ENEZ MEKTUBU - Ulaş DEMİRAY

Geçen akşam bir TV programında Muharrem İnce’yi izledim. Ziyan ettiğim zamana yanmıyor değilim ama yine de merak ettiğim bazı konularda bilgi sahibi oldum. Örneğin “Bu değirmenin suyu nereden geliyor?” sorusunu yanıtlayan İnce, “Yeterince simit satın alıyoruz. Otobüste hem gidiyor hem yiyoruz” diyerek konuya açıklık getirdi. Zaman zaman ekmek arası tavuk döner yedikleri de oluyormuş. Bu örneklerden anlamış olduk ki değirmenin suyu saraydan, maraydan gelmiyor.

***

Hem şeffaflıktan söz edip “Kimlerle yola çıktınız?”, “Kiraladığınız Genel Merkeziniz nerede?” “Sponsorlarınız kim?” gibi sorulara gizemli, kurnaz bir gülüşle yanıt vermekten kaçınsa da hem Atatürkçülükten söz edip hem de Suriye’de, hem de Libya’da emperyalist güçlerle omuz omuza olmanın nasıl bağdaştığı sorusuna kılıf olabilecek bir yanıt bulmakta zorlandı.  

Sonuçta özellikle Nagehan Alçı dün gece çok keyiflendi, çok eğlendi. 

***

“Bekara kadın boşamak kolay” özdeyişine uygun olarak ne siyasi partiler yasasından, ne Anayasa’nın siyaseti kısıtlayıcı hükümlerinden bihaber olarak desteksiz, mesnetsiz savurdu. Ama sorulan “Siyasi partiler yelpazesinde neredesiniz?” sorusuna “Soldayım, ortanın solundayım, merkezdeyim, sosyal demokratım” gibi bir net yanıt veremedi ama nasıl bir parti olacaklarını tarif etti. Anlaşıldı ki kuracağı partiye en yakışacak en güzel isim “Nabza göre şerbet partisi” olacak. 

***

Sanki o partiye Baykal’ın ataması ile Milletvekili olmamış gibi, o partide Baykal’ın müridi gibi görev almamış gibi, Baykal döneminde sanki parti içi demokrasi, ön seçim varmış da Kılıçdaroğlu gelmiş her şeyi mahvetmiş gibi, sanki Kılıçdaroğlu döneminde Grup Başkan vekilliği yapmamış gibi, bu partide Kılıçdaroğlu onu Cumhurbaşkanı adayı göstermemiş gibi, CB adayı olduğu dönemde düzenlenen 100 küsur mitingi, örgüt olmadan, partili belediyeler olmadan, genel merkez olmadan TEK BAŞINA yapmış gibi inkarcı ve gerçeklerle hiç bağdaşmayan iddiaları ibret vericiydi.

***

İnce daha parti bile kurmadan önümüzdeki günlerde sırayla yandaş TV’lere konuk olacak. Şaşıracak mıyız? Bir TV ye 4 saat konuk olabilmenin bedeli düşünüldüğünde İnce, “Acaba bu troller beni niye öpüyor?” diye düşünecek mi? Buna rağmen “Ben saraydan beslenmiyorum” demeye devam edecek mi? Bunu böyle yapmayacaklar da Saraydan seni çağırıp cebine harçlık koyacaklarını mı sanıyorsun? Yandaş TV’ler Sarayın izni olmadan ya da Saraydan görevlendirilmeden seni 4 saat niye vitrine çıkarsınlar? 

Sen bunu biliyorsun ve ne yazık ki içine sindiriyorsun…

Seni ibretle izliyoruz.