HABER MERKEZİ

ZERLANİS – Keşan Görsel Sanatlar ve Kültürel Araştırmalar Derneği Kitap Kulübü yeni etkinliğini gerçekleştirdi. Kulüpbu hafta Anthony Burges’ın Otomatik Portakal isimli kitabı inceledi. 

Anthony Burges bu kült eserinde iyiliğin ne demek olduğunu bilen insanoğluna sistematik bir baskı uygulayarak onu otomatik işleyen bir makine haline getirenlere kılıç kadar keskin olan kalemiyle saldırıyor.

Kitap son derece distopik bir zaman dilimininde geçiyor gibi. Ancak günümüze de ve bugün yaşadıklarımıza ışık tutuyor. 

Karabasan gibi bir gelecek atmosferi... Geceleyin sokaklara dehşet saçan, yaşamları şiddet üzerine kurulu gençler... Sosyal kehanet? Kara mizah? Özgür iradenin irdelenişi?.. Otomatik Portakal bunların hepsidir. Aynı zamanda hayranlık verici bir dilsel deneydir, çünkü Burgess antikahramanı için yeni bir dil yaratır: Yakın geleceğin argosu "nadsat"ı.

Alex ve çetesi olarak adlandırabileceğimiz 4 karakteri konu alan bir hikayedir. Eser, Alex adlı gencin ağzından anlatılmaktadır. Bu nedenle Alex’in gençlerle, şiddetle, toplumsal yapıyla ilgili yaptığı yorumlar kitap için büyük önem taşımaktadır. Eser, 15 yaşındaki Alex’in çalkantılı gelişimini konu almaktadır. Günümüz toplum yapısını şiddet yanlı bir karakterle, sert bir dille eleştiren eser, ilgisiz aile yapısını ustalıkla incelemeyi başarıyor.

Çetenin, kütüphaneden çıkan bir adama hemen ‘’Öğretmen’’ benzetmesi yapıp dövmeleri ile eğitim sistemini eleştirmekte, ‘’Tükeniş Sokağı, Umutsuzluk Caddesi’’ gibi isimlerle sokaktaki insan yapısını, gece vakti sokakların çetelere açık olmasını özetliyor bize Burgess. Ayrıca çetenin kendine ait bir dil kullanması da iletişimsizliğin büyük bir sembolü olarak karşımıza çıkıyor. Son kısımda Alex’in genç insanlara karşı yaptığı ‘’kurmalı oyuncak’’ benzetmesi, klasik müzik dinleyen Alex’in yeni dönem müziğine ve gençlerine yaptığı sert eleştiriyse günümüzdeki toplum yapısını özetler nitelikte.

Kitabın en can alıcı sözleri ise şöyle:

"Pencereyi açın da içeri temiz hava girsin, taze fikirler girsin, yeni bir hayat tarzı girsin."

"Senin gibi iyi bir genci bir makine parçasına dönüştürmekle övünmek, ancak baskıcılığıyla böbürlenen bir hükümetin işi olabilir."

“Daha sakin bir hayat uğruna özgürlüğü satacaklar.”

“Hayatta en sevdiğim şey güzel,temiz bir kitaptır kardeşim.”

“Hem modern tarihimiz,bu büyük makinelerle savaşan cesur,küçük bireylerin öyküsü değil midir kardeşlerim?”

“Yüreğinde korku varsa dua et ki geçsin, ey kardeşim!”

 “Hapisteki şairin dediği gibi, her insan sevdiği şeyi öldürür.”

“Hapishane ona yalandan gülümsemeyi, ikiyüzlülükle ellerini ovuşturmayı, sırıtarak yalakalık yapmayı öğretmişti.” 

“Yetişkinlerin savaştığı, bombalar attığı, birbirini kesip doğradığı, acımasızlığın kol gezdiği bir dünyada gençlerin yurtsever, dine bağlı, uslu, terbiyeli olmaları söz konusu değildir.”

“Şiddet şiddeti doğurur.”

İngiliz argosunda bir deyiş vardır. "Uqueer as as clockworkorange". Bu deyiş, olabilecek en yüksek derecede gariplikleri barındıran kişi anlamına gelir. Yazar bu terimi bir kitap başlığı olarak kullanmayı çok arzulamış. 

Kendine has atmosferi, nefret dolu anlatımı ve harika StanleyKubrick film uyarlaması nedeniyle Otomatik Portakal distopya dünyasının en iyilerinden biri olduğunu kanıtlıyor.