ENEZ MEKTUBU

Cumhurbaşkanımız merakla beklenen müjdesini açıkladı.. Böyle bir haberle mutlu olmayacak bir Türkiye vatandaşı olamaz. Bu haber, bu ülke insanlarının ömür boyu, hep bekledikleri bir haberdir.. Tüm Cumhuriyet Hükümetleri bu sevda ile yanıp tutuşsalar, hatta zaman zaman “Bulduk, bulduk!” diye sevinç naraları atsalar da, bulunan petrol ya da gazın ya rezervlerinin, ya kalitesinin yeterli olmadığı, ya da üretim maliyetinin çok yüksek olduğu anlaşılarak çoğu zaman bu sevinçleri hüsran olmuştur…

***

Çevremizdeki tüm komşu ülkelerde, Rusya’da, İran’da, Irak’da, Suriye’de, Ege’de zengin petrol kaynakları varken ve üretim yapılıyorken bizim ülkemizde yeterli petrol veya doğal gaz olmayışına zaten hiç birimiz zaten inanmıyorduk. Bunun Petrol kartellerinin bir oyunu olduğunu biliyorduk. Ama günün teknolojisi ve imkanları ile bu oyunu bozamıyorduk. Çünkü karada petrol arama maliyetleri Anadolu karasında oldukça pahalı ve çok daha güçtü. Denizlerde petrol arama ve üretme konusu ise yeniydi. Bizim için bunu düşünebilmek bile çok lükstü. Bunu başarabilen şirketlerle mutlaka kolkola girmek ve sonuçta aslan payını onlara vermek gerekiyordu.. Tercih edilmesi düşünülemezdi..

***

Buna rağmen 1974 yılında Ecevit, Fransızların Yunanlılarla müşterek olarak Taşoz adası civarında yaptıkları üretimin bizim kıta sahanlığımıza da uzanabileceği düşüncesi ile ÇANDARLI Sismik gemisini Ege’de uluslararası sulara çıkartarak Yunanistan ve Fransa’ya “DUR” dedi. Aslında Çandarlı gemisinde böyle bir araştırma yapacak seviyede bir donanım da yoktu ama milli yararlarımız açısından bu turun çok önemli katkısı oldu. Kıta sahanlığı diye bir kavram literatüre girdi. Bir süre sonra HORA isimli daha donanımlı bir gemi ile Ege’de ihtilaflı bölgelerde bu araştırmalar sürdürüldü. Ülkemizin pek çok yöresinde ve yıllardır Trakya’da doğal gaz ve petrol arama çalışmalarını da yakından izliyoruz. Nihayet denizlerde de hem araştırma hem de üretim yapacak düzeye gelmişsek ne mutlu bizlere. 

***

Mutluyuz. Umarız verilen bilgiler gerçeklerle örtüşür. Böyle her “Petrol bulundu” haberinin ardından hiç unutmadığım bir olay, hep aklıma gelir, gülerim.. 1984 yılında, zamanın enerji bakanı Eskişehirli Cemal Büyükbaş idi. Bir gün gazete manşetlerindeki bir haber tüm ülkeyi heyecanlandırdı.. Eskişehir’in içinde, yerleşim alanında bir evin bahçesinde kendiliğinden yer yüzüne çıkan bir petrol yatağı bulunmuştu.. Yapılan kimyasal tetkiklerde bu sıvının petrol olması ihtimali büyüktü.. Sayın bakan bu petrolün üretimi için gerekirse Eskişehir’i başka bir yere nakledebileceğini bile söyleyebiliyordu. Bir süre sonra işin gerçeği anlaşıldı.. Bulunan sıvı komşunun kalorifer yakıt deposundan sızan mazottan başka bir şey değildi. Dereyi görmeden paçaları sıvayan Bakan kısa bir süre sonra görevden alındı.

***

Cumhurbaşkanının müjde verdiği programı izledim. Belki de ilk defa, olayı muhalefete çatmadan, sataşmadan bu müjdeyi vermesi, geçmişi inkar etmemesi beni bulunan doğal gaz miktarından daha fazla mutlu etti. 

Emek veren herkesi kutluyorum ve bekliyorum: Bakalım, ne getirecek, nerelere harcanacak?