Geçen sene Keşan için İl Özel İdaresi adına Ziraat Bankası’nda 9 Temmuz 2013 tarihinde doğal gaz başvuru hesabı açılmış ve 26 Ekim 2013 tarihinde doğal gaz başvuru süremiz dolmuştu. Bu süre zarfında da 35 elektrik abonesi 335,00 TL’yi yatırmıştı.
Kasım ayının başında Keşan’da incelemelerde bulunan dönemin Edirne Valisi Hasan Duruer de konu ile ilgili “Demek ki Keşan Halkı, hava kirliliğinden şikâyetçi değil” demiş, Keşanlılara doğal gaz başvurusuna az katılımdan dolayı sitem etmişti.
Ardından Keşan Belediye Başkanı Mehmet Özcan 28 Ekim 2013 tarihinde yerel basında çıkan basın toplantısında “Doğal gaz için değişik bir formül bulunmalı” demiş ve 18 bin abone katılımının mümkün olmayacağını söylemişti.  Özcan, vana konusunda da “Doğalgaz gelmesi için Belediye Meclisi olarak 5 yıl önce karar aldık. EPDK yatırım yapacaktı. 2005 yılında Zorlu Grubu ile görüştük. Başvurumuzu yaptık ama olumsuz raporlar geldi. Daha sonra “Vana bıraktık” söylemi çıktı. Buradan gaz almanın pratik açıdan mümkün olmadığını öğrendik. Bölgemizde bırakılan vana emniyet amaçlıydı. Doğalgaz bize Tekirdağ istikametinden gelecek. 3 yıl önce Çorlu’daki bir benzinlikten Keşan’a kadar harita ihale çalışması yapıldı. Bu konuyu takip ediyoruz.” demiş ve doğal gazın gelmesi konusunda umutlu konuşmamıştı.
Dönemin Keşan Belediyesi MHP’li Meclis üyesi ve TMMOB Makine Mühendisleri Odası Edirne Şubesi İlçe Temsilciliği Yürütme Kurulu Başkanı Tanju Şapçı, 4 Kasım 2013 tarihinde çıkan yerel basında “Halkımız göz göre göre zehirleniyor” diye söz etmiş ve Keşan’a doğal gaz gelmesi için açılan banka hesabının ilgi görmemesi ile ilgili değerlendirmesinde hava kirliliğine bağlı olarak bölgemizde artış gösterdiği ileri sürülen kanser ve akciğer hastalıklarına dikkat çekerek, kirliliğin sulu sistem baca filtreleriyle en az %70 oranında azalabileceğini ifade etmişti. Şapçı, “Hava kirliliğini önlemek devletin birinci görevlerindendir. Belediye ile el ele vererek bunu başarmalılar. Keşan’daki hava kirliliğini %70 azaltmak, binalara yapılacak olan 3 bin TL’lik bir yatırım ile gerçekleştirilebilir. Sulu baca filtre sistemini görüşeceğiz” diyesöz etmiş ve hava kirliliğini önlemek için bir öneri sunmuştu.
Mehmet Özcan, 5 Kasım 2013 tarihinde “Keşan’da kullanılan kömürün vasfı değiştirilmeli.” demiş ve şu anda yakılan kömürün Edirne ilindeki satılabilir vasıftaki kömürün niteliğinden çok uzakta kaldığını; ama maalesef kendilerinin kontrollerini yaparken o belgeyi alanları içeriye sokmak zorunda kaldıklarını ve sonuç olarak tüm Keşanlıların zehirlendiğini kaydetmişti. Özcan doğal gaz için de, “Tek başıma elimde bir şey olsa, yarın başlayacağım bir şeyler yapmaya. Ama maalesef Çorlu'dan gelecek olan bir iş bu. Bir sürü kazılar olacak, az buz bir yatırım değil. Belediye sınırları içerisinde bir kaynak olsaydı da getirmeseydim Allah belamı versin o zaman benim. Ama boyumuzu aşan bir proje. Devletle işbirliği yapmamız gereken bir şey bu” demişti.
6 Kasım 2013 tarihinde Keşan Belediye Başkanı Mehmet Özcan, makamında Edirne’den gelen sağlık ve çevre konusundaki yetkilileri ağırlayarak, Keşan’ın hava kirliliği konusunda alınması gereken önlemlerle ilgili görüş alışverişinde bulunmuş ve Belediye’ye kalorifer yakımı konusunda cezai işlem yetkisini almıştı. Özcan, gelen heyetle işbirliği yapacaklarını ve Çevre kontrolü ile ilgili olarak Keşan Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü’nün yetkisi ile artık kalorifer yakımı konusunda yapılan yanlışlarda ilgililere yaptırım uygulayabileceklerini vurgulamıştı. “İşbirliği şeklinde hava kirliliği ölçümleri yapabiliriz. Belki yakma teknikleri ile ilgili çalışmalar yapılabilir. Filtre konulması konusunda bir şey yapamayız çünkü mevzuatta yok. Belki Keşan’a girecek katı yakıtların vasıfları ile ilgili düzenlemeler yapılabilir. Ama bu kararların alınması komplike bir durum, sadece buradan çıkacak kararlar değil.” diye konuştuktan sonra ceza yetkisini aldıktan sonra çok titiz davranacaklarını eklemişti.
13 Kasım 2013 tarihinde ise yerel basında Keşan Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü ve Zabıta ekipleri, Keşan’daki hava kirliliğini engellemek için şehir merkezinde kazan dairesi denetimlerine başlamış.
14 Kasım 2013 tarihinde eski CHP Keşan İlçe Başkanı Salim Yatıkçı ise “Keşan’ın hava kirliliğine sebep olan, kullanılan kömür ise, sorumlusu kim?” diye sormuş ve İl Mahalli Çevre Kurulu kararlarına göre (04.10.2012), Edirne İli genelinde kullanılacak yakıtlar ve yakma sistemlerinin özellikleri, işletme esasları, hava kirliliğinin önlenmesine yönelik alınacak tedbirler ve ihtiyaç sahibi ailelere yardım olarak dağıtılacak kömür özelliklerini belirleyip, hava kirliliğinin kontrolü ve önlenmesi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın (2010/14 No’lu Genelgesi)’ne dayanılarak hazırlandığını hatırlatmıştı.
Evet, buraya kadar olan bölümde Salim Yatıkçı’nın haricinde 26 Ekim 2013 tarihinde son bulan doğal gaz başvuru tarihi ile görüşleri sundum. Son dönemde yani son 3 aylık süre içerisindeki söylemleri almaya gerek duymadım çünkü söylenenleri hepimiz biliyoruz. Salim Yatıkçı’nın beyanatını ayrı tuttum çünkü yazımın ana konusu buydu. Yani Keşan’da bir hava kirliliği var ama sorumlusu yok. Kimse sorumluluğu kabul etmiyor. Kirlilik sonunda yakım yanlışlıklarına, kazan yetersizliklerine, kömürün niteliğine geliyor. Peki, yönetmelikler kimleri sorumlu tutuyor? Kimlere ne yetki vermiş? Bunları biraz irdelemek istiyorum çok uzun olmamak kaydıyla.
Keşan’da ve diğer il ve ilçelerde yaşanan hava kirliliğine devlet bir ad vermiş ve bir yönetmelikle bu sorunu önlemek için madde madde yapılacakları ayrıntılı olarak belirlemiş. Bir yönetmelik yetmemiş bir tane daha çıkarmış değişen koşullara göre bir tane daha bir tane daha çıkarmış.
Devletimizin son yıllarda çıkardığı 6 adet yönetmeliği inceleceğiz. Sizler de resmi gazetenin internet sitesine girip bu yönetmelikleri daha ayrıntılı inceleyebilirsiniz.
İlk yönetmelik 13.01.2005 tarihinde 25699 nolu resmi gazetede yayımlanan Çevre ve Orman Bakanlığı’na ait olan“Isınmadan Kaynaklanan Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği”
İlk maddesinde şu ifadeler yer alıyor. “Yönetmeliğin amacı; konut, toplu konut, kooperatif, site, okul, üniversite, hastane, resmi daireler, işyerleri, sosyal dinlenme tesisleri, sanayide  ve benzeri yerlerde ısınma amaçlı kullanılan yakma tesislerinden kaynaklanan is, duman, toz, gaz, buhar ve aerosol halinde dış havaya atılan kirleticilerin hava kalitesi üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak ve denetlemektir.”
28’inci maddesinde ise “İl ve ilçelerin kirlilik derecelendirilmesi 2/11/1986 tarihli ve 19269 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliğine göre Bakanlık tarafından kış sezonu başlamadan önce ilan edilir.” diyor.
32’incisi maddesinde ise denetim yetkisinden bahsediliyor: Bakanlığın denetim yetkisi saklı kalmak kaydıyla, Belediye mücavir alanları içinde belediyeler, mücavir alanlar dışında ise valilikler bu Yönetmelikte belirlenen kurallara uygun olmayan yakıtları üretenler, satışa sunanlar ile ısıtma tesisleri üretenler ve işletenleri denetlemek ve hakkında yasal işlem yapmakla yükümlüdür.”
35’inci madde ise, “Bu Yönetmelik hükümlerini Çevre ve Orman Bakanı Yürütür.” diyor.
Yani Belediye ve Valilikler sorumlu ama işi yürüten Bakanlık.
İkinci yönetmelik ise 14 Mayıs 2007 tarihli 26522 nolu resmi gazetede yayımlanan “Isınmadan kaynaklanan hava kirliliğinin kontrolü yönetmeliğinde değişiklik yapılmasına dair yönetmelik
Bu yönetmeliğin 1’inci maddesinde şöyle deniyor: 13/1/2005 tarihli ve 25699 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Isınmadan Kaynaklanan Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliğinin 4 üncü maddesinde yer alan Yetkili Merci tanımı aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, aynı maddeye aşağıdaki tanımlar eklenmiş ve "Şişme indeksi" tanımı yürürlükten kaldırılmıştır.”
“Yetkili Merci:
Tip Emisyon Belgesi ve Kontrol Belgesinin düzenlenmesinde Bakanlığı,
Yerli katı yakıtlara uygunluk belgesi düzenlenmesi, ithal ve yerli katı yakıtlara satış izin belgesi düzenlenmesi, ısınma amaçlı yakma tesisleri ile ithal ve yerli katı yakıtların denetimi ve idari yaptırım uygulanmasında il çevre ve orman müdürlüğünü,
Denetim ve idari yaptırım uygulanmasında, Bakanlığın yetkisi saklı kalmak kaydıyla, Bakanlıkça yetki devri yapılmış ilgili belediyeler ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarını,
Sıvı yakıtların denetiminde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunu veya yetkilendirdiği kurum veya kuruluşları ile il çevre ve orman müdürlüğünü,"
CE Uygunluk İşareti: Üreticinin, ilgili teknik düzenlemelerden kaynaklanan bütün yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve ürünün ilgili tüm uygunluk değerlendirme işlemlerine tabi tutulduğunu gösteren işareti,
Kontrol Belgesi: İthal katı yakıt için Bakanlıktan alınan belgeyi,
Uygunluk İzin Belgesi: Yerli  katı yakıtın satışa sunulmasından önce il çevre ve orman müdürlüğünden alınan belgeyi,
Satış İzin Belgesi: Kontrol ve uygunluk izin belgesine istinaden il çevre ve orman müdürlüğünden alınan belgeyi,”
Şunu yönetmelik vurguluyor denetim yetkisini Belediyelere ve valiliklere veriyoruz ama bütün yetkiler bizde.
(DEVAMI YARINKİ SAYIMIZDA)