AYGÜL KONAR

Avukat Bülent Kaçar tarafından 16 Şubat 2021 tarihinde verilen dilekçede, yapılan projenin bölgeye etkileri yeniden anlatıldı.

Dilekçede, Orman Mühendisi olan bilirkişi heyetinin tespit ettiği olumsuzluklara geniş şekilde yer verildi.

OLUŞACAK TOPRAK EROZYONU ÇEVREDEKİ TARIM VE ORMAN ALANLARINI ETKİLEYECEK

Dilekçede, şu ifadelere yer verildi: “Kara boru hattı inşası yaklaşık 18 ay sürecektir. Bu sürede kazı yapılacak ve borular döşendikten sonra da çevresi doldurulacaktır. Sonrasında ise, yeniden bitki örtüsünün oluşması için uzun bir zaman geçecektir. Aylarca sürecek boru hattı inşası sırasında oluşacak toprak erozyonu çevredeki tarım ve orman alanlarını etkileyecektir. Hatta yüzeysel akışla taşınan toprağın derelere ulaşması ve suları kirletmesi de söz konusudur. Ancak ÇED raporunda erozyona karşı ne gibi önlemler alınacağı ÇED raporunda yoktur. Bunun yerine muğlak ‘gerekli tedbirler alınacaktır’ ifadesi yer almaktadır. ÇED raporlarında gerekli tedbirlerin alınacağı şeklinde bir taahhüt yetersizdir. Yapılması gereken alınacak tedbirlerin açık ve net şekilde yazılmasıdır. Böylece alınacak önlemlerin yeterli olup olmadığı kamu kurum ve kuruluşları ile projeden etkilenecek kişiler tarafından değerlendirilebilecektir. Diğer yandan proje sonrasında da bu önlemlerin izlemesi yapılabilecektir. Alınacak önlemler açıklanmadığı için izleme çalışmalarında denetleme de yapılamayacaktır.”

KAZI DOLGU MİKTARLARININ HESAPLANMASINDA HATA YAPILMIŞ!

“Bilirkişiler tarafından değerlendirilmeyen bir konu da fazla hafriyatın ne olacağıdır. Çünkü kara boru hattı inşası sırasında hem toprak ve kayaların kabarmasından hem de döşenen borunun hacmi nedeniyle hafriyat fazlası olacaktır. ÇED raporunun 254. sayfasında 17.121 m uzunluğundaki kara boru hattı güzergâhı kazı çalışmalarında yaklaşık 1,0 m derinlik, 1,5 m genişlik olacak şekilde kazı yapılacağı açıklanmıştır. Ancak hemen bir önceki sayfada ‘17.121 m uzunluğundaki kara boru hattı güzergâhı kazı çalışmalarında yaklaşık 1,3 m derinlik, 1,5 m genişlik olacak şekilde kazı yapılacaktır’ denmektedir. Bu nedenle kazı dolgu miktarlarının hesaplanmasında hata yapılmıştır.”

YAKLAŞIK 20.000 M3 KADAR HAFRİYAT ARTACAK…

“Bu hataya ek olarak toprak altından geçirilen boru hattının hacmi dolgu miktarı hesaplamasında dikkate alınmamıştır. Döşenecek borular 1 m çapınca olacaktır. Buna göre; yaklaşık 20.000 m3 kadar hafriyat artacaktır. Bu miktar kayaların ve toprağın kazılması sonucunda oluşan kabarma nedeniyle % 25 kadar da artacaktır. Böylece dolgu fazlası miktar 25.000 m3 olacaktır. Bu miktar ÇED raporunda da kullanılan 1,6 ton/m3 toprak yoğunluğu ile 40.000 ton olacaktır. ÇED raporunda; ise, dolgu fazlası malzeme miktarı 10.272 ton olarak ifade edilmiştir. Özetle kazı dolgu hesaplamalarında önemli bir hata yapılmıştır. Diğer yandan dolguda kullanılmayan bu malzemenin kamyonlara yüklenerek ilgili belediyenin toprak geri kazanım sahasına götürüleceği beyan edilmiştir. Ancak Keşan ya da başka bir belediyenin bu toprağı kabul edip etmeyeceğine dair belediyelerden herhangi bir görüş alınmamıştır. Dahası Keşan Belediyesi’nin böyle bir sahası olup olmadığı dahi belli değildir. Dolgu malzemesi toprağın belediyelerce alınmaması durumunda ne yapılacağı ÇED raporunda yer almamaktadır.”

Dilekçenin son bölümünde,“Hali hazırda müvekkillerin tapulu arazilerinde, denizel ortamda ve kıyı alanlarında hafriyat ve inşaat çalışmaları devam ettiğinden dolayı daha fazla telafisi imkansız zararların doğmaması açısından öncelikle sayın mahkemece yürütmenin durdurulması kararı verilmesini, nihai olarak davamızın kabulüne ve dava konusu kararın iptaline karar verilmesini talep ediyoruz” ifadelerine yer verildi.