Bu hafta içinde, TMBB’nin açılışının 101’inci, bu günün bayram olarak kabul edilişinin 97. ve 1915 yılının 25 Nisan’ında, şafak vakti, Arıburnu’nda başlayıp Anafartalar’da biten, 253.000 Mehmetçiğin şehadeti ve bir o kadar düşman askerinin ölümü ile sonuçlanan, albay Mustafa Kemal’in “Anafartalar Kahramanı” olarak tanınmasını sağlayan ve emperyal orduların Gelibolu Yarımadası’nı terk etmeleriyle son bulan, Gelibolu Kara Muharebeleri Zaferimizin 106. yılını kutluyoruz.
Ayrıca geçtiğimiz ay, 18 Mart’taki Çanakkale Deniz Zaferi’nin kutlandığı günlerde, haber programı sunucusu sayın Gülgün Feyman Budak’ın yönettiği bir söyleşiyi de izledik. Bu söyleşide, İstanbul Aydın Üniversitesi öğretim üyelerinden sayın Naim Babüroğlu, Avustralya ve Yeni Zelanda Askerleri’nden oluşan Anzak Ordusu’nu kuran İngiliz General Hamilton’a bağlı kuvvetlere komuta eden İngiliz Mareşal Wiliam Birdw0od’un, 1915 yılının 25 Nisan’ında başlayan ve Arıburnu-Conkbayır Kocaçimen-Kemalyeri-Anafartalar-Bombasırtı hattında yapılan Kara Muharebelerinde, 19. Tümen komutanı ve Anafartalar Grup Komutanı kurmay Albay Mustafa Kemal’e üç kez yenildiğini ve 5. Ordu Komutanı Liman Von Sanders Paşa’dan sonra en büyük kuvvetlere komuta eden kişinin Mustafa Kemal olduğunu belirterek, Mustafa Kemal Atatürk’ün vefat ettiği 1938 yılında, doktorların yola çıkmasının sakıncalı olduğunu söylemelerine rağmen, 80 yaşındaki Birdwood’un hasta yatağından kalkarak, 21 Kasım 1938 tarihinde yapılan cenaze töreninde (resmi devlet töreni) saygı duruşunda bulunmak üzere, sakat ayağıyla Ankara’ya gelerek, Mustafa Kemal Atatürk’ün tabutunun arkasından aksaya aksaya yürüdüğünü, daha sonra geçici kabrine götürülmek üzere Halk Evi Binası’nın önünden geçen Atatürk’ün naaşını, binanın balkonundan kılıcıyla selâmladığını anlattı.
Bu anlatının devamında, inşaat yüksek mühendisi sayın Bülent Pakman’ın, internetteki “Pakman World Bloku”nda yazdığı, “Feld Mareşal William Birdwood Çanakkale’de” başlıklı yazısıyla tanışınca, öğrendim ki, Anafartalar Kahramanı Mustafa Kemal Atatürk’ün naaşı Halk Evi Binası önünden geçerken, binanın balkonundan, kılıcıyla, Atatürk’ü selamlayan mareşal Birdwood, gözlerinden süzülen gözyaşlarına hakim olamamıştı…
Bunun nedenini, yazı içindeki “Pera Palas Görüşmesi” bölümü ile “Cenaze Töreninde” başlıklı yazıları açıklıyordu… Bu yazılarda, Çanakkale’de yapılan deniz ve kara zaferlerini kazanmamıza rağmen, Osmanlı Devleti, I. Dünya Savaşı’nda yenilince, İngilizler 13 Kasım 1918 tarihinde İstanbul’u işgâl etmiş, Mareşal Birdwood da Pera Palas Oteli’ne yerleşmişti. Anafartalar Grup Komutanı Mustafa Kemal Paşa’nın da aynı otelde kaldığını öğrenince, büyük bir heyecanla, Mustafa Kemal
Paşa ile görüşme isteğinde bulunduğunu belirtmişti…
Bu istek yerine getirilerek, görüşmeleri sağlanmış ve bu görüşmede Mareşal Birdwood ile Mustafa Kemal Paşa arasında şu tarihi diyalog gerçekleşmişti... Mareşal Birdwood Mustafa
Kemal Paşa’ya sorar: “Sayın komutan bizi nasıl yendiniz?” Mustafa Kemal Paşa sözü uzatmak
istemez, kısa keser: “Sizin de bizim de tarih dergilerimiz var, zamanı gelince yazarlar!” der.
Birdwoord, bu cevapla tatmin olmaz.
Sorusunda ısrarcı olur. “Ekselans!. Sizin ağzınızdan dinlemek isterdim… Lütfediniz.!” deyince, Mustafa Kemal Paşa, yanındaki Rasim Ferit Bey’den aldığı bir parça kağıt üzerine kalemle çizerek anlatır: “Şu tarihte karaya çıktınız. Şu saatte kadar ilerlediniz. Şu saatte şurada durdunuz. Her şey sizin lehinizeydi. Niçin orada durdunuz da ilerlemediniz?”
Mareşal Birdwood cevap verir: “Askerimiz çok yorulmuştu, bu yüzden!” Mustafa Kemal Paşa, elindeki
kağıda Conkbayır krokisini çizerek, sürdürür konuşmasını: “Sonra, 21 Ağustos günü Conkbayırı’na doğru hücum ettiniz. Şu pozisyonu aldınız. Ama, yine ilerlemediniz, neden?”

Mareşal Birdwood şöyle der: “Çok sıcaktı… Biz ilerledikçe askerin suyu bitti. Asker susuz kaldı ve durdu!”
Bu açıklama üzerine Mustafa Kemal Paşa, Birdwood’u şaşırtan, şu sözleri söyler: “Görüyorsunuz ya, ben bir şey yapmadım!... Ordunuzu önce yorgunluk ve sonra susuzluk durdurdu!”
İngiliz Mareşal Birdwoord ayağa kalkar, “Sizin gibi kahraman ve yüksek karakterli bir askere rastlamadım” diyerek Mustafa Kemal Paşa’yı kucaklar.
İşte Mareşal Birdwoord’u, Gelibolu Muhaberlerinde üç kez yenildiği Mustafa Kemal Paşa’nın cenazesine getirten ve cenazede onu ağlatan neden, Mustafa Kemal’in büyük bir komutan olması kadar, kibirden hoşlanmayan, alçak gönüllü, yüksek karakterli bir insan olmasıdır… Son aylarda internette dolaşmaya başlayan bu olayın fotoğraflı görüntülerini de görünce, gurur duyduğum bu tarihi olayı, siz değerli okuyucularımla paylaşmak istedim.
Adı geçen bloktan bu konudaki yazıları okumazı önemle tavsiye ederim…
Öncülük ettiği “İstiklâl Savaşı” ile, kendisini Türk Ulusu’nun bağımsızlığına, kurduğu Cumhuriyet ve yaptığı devrimlerle Türk Ulusu’nu çağdaşlığın üstüne çıkarma ülküsüne ve refah içinde yaşamasına adamış, büyüklüğü tüm dünya tarafından kabul edilmiş, bu durumu, 1881 yılında Unesco tarafından da tescillenmiş olan Mustafa Kemal Atatürk gibi eşsiz bir öndere sahip olmanın gururunu ve onurunu bir kez daha yaşadım..
Atatürk Cumhuriyeti’nin emekli bir öğretmeni olarak, bu vatan için canını veren, kanını akıtan, alın teri ve göz nuru döken, başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bütün gazi ve şehitlerimize şükranlarımı sunuyor, ruhlarının şâd olmasını diliyorum…
Kaynakça: Pakman World Bloku'ndaki "Feld Mareşal William Birdwood Çanakkale’de" başlıklı yazısı