temenni ediyorum. Ayrıca, bölgemize 90 bin tonluk lisanslı depo kazandırdık. 70 bin ton ürünle faaliyetimizi devam ettiriyoruz. Pandemi de, depolamanın önemi bir daha ortaya çıktı.”

Trakya’da tarım topraklarının el değiştirilmesi hakkında sorulan soruya cevap veren Girgin şunları söyledi: “Trakya’da en fazla toprak satın alan Fıratpen’dir. Adam, tarıma yatırım yapıyor. Geçen yıl görüştüğümüzde, 160 bin dönüm aldıklarını dile getirdi. Tarım ve gıdanın hiç bitmeyeceğini aktardı. Bu yüzden tüm yatırımlarını tarıma yaptıklarını söyledi. En son özelleştirmede, Alpullu Şeker Fabrikası bu aileye verildi. Geleceğin işi tarım olacak. Bundan ötürü de, kimseye toprağını sattırmayı nasip etmez. Çünkü üretilemeyen tek şey, topraktır. En değerli hazinemiz topraktır. Hatta, altından daha değerlidir.”

Şapçı ve Kaymaz da konuyla ilgili düşüncelerini aktararak, kimsenin toprağını satmaması gerektiğini kaydetti. 

Program, bölgeyle ilgili farklı konularda değerlendirmelerde bulunulmasının ardından sona erdi.