Bu sözü dönemin Başbakanı rahmetli Turgut Özal söylemişti. Kominist rejimin hüküm sürdüğü 1984 yılında Bulgaristan lideri Jirkov müslüman vatandaşları hedef alarak Türkçeyi yasaklamak, isimleri değiştirmek Türk okul ve kuran kurslarını kapatmaya başladı. Jirkov’un zulüm üzerine yurtlarını terk etmek zorunda kaldılar. Avrupa’da gidebildikleri şehirlerde tutunmaya çalıştılar. Edirne kapılarından çıkış yapan vatandaşlarımızı devletin araçlarıyla gidecekleri yere kadar getirebildikleri eşyaları yerlerine ulaştırıldı. Merhum Özal, o gün söylediği “Kapıları açın, Jirkov’da gelsin onu da bakarız” sözleri hala kulaklardan silinmedi.

Bulgaristan’dan sonra Suriyeliler sorun oldu. eset zulmünden kaçarak Türkiye’ye sığınan Suriyelilerüülkemizde büyük huzursuzluklara yol açtılar. İşsizliğin yoğun olduğu yokluk zamanda, tarım, inşaat işçiliklerinde ucuz ücretlerle çalışmaları istenmeyen olayları yaşattı, çatışmalar yaşandı. Türkiye2ye yardım sözü veren ülkeler sıkıntı yarattılar. Suriyeliler vatanlarını savunmak yerine vatanlarından kaçmayı kurtuluş gördüler. Geldikleri gibi geri dönmeyen Suriyelilerin getirileri veya götürüleri yanında kaçmak yerine Atatürk’ün söylediği gibi “Geldikleri gibi giderler” inancıyla vatanlarını savunmak yerine kaçmayı tercih etmişlerdir. Oysa Suriye’de vatanlarını savunmuş olsalardı daha iyi olmazmıydı diye düşünce içerisinde saplandım kaldım. Jivkov’dan çek, Esat’tan çek ne bu çile demekten kendimi alamadım.

Savaştan kaçmak değil, şehit olmak için sıra bekleyip Çanakkale’de tarih yazmış tüm şehitlerimizin ruhları şad olsun. söz konusu vatan olunca gerisi tefferuattır.