BÜLENT SAYLAM

Yayla sahili ve İtalyan Koyun’daki kalelerden, Altıntaş’taki Tümülüslere kadar birçok eseri yok olma tehlikesiyle karşı olduğunu dile getiren Beksaç, bu zenginliklere sahip çıkılması gerektiğini kaydetti.

KALENİN DUVARLARI SÖKÜLDÜ

Keşan’ın Yayla Köyü Sahilinde ve Mecidiye Köyü’ndeki İtalyan Koyu’ndaki kalenin yok olmak üzere olduğunu hatırlatan Beksaç, şunları söyledi: “İtalyan Koy’undaki kale yok oluyor. Gökçetepe’deki Kale yok oluyor. Yayla Sahili’nde göz göre göre kalenin duvarları sökülerek yazlık yer açıldı. Duvarları sökülerek kapıları traktörlerle yıkılarak zincir bağlanarak devrilmiş kapıları. Çok az bir şey kalmış.

DERGÂHLAR YOK OLDU

Keşan’da durumun kötü olduğunu kaydeden Prof. Dr. Beksaç, konuşmasına şöyle devam etti: “Karahisar’ın arkasındaki kule yok olmak üzere. Oradaki dokuyu mahvetmişler. Mercan’daki kale aynı şekilde. İtalyan Koyu’ndaki kaleye son gittiğimde duvarların büyük bir bölümü çökmüştü. Mecidiye’deki Rüstem baba dergâhı var. Yunanistan’daki Seyid Ali Sultan, Kızıl Deli Sultan dergâhı kadar önemli bir dergah yok. İnsan üzülüyor.

TÜMÜLÜSLER PARAMPARÇA EDİLMİŞ

Tahribatların bununla kalmadığını Altıntaş’taki tümülüslerin de yok olma tehlikesiyle karşı karşı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Beksaç, “Altıntaş’ta 2 tane tümülüs var. Şu anda bir tanesinin de içine girilip paramparça edildiğini duydum. Kimse gitmedi, kurtarma kazısı bile yapılmadı. O sokağa çıkma yasakları süresinde bizler sokağa çıkamazken birileri çıkmış zarar vermişler.” 

KEŞAN’DA KALAKALA, 4 TANE OSMANLI ESERİ VAR

Osmanlı’dan kalan eserlerin de yok olduğunu söyleyen Prof. Dr. Engin Beksaç, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Büyük Cami Mahallesindeki hamam bunlardan bir tanesi. Zaten bütün Keşan’da kalakala, 4 tane Osmanlı eseri var. Dergâhlar yok olmuş. Bu hazinenin fotoğrafları var. Mezarlıklar yok olmuş. Bizim elimizdeki kayıtlarda Keşan’da en aşağı 9-10 tane büyük Osmanlı mezarlığı var. Çok güzel mezar taşlarının olduğu bilinir.” 

HERSEKZÂDE’NİN BİR HAZİNESİ VARMIŞ

Hersekzâde Ahmet Paşa’nın hazinesinin göründüğü fotoğrafların olduğunu hatırlatan Beksaç, konuşmasına şöyle devam etti “Daha da ötesi Hersekzâde’nin bir hazinesi varmış. Bu hazinenin fotoğraflar var. 1950’lerde 1960’larda çekilmiş. Muhteşem kalitede Osmanlı mezar taşları var. 3 tane atılmış mezar taşı var. Şu anda bahçede duran kırık mezar taşlarından 1 tanesi gerçek yerinde değil. Kabir yok olmuş. Muhtemelen o taş Hersekzâde’nin eşi. Ben taşlardan bir tanesinin Hersekzade’nin eşi olduğunu tahmin ediyorum. Onun kabir taşı bir de çok güzel Asâkir-İ Mansûre-İ Muhammediyye’nin askerinin mezarları var. Kala kala onlar kalmış. koskoca bir hazine. Eski fotoğraflarda inanır mısınız, büyük kabristanlar varmış.”

KEŞAN’DA 40 BEKTAŞİ DERGÂH’I VAR

19. y.y.’da Keşan’da çiçek bahçeleri olan evlerin var olduğunu söyleyen Beksaç, konuşmasını şöyle tamamladı: “19.y.y.’da bir tane büyük konak varmış. Keşan’ın merkezinde. Çok güzel çiçek bahçeleri olan evler varmış, konakları varmış. 40 Bektaşi Dergâh’ı varmış. Şimdi yok. Daha da ilginci Keşan’ın içinde bir tane Celvetiye Dergâhı varmış. Şimdi Yok. Rüstem Baba dergahı minneti Keşan’da o kadar güzel anlatılıyorki bütün dergahlar kapatılırken Rüstem Baba Dergahı hiç kapatılmamıştır. Bu değerlere sahip çıkılması gerekir.”