Sonay Can: Öncelikle bize kendinizi tanıtır mısınız?

Sadi Özkul: Boş zamanlarımızda tatilimiz uzun olduğu için aile işletmesi olarak apart işletmeciliği yapıyoruz. Eşim, çocuklarım, kayınvalidem ve ben beraber işletiyoruz.

Burayı alalı 15 yıl oldu, yaklaşık 13 yıldır da işletmesini yapıyoruz. Severek yaptığımız bir iş. Gelen müşterilerimiz gayet memnun ayrılıyor. Özellikle sanitasyon konusunda tercih edilen bir apart olduk. Bundan sonra da aynı şekilde hizmetimize devam etmeyi planlıyoruz. Bilindiği gibi sanitasyon, hijyen konusunda gerekli olan koşulların sağlanması ve korunması demek. Biz bunu işletmemizde sürdürülebilir kılmak istiyoruz.

Sonay Can: Bu fikir nereden doğdu?

Sadi Özkul: Emeklilikte insanlarla olan ilişkimiz, öğretmenliğin de özünde olduğu için çok iyiydi. Bu işi ticari olarak da düşünelim dedik. Gelen kişilere çevremizi tanıtalım, Mecidiyemize, Sarosumuza bizim de bir katkımız olsun dedik. Gelenleri en güzel şekilde ağırlamak yoluyla turizmimize bir katkımız olsun istedik ve bu işe 2008 yılında başladık. 13 yıldır resmi olarak devam ediyoruz. Çevremizde bu işi kaçak olarak yapanlar var ama biz tamamen resmi şekilde yapıyoruz, devletimize vergimizi veriyoruz. Çünkü verdiğimiz vergiler bir şekilde bize hizmet olarak geri dönecektir.

Sonay Can: Saros ile ilgili son gelişmeleri nasıl buluyorsunuz? Örneğin bayramda burası çok kalabalıklaşıyor. Bu nasıl etkiliyorsunuz?

Sadi Özkul: Geride bıraktığımız Saros yine çok kalabalıktı. Hem bayram nedeniyle hem de düzenlenmiş olan müzik festivali de üst üste gelince kalabalık daha da arttı. Bu turizm açısından belki olumlu ama gelen kişiler açısından olumsuzluk yaratıyor. Çünkü insanlar buraya eğlenmek ve dinlenmek amacıyla geliyor ama maalesef gözlemlediğimiz kadarıyla artık bu dinlenmekten ziyade tatil ve festival dolayısıyla biraz eziyet olmaya başladı. Bunun etkilerini hem denizde görüyoruz hem de çevrede görüyoruz. Altyapı yetersiz olduğu için çevrede çöpler birikti ve gelen kişiler bir takım zaruri ihtiyaçlarını karşılamak adına altyapı yetersiz olduğu için farklı yöntemlere yöneldiler, çevreyi batırdılar maalesef. Onlar yarın öbür gün gidecekler ama bu çevre bizim.

Altyapı sorunuyla ilgili Muhtarlık ve bir dernek var. Onlar da belirli imkânlar ölçüsünde bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. Onların boyundan çok büyük işler olduğu için başa çıkamıyorlar. Burada iş kişilere düşüyor ama maalesef gelen kişiler de çevreyi pis bırakarak gidiyorlar.

Sonay Can: Bir de deniz kirliliği ve müsilaj sorunu vardı. Burada öyle bir sorun yaşandı mı?

Sadi Özkul: Bizim buraları pek etkilemedi müsilaj sorunu. Ama Sazlıdere’deki FSRU limanı mutlaka olumsuz anlamda etkileyecektir. Çünkü aldığımız duyumlar kadarıyla oraya büyük tonajlı gemiler gelecek. Oraya gelen gemiler mutlaka Saros’un doğal denizaltı canlılarını etkileyecektir. Ben kendim de balıkçılık yapıyorum, dalış da yapıyorum. Şu anda Saros kendini temizleyebilen nadir körfezlerinden biri. Ama umarız bu güzellik baki kalır. İnşallah bir çözüm bulunur ve Sarosumuz el değmemiş şekilde kalır.

Sonay Can: Bundan sonraki hedefleriniz nedir?

Sadi Özkul: Şu an benim yaptığım apart ve çevresinde imar planımız yok bizim. Eğer zaten imar gelirse burayı otele çevirmeyi hedefliyorum. Ben kendim ikinci bir üniversite olarak Turizm ve Otel İşletmeciliğini bitirdim. Şu anda beklentimiz buraya imarın gelmesi. Etraftan arazi almak suretiyle çevremi biraz daha genişletip daha detaylı bir hizmet vermek istiyoruz.

Sonay Can: İşletmenizin içeriğinden bize biraz bahseder misiniz?

Sadi Özkul: Şu anda 3 tane apartımız var. 1+1 apartımız var; 4 kişilik yatma yeri var içerisinde. 2+1 apartımız var; onda da 5 kişilik yatma yerimiz var. 3+1 apartımız var; orada da 6 kişi ağırlayabiliyoruz. Toplam 15-20 kişi arasında günlük ağırlama imkânımız var.

Apartımız denizden 700 metre uzaklıkta, biraz tepedeyiz. Tepede olmamızın bazı artıları var, her zaman rüzgâr alıyor, büyük bir meşe ağacımız var altı klima görevi görüyor ve manzara olarak körfez şu an ayaklarımızın altında kalıyor harika bir manzaramız var. Gelen misafirlerimiz çok memnun ayrılıyor. Özellikle manzaraya bayılıyorlar. Apartımızın içerisinde ufak bir bahçemiz var, gelen kişiler aynı zamanda da doğayı tanısın istedik. Yine gelenlerin tanıması amacıyla farklı bitkiler ekiyorum. İşimi severek yapıyorum, zaten sevmeyerek yapılacak bir iş değil.

Sonay Can: Biraz da balıkçılık yönünüzden bahseder misiniz? Sosyal medyada çok güzel paylaşımlarınızı görüyoruz.

Sadi Özkul: Balıkçılık çok iyi gidiyor ama bazen sert rüzgarlar sebebiyle ara veriyoruz. Çünkü Saros’un balık çeşitliliği de çok fazla ve lezzetine doyulmayacak çok nadir balıklar da çıkıyor. Umarım böyle de devam eder.

Sonay Can: Eklemek istediğiniz başka bir şey var mı?

Sadi Özkul: Öncelikle bizi ziyaret ettiğiniz için çok teşekkür ederiz. Sayenizde inşallah bizden ziyade Saros’un ve Mecidiye’nin tanıtımı olacak ve bu çok önemli. Çünkü buraya gelen insanların mutlaka çevre halkımıza karşı katkısı olacaktır. Bizim de turizme naçizane ufak bir katkımız oluyorsa ne mutlu.

Sonay Can: Çok fazla tanıtıldığı için gelen çok olunca altyapı yetersiz kalıyor diye yorumlar da var. Bu konuyla ilgili ne düşünüyorsunuz?

Sadi Özkul: Ben şimdi kendimden örnek vereyim; Erikli’de bu işi yapanlar genelde emlakçılara devrediyor işini. Emlakçı sadece aldığı paraya veriyor. Evi 5 kişilikse parayı alıp gidiyor sonra bir daha sadece çıkışta geliyor. O 5 kişilik eve 15 kişi giriyorlar. Ama ben burada apartların başında olduğum için daha pazarlık esnasında 5 kişiye veriyorsam 6’ncı kişi olabilir ama 7’nci kişiye izin vermiyorum. Bu şekilde çevrede biraz daha dengeyi sağlamış oluyoruz. Burada amacımız kişinin parasını tek sefer almak değil, kişiyi memnun edip tekrar tekrar gelmesini sağlamak. Sen yeterli hizmeti vermeyip parasını alırsan kimse kazıklanmak için tekrar gelmez. Bu parayı alıyorsan verdiğin hizmeti en iyi şekilde sunman gerekiyor. Yatağın, buzdolabın, televizyonun vs. her şeyin yeni olacak. Mesela o tüplü televizyonlar demode artık atacaksınız onları.