Olabiliyorsa ikisi de olsun. Ama her durumda birisinin önceliği olsun. Bunu nasıl belirleyeceğiz? Aslına bakarsanız Enez sanayi açısından tercih edilecek bir noktada değil. SEMKUR’un buraya geliş öyküsünü önceki yazımda anlattım. Arsa ucuzdu, su boldu. İşçi ve üretici bulmak daha kolaydı. Sonrasında DARDANEL de galiba burasını ucuza kapattığı için geldi bir deneme yaptı olmadı. Sonuçta, galiba SEMKUR gibi o da epeyce borç taktı gitti.

***

Sanayi olarak daha sonra Sn. Abdullah Bostancı’nın Kilittaş Fabrikası ile tanıştık. “Yapma. Bunun yeri burası değil.” diye yalvardık. Ama O, kimseyi dinlemedi. Yaptı. Şimdi gidin bakın, çevredeki ağaçlara, bitkilere, konutlara verdiği toz, toprak ve gürültü kirliliğini yaşayın. Üstelik bugün Enez Belediyesi henüz, övünç duyacağımız bir yatırım yapamamışsa bu fabrikanın Belediyeye getirdiği ve her gün artan ağır maddi yüktendir. Bu fabrikadan 60 kişinin bankamatik maaşı aldığı doğru mu? Bilmiyoruz. Ama burada çalışanların sadece 15 kişi onu biliyoruz. Bu güneşe kar dayanmaz.

***

Bu yetmezmiş gibi şimdilerde, ortalıkta, bir şirketin de DARDANEL civarında bir beton fabrikası açacağı söylentileri dolaşıyor. Düşünüyorum, param olsa ve bir beton santralı açmaya karar versem Enez’de mi, Büyükevren’de mi açardım? Siz ne dersiniz? Büyükevren olsa, mucur Keşan’dan geleceğine göre hem yol kısalır hem de satış için daha geniş bir Pazar alanı yaratılır. Öyle değil mi?

Ama nedense Enez…

***

İşin dramatik tarafı DARDANEL’in gelişi yalnız Enezlileri değil Trakya’nın pek çok yöresinden gençleri de heyecanlandırdı. İşçilik için nereye başvurulacağını, kayıtların ne zaman başlayacağını soran pek çok genç var. Ülke ve özellikle gençler işsizlikten kırılıyor. Çoğu insan asgari ücretle, kan ve balık kokusu içinde de olsa sigortalı bir iş bulmanın hayalini kuruyor. Daha ötesi için hayal bile kuramıyorlar. Hâlbuki Enezli gençlerin bu konuda razı gelecekleri iş buysa ellerinde çok fazla imkânları var. Hem turizm, hem tarımsal anlamda, hem de hizmet sektöründe onlar için pek çok fırsat var. Örneğin bir arkadaşımız yeni açtığı balık lokantasında koca yaz çalıştıracak, bulaşık yıkayacak kadın ya da erkek işçi bulamadı..

O nedenle DARDANEL’in özellikle yaz aylarında Enez’den 700 işçi bulabilmesi çok iddialı bir beklenti.. Yeniden düşünmeleri gerekir.

***

Benim Enezli işsizlere önerim elbette bulaşıkçılık falan değil. Etrafınıza bakın. Restoran sahipleri de Enezli. Market sahibi olanlar da Enezli. Sadece kendi balığını tutup satan ve güzel paralar  kazananlar da Enezli balıkçılar. Sadece sitelerde bekçilik yapan ve hatta buradan emekli olan nice insanlarımız var. İnşaat sektöründe hem müteahhit hem de kalifiye ustalarımız yetişti. “Turizm bize ne getirecek?” diyenler varya. İşte bunlar şimdiden turizmin farkında olmadığımız getirilerinden örnekler. Ama Enez’de bu örnekler turizmin emek ve iş kapasitesinin daha binde biri değil. Sadece Lagün Göllerimiz ehliyetli ellerde, ama örnek olunarak, yol gösterilerek ele alınsa Enez iş arayan değil, işçi arayan bir kent olur. Hele bir de liman devreye girerse.  Ki yakındır.

“NİYE OLMUYOR? YA DA NASIL OLACAK?” Bu da sonraki yazımızın konusu olsun…