SONGÜL KONAR

Sarıkeçe, Belediye Başkanı Helvacıoğlu’nun geçtiğimiz hafta sosyal medya üzerinden baya üzerlerine geldiklerini, bununla ilgili açıklama yapma gereği duyduklarını söyledi. 

“OLAYLARI SAÇMA SAPAN YERLERE ÇEKTİLER”

Başkan Helvacıoğlu’nun gereksiz gerginlikler yaparak, bu zor günleri daha da zorlaştırdığını düşündüğünü ifade eden Sarıkeçe, açıklamasında şunlara yer verdi: “Belediye Başkanımız geçtiğimiz hafta sosyal medya üzerinden baya üzerimize geldi. Bununla ilgili açıklama yapma gereği duyduk. Çok fazla karşınıza çıkıp insanlarda zaten var olan kafa karışıklığını yoğunlaştırmak istemiyorum. Belediye Başkanımız Keşan’ın sahibi gibi, bizlerin muhalefet olduğunu unutup gereksiz gerginlikler yaparak, bu zor günleri daha da zorlaştırır diye düşünüyorum. Geçtiğimiz hafta kendi sayfamdan Zafer Sarıkeçe olarak bir açıklama yaptım. 23 Nisan nedeniyle Keşan Belediyesine asılan küçük Atatürk fotoğrafını bir partili bana göndermek suretiyle ricada bulundu. ‘Başkanım bu fotoğraf Keşan Belediyesine yakışıyor mu?’ dedi. Bayrak hakikaten küçüktü. Bunu çok fazla germeden ama bir takım yerlere mesaj vermek suretiyle paylaşım yapma gereği hissettim. Bizde bu vatanın bir evladıyız. Her ne kadar ‘herkes Atatürkçüyse biz de Atatürkçüyüz’ dedik ve paylaşımda bulunduk. Lakin insanlar hatasını görüp özür dilemek yerine olayın boyutlarını aldılar, ne hikmetse Cumhuriyet Halk Partisi’ne, Recep Pekcan’a kadar yürüdü. Onu oraya nasıl getirdiler, nasıl bir ruh halidir bilmiyorum. Siyasi partilerin camlarındaki bayraklarına kadar tek tek fotoğraflamak suretiyle bazı kişi ve siyasileri afiş etmek suretiyle olayları böyle saçma sapan yerlere çektiler.”

“BU OLAYLARI KİŞİSELLEŞTİRMEK, KENDİNE PİRİM YAPMAK YOL OLDU”

Açıklamasının devamında ‘Aklı başında hiç kimsenin, hangi partiden olursa olsun bu saçmalığa kanmayacağına inanıyorum’ diyen Sarıkeçe, sözlerine şöyle devam etti: “Siz her ne kadar Keşan Belediye Başkanı da olsanız, sonuç olarak 20 küsür oy ile bu göreve geldiniz. Size oy vermeyen çok geniş bir kitle de var. Bunu hatırlatmak istiyorum. İnsanlarımızın oyları ile size bu şehri yönetme hakkı verdiler, bize de muhalefet etme görevi verdiler. Yani denetleyin, gerekli gördüğünüz yerde uyarın, takipçisi olun dediler. Siz görevinizin gereğini ifa edeceksiniz, bizler de görevimizin gereğini ifa etmek zorundayız. Bunun takdirini halk, bizlere oy verenler verecek. Zaman geldiğinde iyi mi, kötü mü, doğru mu yapmışız hep birlikte görürüz. Çok fazla polemiğe girmek istemiyorum, herkes işini yapacak. Halk bize muhalefet demişse bizde muhalefetin gereği, imkanlar dahilinde elimizden geleni yapıyoruz. Kalkıp da kimseden icazet alalım, izin alalım, yapabilir miyiz diyelim böyle bir saçmalık yok. Bu olayları kişiselleştirmek, kendine pirim yapmak yol oldu. Bu yoldan baya giden gidene. Hem suçlu hem güçlü psikolojisi yaratıp bu işten bile kendini mazlum oynamak, kendini rantiye çıkarmak nedir? Aklı başında hiç kimsenin hangi partiden olursa olsun bu saçmalığa kanmayacağına inanıyorum.” 

“SÖZ KONUSU OLAN BU ÜLKENİN, BU DEVLETİN KURUCUSU”

Halkın kendilerine muhalefet görevi verdiklerini ve sonuna kadar da bu görevi yapacaklarını vurgulayan Sarıkeçe, “Sayın Helvacıoğlu’na seslenmek istiyorum, ailesinin ve kendisinin Atatürkçü olmasını anlatmasına gerek yoktu. Benim yaptığım paylaşım çok basit bir usuldü. Hata yapılmış, ‘bu hatayı düzeltin’ anlamındaydı. Kendi günlerdir ‘benim ailem şöyle Atatürkçü, böyle Atatürkçü, oğlumun ismini Ata koydum’ dedi. Ben ailesinin de kendisinin de zerre kadar Atatürkçülüğünden şüphem yok, bunu samimiyetle söylüyorum. Onun bu kendini anlatma çabasını anlıyorum, çünkü yıllardır bu ülkede Atatürk kelimesi rozetini taktığı ve koltuğuna oturduğu parti ile alakalı. Yıllardır Atatürk kelimesini kullanmamak için en tepeden en aşağı kadar elinden gelen gayreti gösteren insanların olduğu parti. Kendisi de o partiden geldiği için doğal olarak kendisini ifade etmek zorunda kalıyor. Bu ülke yıllardır 19 Mayıs’larda, 23 Nisan’larda, 10 Kasım’larda devletin en üst kademesinin kâh hastalıktan kâh yurtdışı ziyaretlerinden belli başlı törenlerimizi iptal etme noktasına gelen bir kesimden geldiği için açıklama yapma gereği duyuyorlar. ‘Bir yanlışlık olmuştur, bir personelin yanlışlığı olmuştur’ deyip bu konunun üzerinde çok durmadan geçebilirdik. Gecenin 11’inde telefon ile taciz etmeler, ‘sana yakışıyor mu?’ demelerini kendisine yakıştıramıyorum. Kendisi diyor ‘düşük profilli değilim, her şeye yeterim’ demek ki bazı şeylere yetemiyorsunuz. Yetemediğiniz zaman da üzerinize alınmak zorunda kalıyorsunuz. Gerek yoktu, bir hata olmuştur diyebilirdi. Lakin muhalefet olduğumuzu unutmuş. 24 oy ile seçildiğini unutmuş. Geri kalan insanların varlığından bir haber olmuş. ‘Nasıl böyle bir açıklama yaparsınız?’ demeyi kendisine hak görmüş. Bize bu halk muhalefet görevi verdi. Biz de sonuna kadar bu görevi yapacağız. Bana gecenin bir vakti yakışıyor mu diye soruyorsunuz, siz oraya o fotoğrafı asmayı yakıştırıyorsanız, benim bu paylaşımımı yapmam yakışır yakışmaz milletin takdiri. Gelen tepkilerden, yapılanın yanlış olduğunu değerlendirmelerden, bu olayın tarafımızca olumlu olduğunu düşünüyoruz. Bir daha böyle bir hataya yer verilmesin, söz konusu olan bu ülkenin bu devletin kurucusu. Bu oyuncak değil” diye konuştu. 

“YARGILAMADAN ASMAK BİZİM GELENEK VE GÖRENEKLERİMİZDE YOK” 

Bayrağın asılı kalan bir dakikasının, bir saatinin, bir gününün, bir ömrün fark etmediğini, önemli olan o hataya nasıl düşünüldüğünü dile getiren Sarıkeçe, açıklamasına şöyle devam etti: “Yaklaşık 30 yıldır eski belediye binasında kiracılık yapıyorum, bu güne kadar hiç böyle skandal durumla karşı karşıya kalmadık. Bu ülkenin kurucusuna gereken önemi ondan önceki tüm belediye başkanları vermişti. İnşallah bundan sonra bu yapılanlardan ders alır. Bu ülkenin kurucusunun layık olduğu şekilde, Keşan’ımızın en güzel yerine bir tanesi de belediyedir, bu kurumun önüne yakışan büyüklükteki bayrağını asar. Başkanımız telefonda sadece bir dakika aslı kaldığını söyledi. Bir dakikası, bir saati, bir günü, bir ömrü fark etmez, önemli olan o hataya nasıl düşüldü. ‘Var mısın personeli işten çıkarmaysa diye’ yaklaşıyor ama personelin eline öncelikle ne verildi, ‘bunları as mı’ dendi, yoksa büyük bayraklar vardı da arkadaşlar kasıtlı olarak küçük bayraklar mı astılar. Bunları araştıralım, kurum amirleri, başındaki sorumluları araştıralım. ‘Hemen bu arkadaşı işten çıkaralım’ değil. Benim tarzım bu değil. Geçen yıl göreve geldiğinde ilk icraatlarından bir tanesi ramazan ayında personeli işten çıkardı, yine aynı başa dönüyoruz. Bu bize yakışan bir durum değil. Ramazan ayında ekmekle oynamak ne kadar doğru olur bilmiyorum. Eğer bu arkadaşlarda bir kasıt varsa buyursun getirsin meclise, biz de İYİ Parti olarak gereğini yapalım. Yargılamadan asmak bizim gelenek ve göreneklerimizde yok. Bu çalışan arkadaşların görevi bayrak asmak mıydı, kaldı ki verilen malzeme neydi, verilen posterin büyüklüğü, ebadı neydi? Bu sorulara cevap almadan bu arkadaşların ne ekmeği ile oynamak isterim, ne de aklımdan ceza vermek geçer. İyisiyle kötüsüyle madem sorumluluğu üzerinize alıyorsunuz, bunun da sorumluluğunu almak sizin en büyük göreviniz. İnsanları işten çıkarıp ekmeğinden ederek ne kadar yakışır bilmiyorum. Bu size, insanlığınıza kalmış.”

“YARIN ÖBÜR GÜN İKAMETGÂH LAZIM OLDUĞU ZAMAN O İKAMETGÂHLARI KADIN KOLLARINIZ VERMEYECEK”

Muhtarları görev dışı bıraktıklarını, muhtarsız bir mücadele olmayacağını ve muhtarlar olmadan Keşan’da pandemi ile ilgili başarı sağlayamayacaklarını vurgulayan Sarıkeçe, sözlerini şöyle sonlandırdı: “AK Parti İlçe Başkanı Gürcan Kılınç koronavirüs nedeniyle evde yattığımız imasında bulunmuş. ‘Evde kal demeyi yanlış anladı’ demiş. Kendileri yanılıyor. Kendisine de sorarsanız telefonla arıyorum, yapabileceğimiz bir şey var mı diye soruyorum. Maske ile ilgili birkaç görüş alışverişinde bulunduk. Muhtarlarımızın sıkıntılarını görüştük. Burada muhtarlarımız çok önemli. Muhtarlarımızı izliyoruz, görev dışı bırakıyorsunuz. Bana göre muhtarsız bir mücadele olmaz. Muhtarlarımız olmadan Keşan’da pandemi ile ilgili başarı sağlayamazsınız. Mahalleyi en iyi bilen muhtardır. Siz muhtarınızı dirsek yaparak nasıl bir sonuç almayı düşünüyorsunuz? Muhtarlarımızın maske dağıtmasından ziyade iktidar partimizin kadın kollarının maske dağıttığının teyidi geliyor. Muhtarlar konusunu bir kez daha düşünmemiz lazım. Muhtarlarımızın görevin içine katılmasını kendilerinden istirham ediyorum. Yarın öbür gün ikametgâh lazım olduğu zaman o ikametgâhları kadın kollarınız vermeyecek. O işleri muhtarlarımız götürecek. Bizim kendi çapımızda yardımlarımız oldu, biz yatmıyoruz. İki yüz küsür koliyi dağıttık. Ramazan ayının ilk günlerine girerken dağıtım işimizi bitirdik. Yardımlarını esirgemeyen İYİ Partililerden, bunların ulaşmasına vesile olan yönetim kurulundan, muhtarlarımıza çok teşekkür ediyorum. Kısa sürede bu işin reklamını çok fazla yapmadan, insanların gözüne sokmadan bir şeyleri yapmaya çalışıyoruz. Bizim parti binamızın önünde bayrağımız da vardır. Atatürk’ü de, Müslümanlığı da, paylaşımı da gerektiği kadar hatta gerektiğinden biraz daha fazla yapmasını da sevmesini de bilen insanlarız. Bizimle ilgili sıkıntıları yok, rahat olsunlar. İYİ Parti olarak, Türk Cumhuriyetinin fertleri olarak üzerimize düşeni yapıyoruz. Bizimle ilgili akıllarında sual oldukları zaman canlı yayına davet edeceklerine telefon açıp sorsunlar, gereken yere gereken cevapları veririz.”