Ben demedim, Keşan yerel seçimler öncesi kendince kime oy vereceksin sorduğum sorular üzerine ağırlıklı olarak “oy istemeye gelmeyene oy vermem” aldığım cevap bu oldu. Türkiye yerel seçimlerde sürprizlere tanık oldu. Başta İstanbul seçimleri “hiçbir şey olmasa da bir şeyler oldu, denilerek meclis üyeleri değil başkanlık iptal oldu. İkinci kez seçim yapıldı.

Araştırma şirketi sahibi değilim ancak 38 yıl gazetecilik içinde olduğum için ve halkımla bütünleştiğimden seçimlerin üç ay öncesinden bölge bölge gezmeye başladım. Sorduğum iki sorudan biri hangi adaya oy verirsiniz? diğeri neden ve niçin olmuştur?. Aldığım cevapların çoğunluğu kim olursa olsun “Oyunu istiyorum deyip evime iş yerime geliyorsa oyumun sahibi odur” demiştir. Eskidendi o rahmetli Demirel’in sözü “şapkamı koysan kazanırım” o zaman bitti. Aslında alınan cevaplar seçimlerin sonucunu belirleyici oldu. Her ne olursa olsun Keşan halkı yapılan yanlışlıklar karşısında belediye başkanını tayin etti. O da bu işi iyi yaptı. İnsanlara sarıldı zaten eskiye dönük Ticaret Odası Başkanlığı‘ndan iyi tanınan biri. 1996 yılından tanıdığım Mustafa Helvacıoğlu Trakya’da engelliler gönüllüsü olarak çalışmalarıma şirketinden onları sevindirmeme indirimlerle yardımcı oldu. 100 engelli sevindirdim. Yani bu seçimde işi bitirdi. Sevgi, saygı, selam, hatır sorma,ev ve işyerlerini gezme derken ödülünü aldı. İstanbul kale dendi, yıkıldı. Keşan içinde öyle deniyordu, hayal oldu. Seçimlerde kaybedenin kim olduğunu üç ay önceden bilerek söylemiş oldum. Yazımı atasözü ile bağlamış olayım “tatlı dil yılanı deliğinden çıkarırmış”