ENEZ MEKTUBU - Ulaş DEMİRAY

Hafta sonu TV’de ”KURBAĞALAR” filmini izledim. Elbette ilk izleyişim değildi. Anılarımla bütünleştirerek, hatta hem gülüp hem duygusallaşarak, bir kez daha keyifle izledim. Bu filmde o kadar çok tanıdık sima vardı ki, özellikle Enezliler ve Sultaniçeliler için bu filmin, çok farklı ve önemli bir yeri olmalı diye düşünüyorum.. Sedat Günay, Erol AÇIK, İlhan İşcan, Süleyman Eraydın, Mesut Ocak, Orhan Kılıçoğlu, hatta Keşan’dan yılların esnafı Ahmet Kaya… Bunlar benim tanıdıklarımdan aklımda kalanlar. Galiba oyuncu ağırlığı daha çok Sultaniçe Köyü’ndendi. O nedenle onların isimlerini bilemiyorum.

***

KURBAĞALAR, 1986 Sinema Yazarları "En İyi 10 Film" Seçimi içinde en iyi 4. Film olarak belirlenmiş. Ayrıca 1986 Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde "En iyi müzik ödülü"nü, 1986 Nantes Film Festivali’nde Birincilik Ödülü’nü alan 1985 yapımı bir Şerif GÖREN filmi olarak zaten çok önemli bir bir filimdir. Değeri ulusal ve uluslararası boyutlardadır.. Yurt dışına satılan ilk Türk filmidir. Böyle bir filmin yöremizde çekilmiş olması ve oyuncu kadrosunun büyük bölümünün o dönemin yöredeki gençlerden oluşması gurur duyulacak bir olaydır. Yöre çocuklarının bu filmde sanki 40 yıllık artistmiş gibi gösterdikleri performans gerçekten ayakta alkışlanacak boyutlarda olmuş.

***

Bu filmin benim için de önemli bir anısı var.. 1985 yılında Keşan Sıkıyönetim Komutanı’nın hışmına uğramış, utanç verici bir komplo sonucunda Keşan As. Ceza Evi’nde 17 gün tecrit edilmiştim. Çıktıktan sonraki süreçte bir gün kahvehane önünde otururken eski milli futbolcu Selim Soydan’ı (Hülya Koçyiğit’in eşi) aradığını bulamayan bir şaşkınlıkla dolaşırken gördüm ve kendisini masaya davet ettim. Birazdan masamızda Şerif Gören dahil 6-7 kişilik bir grup oluşmuştu. Çay içtik ve ben onların, çekecekleri film için sordukları yöresel sorularla ilgili bilgiler verdim. Ama “Gidip öncelikle Kaymakamı görmeleri gerektiğini” söyledim. “Beraber gidelim” dediler; “Benimle giderlerse olacak işlerinin de olamayacağını” anlattım.. Nitekim Kaymakamlığa varmadan haber oraya uçmuş olmalı ki zamanın Kaymakamının onlara daha kapıdan girer girmez “Ne işiniz var o adamla?” diyerek fırça attığını seneler sonra o sahneleri yaşayanlardan öğrendim. Beni bir daha aramaktan korktukları ve arayamadıkları için çok mahcuptular.

***

Son günlerde Sezen Aksu’yu linç etme çabasında olanların son hedefi de Hülya Koçyiğit oldu. “Hıımmm.. Biz senin nelerini biliriz. Seni affetmeyiz” diye yine ortaya çıkan haysiyet cellatları bu defa da Koçyiğit’e saldırdılar. Koçyiğit SUSUZ YAZ filmi ile bu ülkeye ilk defa bir sinema ödülü getiren filmin başrolündeydi. KURBAĞALAR dahil pek çok ödüllü filmin başrol oyuncusu olan Koçyiğit’i, ülkeye çaktığı tek bir çivi bile olmayan yamyamlar, ulusalcı / laikçi cellatlar affedemiyorlar, utanmadan yargısız infaz yapıyorlar. Neymiş? AKP yanlısıymış. Yahu hala insanları siyasi düşünceleri nedeniyle, küçük düşürmenin, infaz etmenin ne büyük utanmazlık olduğunu ne zaman öğreneceksiniz? Sizler Nazım Hikmet’e “Hain!” diyenlersiniz. Sizler Aziz Nesin’e “Aziz Nesin, Sen nesin?” diye utanmazca saldıranlarsınız. Sizler Ahmet Kaya’ya, Yılmaz Güney’e, nefret kusanlarsınız. Sizler “Affedersiniz, Ermeni” diyen faşistlersiniz..

***

KURBAĞALAR Filmi Enez Arşivlerine girmelidir. Keşke, Enez’de bu filmin yaratıcılarının, oyuncularının katılacağı bir söyleşi, bir gösterim düzenlenebilse…

Enez çok güzel öykülere, filmlere, romanlara konu ve mekan olabilecek bir açık hava film platosudur. Ya da olması için çaba sarf edilmelidir.

Ama elbette, her şeyden önce yerel ve yerli yöneticilerin bu vizyonu taşıyabilecek bilgi, görgü ve birikimlerinin, hedeflerinin olması şarttır.

Ne yazık ki bizler, “Gölün yoğurt tutmayacağını bile bile” sonuçta boş konuşup boş şeyler yazıyoruz.