BÜLENT SAYLAM Ülkenin içerisinden geçmiş olduğu şu sıkıntılı günlerde tarımsal üretim ve gıda güvenliğinin çok önemli hale geldiğini belirten Meriç, “Enerji, gübre ve ilaç maliyetlerindeki artışlar, nasırlı elleri ile ekmeğini topraktan elde eden, gece gündüz demeden çalışan biz çiftçileri gerçekten çok zorlamaktadır. Çiftçi, devletine yük olmadan üretim yapan, insan hamurunu işleyen kimsenin adıdır. Bölgemiz, Türkiye pirinç üretiminin merkezi olması nedeni ile su yönetimi çok önemli hale gelmiştir. Öncekiyıllarda suyun yönetimi sulama kooperatifleri tarafından yapılmakta idi. Ancak kooperatiflerin teknik altyapılarının olmaması, yöneticilerin seçimle iş başına gelmeleri, oy kaygısı ile kişiye özel hizmet vermeleri, tahsilat yapamamaları, yapılan tahsilatların yerinde harcanmaması ve denetimlerinin sağlıklı yapılmamasından kaynaklı olarak, bölgemizdeki kooperatiflerin büyük bölümü çiftçilerimize çok büyük zararlar vererek hizmet edemez duruma gelmişlerdir. Benim de çiftçilik yaptığım 17 bin dekar Telmata bölgesinde 2017 yılı öncesinde Koyuntepe Sulama Kooperatifi çiftçilere hizmet vermekte idi. Ancak, elektrik borçlarından kooperatif bu alandaki suyu boşaltamaz, çiftçilere hizmet veremezdi. Mevcut yönetimler tam işi öğrendiğinde seçim vakti gelir, yönetimi almak isteyen diğer gurup yeni vaatler verir, diyelim seçimi kazandılar işi öğrenene kadar yeniden seçim vakti gelirdi. Bu durum hep biz çiftçilere zarar verirdi. O dönem Telmata bölgesinde verimler, 400 kg/dekar idi. 2017 yılında kooperatifin batması ile DSİ bu bölgeyi Hamzadere Sulama Birliğine devir etti. Bu devir sonucunda bölgedeki tüm çiftçiler kazandı. Verimler, 700-1000 kg/dekara çıktı. Kazanan çiftçi oldu.” dedi. “HER ZAMAN ONUR VE GURUR DUYDUM” Mehmet Emin Meriç açıklamasını şöyle sürdürdü: “Devletimiz, kooperatiflerin çiftçilere hizmet edemez hale gelmesini dikkate alarak, 2012 yılında kamu tüzel kişiliğine haiz, her türlü denetimi resmi makamlarca yapılan sulama birliklerinin kurulmasına izin vermiş, bizlerde bölgemiz çiftçileri ile birlikte Hamzadere Sulama Birliği’ni kurduk. Birliğimiz hizmet vermeye başladığı yıldan itibaren Türkiye’de örnek gösterilmiş, her yıl DSİ tarafından yapılan değerlendirmelerde 1. olmuş, ben de böyle bir birliğin kurucusu ve meclisinde görev yapan bir kimse olarak bu sonuçları görmekten her zaman onur ve gurur duydum. Bizler Hamzadere Meclisi’nde görev yaptığımız dönemlerde adama göre iş değil; işe göre adam alarak teknik kişileri işin başına getirdik. Çiftçilerimizin çıkarı menfaati neyi gerekiyor ise, onu yaptık. 2018 yılında sulama birlikleri kanununda yapılan değişiklik sonucunda bizlerin görevleri tamamlanmış, birliğimize başkan olarak Tarım Bakanı tarafından DSİ’den Bölge Müdür Yardımcısı Enver Ongun görevlendirilmiştir. Bizler yeni başkana Türkiye’de 1. ve örnek gösterilen, borcu olmayan bir birlik teslim ettik. Yeni başkanın bu görevi çok mükemmel bir biçimde devam ettirdiğini her yıl DSİ tarafından yapılan değerlendirmelerde birliğimizin Türkiye’de 1. olmasından ve bölgemiz çiftçilerinin memnuniyetinden anlamaktayız. Şu ana kadar suyumu alamadım diyen herhangi bir çiftçi arkadaşla karşılaşmadım. Ancak, son günlerde bölgemizdeki çiftçiler Hamzadere sorumluluğunda bulunan 80 bin dekar Sultanköy Sulamasının, Karasaz Sulama Kooperatifi’ne geri iade edileceği yönündeki haberler ile çok büyük rahatsızlık duyduklarına şahit olmaktayım. Yapmış olduğum araştırmalar neticesinde Karasaz Sulama Kooperatifi’nin DSİ Genel Müdürlüğü’ne vermiş olduğu bir dilekçe ile DSİ Genel Müdürlüğünün, Edirne DSİ Bölge Müdürlüğüne bu alanları Karasaz Sulama Kooperatifine devir etmek için görüş sorduğu ve bu konunun Edirne DSİ Bölge Müdürlüğü tarafından değerlendirilmesinin istendiği ve DSİ’nin konuya sıcak bir yaklaşım sergilediği bilgisine ulaştım. Her şeyden önce Sultanköy Sulaması, Karasaz Sulama Kooperatifi tarafından elektrik borçlarının ödenmemesi, kooperatifte milyonlarca lira borç ve birçok dava bulunması, istasyonlardaki pompaları yapamamaları, kendilerine teslim edilen tesislerdeki malzemeleri koruyamamaları gibi nedenlerle işletilemez hale gelmişti. Bunun sonucu olarak, bu bölgedeki birçok alan ekilemez hale gelmiş, verimler düşmüş sonuçta çiftçilerimiz zarar etmiştir. 2017 yılında bölge çiftçilerinin %51’i imza toplayarak bu bölgenin kooperatiften alınarak Hamzadere Sulama Birliği’ne devir edilmesini DSİ’den talep etmiş, konu benim de görev yaptığım Hamzadere Sulama Meclisi’nde ayrıntılı bir biçimde görüşülmüş, yöre çiftçilerimizim mağdur olmaması, ülkemiz tarımsal üretiminde sıkıntı yaşanmaması için bu bölgelerin birliğimiz tarafından işletilmesi kararı meclisimizce onaylanmıştır. Birliğimiz bu bölgedeki çiftçilerin mağdur olmamaları için ne gerekiyorsa yapılması noktasında kendisine devir edilen Sarıcaali ve Tevfikiye pompa istasyonlarındaki arızalı pompaları tamir ettirmiş, Sultanköy Barajı’nı doldurmuş, ovada 5-10 noktaya mobil istasyon kurmuştur. Birliğimiz bu projeye milyonlarca lira yatırım yapmıştır. Yapılan bu yatırımlar sonucunda tüm alanlar sulanmış, verimler artırmış ve tüm çiftçiler memnun olmuş, günümüze kadar da bu bölgedeki çiftçi arkadaşlardan herhangi bir şikayet bizlere ulaşmamıştır. Hamzadere Sulama Birliği Meclisinde yapmış olduğumuz çalışmaların sonuçlarının bu şekilde mükemmel olması, yöremize ve ülkemize yapmış olduğumuz hizmetlerin sonuçlarını görmek gerçekten beni çok mutlu etmektedir.” “EMANETE SAHİP ÇIKIN” Meriç, açıklamasını şöyle tamamladı: “Ortada başarılı, sorunsuz çalışan bir sistem var iken, DSİ’nin Sultanköy Sulamasını Karasaz Kooperatifi’ne geri vererek ne elde etmek istediğini anlamak mümkün değil. Altınyazı bölgesinde bir problem var ise, o bölgeleri Hamzadere’ye devir etmek doğru olandır. DSİ çiftçilerimi memnun etmek istiyor yoksa kooperatif yöneticilerini mi? Yoksa seçim zamanı yaklaştı, mevcut yönetim böyle yaparak seçim mi kazanmak istiyor? Benim bildiğim başarısız olan başarılı olana devir edilir, başarılı olan başarısız olana devir edilmez. Dünya tersine döndü yoksa benim mi haberim yok. Birliğin bünyesinde İnşaat Mühendisi, Ziraat Mühendisi, Makine Mühendisi, Harita ve Elektrik Teknikerleri ve birçok teknisyen var iken hiçbir teknik altyapısı olmayan bir kooperatife Hamzadere alanlarının alınarak verilmesi izahı mümkün olan bir konu değildir. Ama DSİ illa biz böyle yapacağız, yöre çiftçisine ceza keseceğiz Hamzadere Sulama Birliğini batıracağız diyor ise ona diyecek herhangi bir sözüm olamaz. Ancak, DSİ bu devri gerçekleştirir ve sonucunda önümüzdeki yıllarda Karasaz Kooperatifi bu alanları işletemeyerek çiftçilere zarar verirse bunun sorumlusu kim olacak? Kooperatif mi yoksa devire izin veren DSİ mi? Kim sorumlu olacak? Buradan Cumhurbaşkanımıza, Tarım Bakanımıza ve DSİ Genel Müdürümüze seslenmek istiyorum. Biz yöre çiftçileri olarak ortaya çok başarılı, Türkiye’de örnek gösterilen ve marka haline gelmiş, teknik kadrosu çok güçlü Hamzadere Sulama Birliğini sizlere emanet ettik. Geçmişte kooperatifler ile yaşanan acı tecrübeleri yeniden yaşamaya gerek yok. Lütfen emanete sahip çıkın."