Uyku biyolojik bir ihtiyaçtır, insanlar geceleri 7-8 saat uyuduklarında beden ve zihin fonksiyonları daha iyi çalışmaktadır. Kimi zaman hayat şartları sizin biyolojik saatinize uymayabilir ve uyku döngünüz hissettiklerinizi ve hareketlerinizi etkileyebilir.

 Aylardır içinde bulunduğumuz baş edilmesi oldukça zor pandemi sürecinin, hepimizin yaşamında çeşitli etkileri oldu. İş hayatımız, eğitim hayatımız, sosyal hayatımızdan tutun da evdeki düzenimize kadar değişikliklerle karşılaşıp, yeni normale ayak uydurmak durumunda kaldık. Bu noktada hem fiziksel aktivitemizdeki değişiklikten, hem de zihinsel süreçlerimizden en çok etkilenenen en önemli sistemlerimizden biri de uyku düzenimiz oldu. Uyku eksikliği, bilişsel, duygusal ve fiziksel problemlerle ilişkilidir, bundan dolayı ihtiyacınız olduğu kadar uyumak, iyiliğiniz için önceliğiniz olmalıdır.

Uyku problemleri gündüz dikkat eksikliği, aşırı sinirlilik, iş performansında düşme, depresyon gibi sorunları beraberinde getirebilir. Öncelikle sık karşılaşılan uyku bozukluklarından bahsedelim.

İnsomnia, kişinin yeterli süre ve kalitede uyuyamaması şeklinde tanımlanır. Özellikleri arasında çabuk uykuya dalamama, uyurken sık sık uyanma veya sabah erkenden uyanma sayılabilir. Ancak bu şikayetlerdenmuzdarip olduğu için gözlemlenen bazı insanların bu hastalık teşhisi konulacak tanı kriterlerini karşılamadığı gözlemlenmiştir, yani kimi zaman bu, zihnimizin yanıltması olabilir. Ayrıca çoğu hastalık için zamansal kriterler vardır. Bunu şöyle örneklendirebiliriz, kimi üzüntü verici olaylar yaşadıktan sonra birkaç gün mutsuz hissetmemiz, depresyonda olduğumuz anlamına gelmez. Yani bazı stres verici günlerin akşamında ya da önemli bir sınavımız için heyecanlandığımız bir akşam uyuyamamanız,  uyku bozukluğu olduğu anlamına gelmez, haftada en az üç gece şeklinde başlayan ve yaklaşık üç ay devam eden vakalarda bu tanıya daha sık rastlanır.

Narkolepsi hastalığı, gündüz birdenbire ve karşı konulamaz bir şekilde uykuya dalma hastalığıdır. Araba kullanırken, sohbet ederken veya başka bir işle meşgulken bir anda uyuyakalabilir. Narkoleptiklerin gün içerisinde uykulu olmaları sebebiyle bir işi sürdürmeleri oldukça zordur, hatta özellikle araba kullanma gibi durumlarda tehlike de arz etmektedir.

  Uyku apnesi, üst solunum yollarında görülen bir bozukluktur, bu bozuklukta kişi uyurken nefes almayı bırakır, bu reaksiyon kişinin yeniden nefes alabilmek için uyanmasıyla sonuçlanır. Çoğu insan gecede birkaç kez bu durumu yaşayabilir, ancak ciddi uyku problemi olan kişiler bunu yüzlerce kez yaşar ve sonuç olarak ertesi gün aşırı uykusuzluk ve yoğun baş ağrısı hisseder.

  Uyurgezerlik sorunu olan bireyler uykudayken yataklarından kalkıp gezerler. Çocuklarda yetişkinlere göre daha yaygındır. Yaygın olan inanışın aksine uyurgezerleri uyandırmak tehlikeli değildir, sadece aniden uyandırıldıklarında şaşkınlık yaşayacaklardır.

Kabus görme; bir rüya sizin çaresiz ve kontrolsüz hissetmenize ve korkmanıza sebep oluyorsa kabus görüyorsunuz demektir. Çocuklar yetişkinlere göre daha çok kabus görmektedir, özellikle 3-6 yaş grubunda sık rastlanır.

İyi  bir gece uykusu için öneriler;

Düzenli bir uyku planı yapmalısınız, yatağa yatmayı ve yataktan kalkmayı düzene oturtun. Her sabah alarmınızı belli bir saate kurun ve o saatte kalkın. Gün içinde kestirme yapacaksanız da tutarlı olsun, ya her öğlen kestirin ya da hiç kestirme yapmayın. Hafta sonları da planınızın dışına çıkmamaya özen gösterin.

Yatmadan birkaç saat önce kahve ve kola gibi kafeinli içeceklerden uzak durmaya çalışın, kafein ondan etkilenmediğini söyleyen insanlarda bile uyarıcı görevi görür, vücut herhangi bir zamanda alınmış kafeinin kandaki düzeyini yarılayabilmek için bile 4-5 saate ihtiyaç duyar.

Sindirim sisteminizi saatlerce çalıştırması gerekeceği için yatmadan önce çok fazla yemek yemeyin.

Yatmadan önce akıllı telefona çok fazla maruz kalmak, yapay ışıkların gözlerinizde yaratacağı uyarıcı etki sebebiyle, uykuya dalma sürenizi uzatabilir.

Gevşeme: yatmadan önce stresli düşüncelerden uzak durmaya çalışın, endişelenmenize sebep olan düşüncelere gün içinde vakit ayırın, endişelerinizi bir aile ferdi veya arkadaşınızla paylaşabilir ya da duygularınızı günlüğe yazarak ifade edebilirsiniz. Yatağa yattığınızda gevşemenize yardımcı olacak rahatlatıcı aktivitelerde bulunun. Her gece yatağa girmeden önce aynı rutini sürdürmeye çalışın, bu ılık bir duş veya birkaç dakika hafif bir müzik dinlemek olabilir.

Yatak odanızı mümkün olduğunca sessiz ve karanlık tutmaya çalışın.

Eğer bunlar işe yaramıyorsa, rahat bir uyku için uyku ilaçları tercih etmek yerine, zeminde yatan problemin belirlenmesi ve buna göre bir tedavi planlanması gerekir.