BÜLENT SAYLAM

İstanbul Yolu üzerinde bulunan işyerinde düzenlenen tanıtım toplantısı, saat 09.30 sıralarında başladı.

“BU BİR ROMAN DEĞİL, MÜZİKAL BİR TİYATRODUR

Keşan’da 5 yıl önce geldiğini ve bölgede ticaret yaptığını belirten Okutucu, Keşanlı Ali destanın çıkışıyla ilgili bilgilendirmede bulunarak, şunları söyledi: “Keşan’a geldiğimde, ilk olarak, Keşanlı Ali destanının çıkış noktasını araştırdım. Haldun Taner’e, 1930 yıllarında İstanbul’da Beyoğlu ya da Kasımpaşa’da bölgesinde, Cemali adlı bir vatandaş haksız yere hapis yatmış ve çıktıktan sonrada mahallesinde muhtar olarak seçilmiş. Bu işlerin efendilikle ve düzgün şekilde yapılamayacağının dersini çıkarmış. Bu çerçevede; bileğinin gücünü kullanarak, insanlara iyi hizmetler yapmaya çalışmıştır. Haldun Taner’de, yaşanan durumu esere çevirmek istemiş. Bu çerçevede; ilk olarak, tüm Türkiye’nin kabul edebileceği bir bölgeyi tespit etmekle işe başlamış. Tespit edilen bölgede, Keşan olarak karşımıza çıkıyor. Destanın adını da, Keşanlı Ali olarak koyuyorlar. Diğer bir söyleme göre ise, bu bir roman değil, müzikal bir tiyatrodur. Bu tiyatro o kadar beğeni alıyor ki, Lüban’dan Almanya’ya kadar 300’den fazla gösterim yapılıyor. Biz, Keşanlı Ali Destanın müzikalini değil, kitabını yazalım dedik. Yunanistan’ın Rodop Dağları’ndan başlattığımız serüveni, yine Rodop tarafında ölümüyle sonuçlandırdım. Kitabımızı, okuyucularımızın beğenisine sunduk ve inşallah beğeniyle okunur.”

BİZİM KEŞAN’A BİR VEFA BORCUMUZ OLUŞTU

Erol Okutucu sözlerine şöyle devam etti: “Keşan’lı Ali benim yayımlanan 7’inci kitabımdır. Benim diğer kitaplarda olduğu gibi bunda da, herhangi bir maddi beklentim yok. Amacımız, kültürel hayata katkı sağlamaktır. Ayrıca, biz Keşan’da ticareti faaliyetimizi sürdürüyoruz ve bölge insanlarını istihdam ediyoruz. Keşanlılara da, bize sahip çıktılar. Bizim Keşan’a bir vefa borcumuz oluştu. Hizmet anlamında borcumuzu ödemeye çalışıyoruz, kültürel anlamda ödemek amacıyla, Keşan’lı Ali adlı kitabımızı yazdık. Türk insanı 6 kişi yılda 1 kitap okurken; gelişmiş ülkelerde 1 kişi yılda 25 kitap okuyor. Kitap okumak insanının ruh ve beyin sağlığına, konuşmasına, başarısına ve çalışmasına etki eden bir durumdur.”

KEŞAN’A VURGU YAPMAK AMACIYLA, KEŞAN’LI ALİ ŞEKİLDE YAZDIM

“Kitap yazmaya ne zaman başladınız?” şeklinde sorulan soruya cevap veren Okutucu, şunları söyledi: “Benim tüm kitaplarımın yazımı en fazla 2 hafta sürer. Çünkü uzun süreli yazımlardan roman çıkmaz. Uzun süreli yazımlarda kalpten ve iç dünyadan koparsın. Kitap yazarken ara verilirse, o ruhu, duygusallığı ve süreci kaçırırsın. Ama araştırma kitabı ya da tez hazırlamak istenirse, bölüm bölüm yazılır ve bu aylar, yıllar alabilir. Kitapta sıkıntı olan editörlük kısmıdır. Kendi kitaplarımda, editörlüğü ben yapıyorum. Keşanlı, kesme işareti kullanılmaz ve birleşik yazılır. Ama ben Keşan’a vurgu yapmak amacıyla, Keşan’lı Ali şekilde yazdım.”

“YAŞADIĞIM HER YILA BİR KİTAP YAZMAK İSTİYORUM”

“Yazmayı düşündüğünüz yeni bir eser var mıdır?” şeklindeki soruya cevap veren Erol Okutucu sözlerini şöyle tamamladı: “Benim amacımız, 10 kitap yazıp bırakmaktı. Ancak, hedef büyüterek, yaşadığım her yıla bir kitap yazmak istiyorum.”  

Konuşmasının ardından Okutucu, yeni kitabı olan Keşan’lı Ali’yi imzalayarak, basın mensuplarına verdi.