AYGÜL KONAR

Verimin geçen yıllara göre yüksek olduğunu belirten Şen, ithalat izninin çıkmasının çiftçiye vurulan en büyük darbe olduğunu söyledi.

“VERİM SON YILLARDA EN ÜST SEVİYELERDE”

Keşan bölgesinde buğdayın olgunlaşma devresinin bittiğini belirten Şen: “Buğday hasadı yoğun bir şekilde devam ediyor.  Hava sıcaklıkları normal seyrettiği için gece geç saatlere kadar biçerdöverler sahada çalışıyor. Keşan bölgesinde bu yıl verimler üreticilerinin hizmetinin karşılığını alabilecek seviyede. İklim şartlarının elverişli olmasıyla bu yıl buğday bitkisi gelişimini normal şartlarda tamamladı. Çiftçilerden aldığımız bilgilere göre verim son yıllarda en üst seviyelerde. Gönül ister ki her yıl böyle olsun. Verim alıyoruz ama çiftçilerin girdi maliyetleri devamlı yukarı doğru gidiyor. Hep söylüyorum, söylemeye de devam edeceğim. Maliyetlerde %100 bir artış var. Kasım ayı geldiğinde tohum alırken bunların acılarını daha net bir şekilde yaşayacağız. Keşan çiftçisi verim konusunda tatminkâr ama fiyatlarda sıkıntı yaşıyor” diye konuştu.

“BU BİZİM ÇİFTÇİMİZE VURULAN EN BÜYÜK DARBEDİR”

Hasat dönemi sırasında çıkan ithalat izni ile ilgili konuşan Şen, ithalatın çiftçiye vurulan bir darbe olduğunu ifade ederek sözlerini şöyle sonlandırdı: “Bir önceki ihalede 270 dolar olan arpada şu anki fiyatlarla 237 dolara ön anlaşma yapılmış. Tabi bunların gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini bekleyip göreceğiz. Bu bizim çiftçimize vurulan en büyük darbedir. Çiftçi üretim yapıyor, 10 ay gibi bir süre bekliyor. Tam hasat döneminde bir kıpırdanma başlıyor ithalat izni çıkıyor. Bu yıl Türkiye’de belli başlı illerimizde kuraklık var ve kendi kendimize yetecek ürün potansiyelimiz yok. Kuraklık olmasa da hükümetimiz genelde bunu yapıyor. Tam hasadın yapıldığı bir dönemde ithalatın açılması bizleri çok mağdur etmiştir. Bunun genelde yapılmaması gerekiyor. Maalesef devlet yetkililerimizin aldığı kararlar böyle. İnsanlar bölgemizdeki lisanslı depoya yöneliyor ama fiyatlar otomatikman aşağıya düştü. Her çiftçinin ton başında 200 ile 300 TL arasında bir kaybı var. Dünyada fiyatlar belki daha ucuz olabilir ama maliyetleri de göz önünde bulundurmak gerekiyor. Üretim maliyetlerimiz devamlı yükseliyor. Her şeyde dünya piyasası diyoruz ama gübrede, ilaçta dünya piyasasını kimse sormuyor. Girdi maliyetlerinde de dünya piyasasını ele almak gerektiğini düşünüyorum. Biz girdi maliyetlerinin yüksek olduğu şartlarda üretim yapıyoruz. Bunların göz önüne alınmasını temenni ediyoruz. İnşallah yetkililer bu konularda çiftçilerin seslerini duyarlar diye umut ediyorum.”