SONGÜL KONAR

Pekcan, Millet İttifakı olarak verdikleri önerge sayesinde 15 metreküpe kadar konutlarda kullanılan suyun yüzde 11 ucuzlamış olduğunu söyledi. 

“SUYLA İLGİLİ İLK KARARIMIZ SUYA HİÇ ZAM YAPILMAMASIYDI”

Pekcan açıklamasında şunlara yer verdi:“Bir önceki mecliste insani su kullanım hakkıyla ilgili bir önerge vermiştik. Millet İttifakı olarak verdiğimiz önerge mecliste onaylandı. Bu önerge için CHP olarak yaklaşık bir ay çalıştık. Daha sonra İYİ Partili arkadaşlarla beraber bir araya gelerek bir değerlendirme yaptık ve önergeyi meclise getirme kararı aldık. Meclisten geçen bu önerge konutlarda kullanılan ilk 15 metre küp suyun insani kullanımı için beşte bir oranında bedelsiz olmasıdır. Yani 15 metreküplük suyun 3 metreküpü için kullanıcılar Keşan Belediyesine herhangi bir ücret ödemeyecektir. Bu sürecin nasıl işlediğinden biraz bahsetmek istiyorum. Konula ilgili bir takım çalışmalar yaptık ve fikirlerimizi oluşturduk. Sonrasında plan bütçedeki arkadaşlara çalışmalarımızı ilettik. Oradaki arkadaşlar bizim çalışmalarımızı grup olarak uyguluyorlar. 10 günü geçen toplantılar oldu plan bütçe komisyonunda. Bizde plan bütçe komisyonundaki arkadaşlarla her toplantı sonrası durum değerlendirmesi yaptık. Hem belediyenin işleyebilmesi hem de halkımızın faydalanabilmesi için süreci ilerlettik ve plan bütçe komisyonunda hem fikir olduktan sonra mecliste onaylandı. Aslında plan bütçe komisyonuna girerken suyla ilgili ilk kararımız suya hiç zam yapılmamasıydı. Pandemi döneminde insanların ekonomik olarak zorlandığını, suya çok fazla ihtiyaç duyduklarını bildiğimiz için böyle bir fikirle yola çıktık. Ancak komisyonda çok sert tepkilerle karşılaşınca, zam konusunda yeniden değerlendirme için karar kılındı ve oybirliğiyle geçti. Aslında belediyenin su için istediği zam miktarı yüzde 25 idi. Geçen zam yüzde 9.11. oldu ve verdiğimiz önerge sebebiyle 15 metreküpe kadar Keşan’da konutlarda kullanılan su yüzde 11 ucuzlamış oldu. Millet ittifakı komisyon üyelerine özveriyle çalıştıkları için teşekkür ediyorum. Halkımıza bu kadar da olsa fayda saylayabildiğimiz için millet ittifakı olarak memnun olduğumuzu belirtmek isterim.”

“KONUŞTUĞUMUZ KONULARI ÇARPITARAK VE DEĞİŞTİREREK BİR ŞEYLER SÖYLEDİ”

Pekcan, Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu’nun kendisi ile yaptığı görüşmeleri çarpıtarak anlattığını, bu sebeple cevap verme gereği duyduğunu söyleyerek sözlerine şöyle devam etti:“Sayın Belediye Başkanı Meclis ortamında benim bulunmadığım ve cevap veremeyeceğim, bir ortamda telefonda konuştuğumuz konuları çarpıtarak ve değiştirerek bir şeyler söyledi. Telefonda yaptığımız görüşmeleri söyleyeceksek bende kamuoyuyla bir şeyler söylemek isterim. Pandemi bitince bu su indirimini keseceğiz diyor başkan. Bende telefonda pandemi bitince sizinle tekrar bu durumu değerlendiririz dedim. Bu süreç işlerken de biz belediyeden suyun maliyeti ile ilgili bilgi istedik. Bu bilgi bize çok sonra geldi ve rakamların ne kadar sağlıklı olduğunu değerlendirecek bir zamanımız bile olmadı. Dolayısıyla şunu söyleyebilirim bu su indiriminin pandemi süresince devam edeceğini söyleyebilirim. Sonrasında tekrar durum değerlendirmesi yaparak grup olarak biz bir karar veririz. Bizim derdimiz özellikle bu zor süreçte Keşan halkına ne kadar yardımcı olabiliriz. Belediye başkanıyla telefonda 5-6 defa görüştük ve bize suya yüzde 25 zam yapmak istediklerini söyledi. Meclisin olacağı son gün tekrar görüştüğümüzde kamu zararı oluşturulduğumuzu söyledi. Bunula ilgili suç duyurusunda bulunabileceğini söyledi. Biz buna meclis olarak onay vermeyeceğiz dedi. Bende kendisine nasıl istiyorlarsa öyle yapmalarını söyledim ve durumun parayla izah edebileceği bir süreç olmadığını söyledim. Bu pandemi döneminde Keşan’da yaşayan insanlara nasıl faydamız olabilir derdimizin bunun olacağını belirttim. Bir meclis kararı var ve bu karar bağlayıcıdır. Bu kararın bir sonraki faturalarda uygulanıyor olması gerekiyor. Bu karar faturalara yansıtılmazsa orada bir kamu zararı, bir usulsüzlük ortaya çıkar. Biz CHP grubu olarak konunun takipçisi olacağız. Lütfen vatandaşlar faturalarına indirimin yansıyıp yansımadığını takip etsin. Mecliste evet demiş olsalarda önceki süreçte bunlar yaşandı. Bu indirim kararı komisyondan 3 evet 2 hayır oyuyla geçti. Komisyonda 2 CHP’li 1 İyi Partili ve 2 Ak Partili arkadaş var. Mecliste oy vermeyebilirlerdi fakat durumu izah etme şanları olmadığı için evet oyu verdiler. Belediye kar amacı güden bir ticarethane değildir. Belediye bizim yaşamımızı kolaylaştırmak ve halka hizmet için kurulmuştur. Belediyenin hizmet edeceği yerler bellidir, kar edeceği yerler bellidir. Gönül belediyeciliği nasıl bırakılıyor, sizin takdirinize bırakıyorum. Su indirimiyle ilgili bizi siyaset yapmakla yargıladılar. Bizi siyaset yapmakla eleştiren arkadaşlar bugünkü gazetelere baksınlar. Belediyenin kaynaklarıyla alınan 14 akülü engelli sandalyenin dağıtıldığını yazıyor. Belediye başkanı ben Keşan’ın başkanıyım diyor ama belediyenin imkânlarıyla alınan akülü sandalyelerin dağıtımında Ak Parti İl Başkanı, İlçe Başkanı, Kadın Kolları Başkanı ve MHP’li yöneticiler var. Bu konunun yorumunda sizlere bırakıyorum.”

“HÜKÜMETİN BU İŞİ ÇÖZMESİNE ACİLEN İHTİYACIMIZ VAR”

Pekcan, konuşmasının devamında yaşanan pandemi döneminde sürecin iyi yönetilemediğini, devletin aldığı tedbirlerin yetersiz olduğunu ve esnaf ve çiftçilere destek olunması gerektiğini belirterek sözlerine şöyle devam etti:“Yaklaşık bir yılı aşkın bir süredir devam eden pandemi sürecinde genel başkanımızın söylediği gibi yönetilemiyoruz, savruluyoruz. Sürecin başında maske dağıtımında dahi sorunların yaşanması, alınan eksik tedbirler,  vaka sayılarını halka sağlıklı anlatılmaması gibi sorunlarla karşılaştık. Çiftçimize esnafımıza günübirlik iş yapan insanımıza evden çıkma ama nasıl yaşarsan yaşa denildiği, iş yerleri kapatıldığı, size kredi verelim bu süreci öyle geçirin denildiği, halkımızın borcunun katlandığı, sağlık çalışanlarının nasıl çalıştıklarının hesabı yapılmadığı, kovid dışında bir rahatsızlığı olanların tedavi imkânı bulamadığı süreçte bugünlere geldik. Geldiğimiz bu durumda ilk olarak durumun tahlili yapmamız gerekiyor. İnsanlar kovid ile hayatını kaybedip ve evde açlıktan ölüp ölmeme arasında gidip geliyorlar. Tüm riskleri göze alıp evine 3 kuruş para kazanmaya çalışıyorlar. Pandemi süreci başladığından beri kapalı olan esnaflarımız var. Birahanelerin durumu ortada. Günübirlik yaşayan insanların işi daha zor. Hamallar nerede iş bulacak, müzisyenler var büyük bir kitle. Kira ödemek zorunda olan esnafımız var. Yanlarında çalışanların sigorta primlerini ödemek zorundalar. Hükümetin bu işi çözmesine acilen ihtiyacımız var. Bu dönemde devlet tarafından esnafa kira desteğinde bulunulabilir. Belediyeler kendi kiracılarıyla ilgili bu dönemde ne yapabilir çalışmaları gerekir. Umarım bizim belediyemizin de bu konuda bir çalışması vardır. İşsiz kalanlara gelir desteği verilebilir. Çalışanlara devlet tarafından karşılanarak ücretli izin verilebilir. BAĞ-KUR, sigorta primi vergi ve elektrik giderleri özellikle kapalı olan yerlerin devlet tarafında verilebilir. Son yapılandırmada çiftçi borçları yapılandırılmamıştır. Çiftçilere icra geliyor. Topraklar, traktörler, evdeki hayvanlar gidiyor. Biz ne yapıyoruz? İthalat yapıyoruz. Çiftçilerin desteklemelerini ödemiyoruz. Desteklerin arttırılması ve acilen ödenmesi lazım. Esnafımız ve çiftçilerimizin borçları ötelenmek yerine silinmelidir. Yıllarca vergisini ödemiş halkımız bu süreçte destek beklemektedir. Zor dönemden geçiyoruz. Bir yankımızı bir akrabamızı kaybediyoruz. Bu durumu mümkün olduğu kadar ayakta kalarak, dik durarak geçirmek zorundayız. Kendimiz yalnız hissediyoruz. Yeterli desteği görmüyoruz. Umarım yönetenler tarafından sağlıklı bir durum değerlendirmesi yapılır. Biz CHP olarak yerelde ve genelde genel başkanımız gibi İstanbul Belediye Başkanımız gibi ölüm tehditleri alsak da ülkemiz için her şeyi yapmaya hazırız.”