MEHMET AYTAÇ

Geçtiğimiz Cuma günü Edirne Valiliği, Keşan Belediye Başkanlığı ve İl Sağlık Müdürlüğü arasındaki atık ilaçların toplanarak bertaraf edilmesi için protokol imzalandığını; insanlara, hayvanlara ve çevreye sağlayacağı yararlar açısından takdire şayan bir hizmet olarak desteklenmeli ve sahiplenilmesi gerektiğini bildiren Sol Parti İlçe Yönetimi, “Bu protokol nedeniyle düzenlenen törende konuşan Belediye Başkanımız Mustafa Helvacıoğlu; <Çevre sorunlarına yönelik kalıcı çözümler üretmek için yoğun bir mesai harcıyoruz, küresel ısınma ve çevre kirliliği dünyamızı ciddi şekilde tehdit ediyor, suyumuz ve toprağımızın yanında halkımızın, özellikle çocuklarımızın sağlığını tehdit ediyor> demektedir. Başkanın bu tespitine aynen katılıyoruz” açıklamasını yaptı.

Halkın ve özellikle çocukların sağlığı, çevrenin, doğanın, havanın temizliğinin sadece atık ilaçların toplanarak bertaraf edilmesiyle sağlanamayacağı gerçeğinin de bilinmesi gerektiğini vrgulayan SOL Parti İlçe Yönetimi’nin açıklamasında; “Çocuklarıyla, yaşlılarıyla, hastalarıyla on binlerce insanın ve çeşitli canlıların yaşadığı Belkoop ve Atakent dediğimiz yerleşim yerinin hemen dibinde BOTAŞ tarafından faaliyete geçirilen taşocağının işletilmesine Belediye ve diğer yetkili kurumlar tarafından onay verilmesi kabul edilemez bir durumdur” denildi.

“DÜNYANIN HANGİ YERİNDE BU TÜR ÇEVRE FELAKETİNE ONAY VERİR?”

SOL Parti İlçe Yönetimi şu açıklamayı yaptı: “Bu ocak çalıştığı sürece arada yaşayan on binlerce mahalle sahibi camını açamaz, balkonunda oturamaz, çamaşırını asamaz, bahçesinde oturamaz ve çocuklar oynayamaz. Temiz bir hava teneffüs edemez. Sağlıklı bir çevrede yaşayamaz. Oysa herkesin sağlıklı bir çevrede yaşaması anayasal bir haktır. Yetkililer bunu sağlamakla yükümlüdür. Burada yapılanlar ve yaşananlar halka bu hakkını yaşatıyor mu? Ayrıca orada yaratılan şiddetli ses, patlatmaların yaratacağı sarsıntı, ağır tonajlı kamyonların işlediği güzergahta yaratacağı toz bulutu, şiddetli seslerin yaratacağı gürültü kirliliği ve trafik tehlikesi de görmezden gelinemez. Yaratacağı tüm bu olumsuzluklar ortadayken dünyanın hangi demokratik ve hukuk devletinde yerleşim yerinin dibinde bu tür çevre felaketine onay verilir? Sonuç olarak yetkililerin ve ilgililerin bu durumu halka ve çevreye vereceği zarar, yaratacağı tehlikeli sonuçlar göz önüne alınarak tekrar değerlendirilmesi ve bu ocağın derhal kapatılması sağlanmalıdır. Burada yaşayan halk tapulu evlerini alıp başka bir yere taşıyamayacağına göre bu felaketle baş başa bırakılamaz. Bu halk bunu hak etmiyor. Halkın ve özellikle çocukların sağlığı, temiz bir çevrede yaşama hakları ve çevre sorunları en azından burada çözülmüş olur.”