ALİ KOÇ ELEGEÇMEZ

Gazetemizin editörü ve köşe yazarı Sayın Mehmet Aytaç’ın,19 ve 22 Kasım 2021 tarihlerinde yazdığı iki makalede, Keşan Belediye Kütüphanesi’ne önerdiği isimler arasında, İLHAN ÖZALP öğretmenimizin adı da vardı. Bir-iki ay kadar önce “Belediye Kent Kütüphanesi” adını önerdiğim bu kütüphaneye, İLHAN ÖZALP adı bana da çok uygun geldi. Çünkü İlhan Özalp, “İlçemiz Keşan” adlı Keşan Tarihi araştırması ile Keşan’la ilgili ilk araştırmayı yapıp ufkumuzu genişleten ve bu araştırmasıyla ilkokul öğretmenlerine yakın çevre incelemesi konusunda temel kaynak kitapçık oluşturan öğretmenimizdi.
O zamanlar kitap bastırma olanakları sınırlı olduğundan çok kişiye ulaşamamış olan bu çalışmanın teksir edilmiş hali yıllarca sınıf kitaplıklarının başköşesinde “yakın çevre incelemesi” konusunda, öğretmenlerin başvurdukları temel kaynak olarak yerini aldı.

1991 yılında “Keşan Suyu İçen Ünlüler” adlı çalışmamı, İlhan Özalp öğretmenimin bu çalışmasının ışığında yapmış ve Edirne’den gönderdiği tebrik kartıyla kendisinden kutlama, o zamanın belediye başkanı merhum Mehmet Gemici ve Rotary Kulübü’nden plaket almıştım. Daha sonra Hilmi Dinçer öğretmen, bu çalışmayı genişleterek bildiğiniz KEŞAN TARİHİ adlı çalışmayı yaptı… Demem şu ki, “Keşan Tarihi” hakkında ilk araştırma çalışmasını yapan kişi öğretmenimiz İlhan Özalp’ti.. O,bu konuda kendisinden sonra gelenler için bir kutup yıldızı idi..
Şu an doksanlı yaşlarda olan ve Kunduracılar Çarşısı’nın eski saatçılarından Dobra Hafız’ın oğlu Sayın Hasan Yakın Ağabey’in söylediğine göre, merhum İlhan Özalp aynı zamanda, 1950’li yılı başında, Keşan Sokakları’nda davul çalarak dolaşan Keşanlı bir tellâlın “Yarın Keşan’da ortaokul açılacaktır. Keşan Halkına duyurulur!” haykırışı ile açılacağını duyurduğu Keşan Ortaokulu’nun ilk öğretmenlerindendi. Keşan’ın ilk ortaokulu olan bu okul, şimdiki Öğretmen Evi ve Akşam Kız Sanat Okulu olarak hizmet veren bina idi. Aşağıda adları yazılı Keşanlılardan, merhum Savcı İlhan Yıldırır, ağabeyi Orhan Yıldırır, Necla Dik, Öğretmen Ayten Gökalp, Öğretmen Türkan Öngel, Öğretmen Yüksel Parlaksu, Şükran Yalçın, Ayşe Saatçıoğlu, Cevat Tanyolaç, Nazmi Başar, Osman Tezcan, İsmail Şavur, Atiye Uras, Faruk Nil, Cengiz Öztekin gibi Keşanlılar bu okulun ve İlhan Özalp’in ilk öğrencileri idiler…
Tümünün eğitim-öğretim gördükleri bu BİNA, Cumhuriyetin ilk yıllarında, şimdiki CEM MARKET ile TEKEL binası arasındaki, şimdiki Özel Keşan Batı Akademisi Kişisel Gelişim Kursu Binası’nın yerinde bulunan, Keşan’daki tek dizelli un değirmeninin sahibi Rum asıllı Sindaris’in nin evi imiş… (Emekli Öğretmen merhum Nusret Şaşmaz ve Sayın Nejat Göral’dan)
NOT: Adı geçen un değirmeni 1960 yıllarda Zati Bey’in Bina olarak anılmakta ve merhum Hüseyin Karadayı tarafından zahire mağazası olarak kullanılmaktaydı.
Keşan’ın ilk ortaokulunun açıldığı bu tarih dokulu bina, sonraki yıllarda; Halk Evi Binası, kaymakamlık konutu, marangozluk ve gemicilik atölyesi, Dikiş-nakış kursu (1969 -1970), Kız Meslek Lisesi(1970-1978), Halk Eğitim Merkezi (1975-1978), Halk Kütüphanesi ve Ticaret Lisesi(1978 sonrası) binası olarak hizmet verdi...
Ve 1983 yılından itibaren Öğretmen Evi ve Akşam Sanat Okulu binası olarak hizmet vermeye devam etmekte. (Halil Akgül ve Salih Tosun’dan)
O zamanlar tavan ve taban kısmı tahta olan binanın onarımı, Keşan’ın 1976 ile 1984 yılları arasındaki ilk İlçe Milli Eğitim Müdürü olan Sayın Salih Tosun öğretmen zamanında gerçekleştirildi.

1957-1958 yılında, teyzekızlarım Türkan Karagöz ve Şükran Uğur ablalarım bu binada açılan dikiş-nakış kursuna katılıp terzi olmuşlardı. Ben de 1961 yılında, pencereleri ve kapıları eğitim-öğretime kapalı olan bu binanın bahçesinde, bu yıl yapılan Atatürk Büstü’nün yanındaki çam ağacının altındaki toprak zeminde, arkadaşlarımla GAZOZ-MORS oyunu oynardım...
SONUÇ: 1949-1950 eğitim-öğretim yılında faaliyete başlayan Keşanımızın bu ilk 0rtaokulu İle, 1954 yılında, beşli yel değirmenleri yanındaki yeni yerine taşınan Keşan Ortaokulu =Atatürk Ortaokulu’nun Türkçe ve tarih öğretmenliğini (Merhum Cevat Işıklar’dan) geçen zaman içinde birkaç yer değiştirmek zorunda kalan Keşan Kent Kütüphanesi’nin ilk Müdürlüğü’nü ve Keşan Tarihi ile ilgili ilk araştırmayı yapan kişi olan sayın İlhan Özalp Öğretmenimizin adının Keşan Belediye Kütüphanesi’ne verilmesinin, açıkladığım nedenlerden ötürü uygun olacağını düşünmekteyim..
Ayrıca, bir gözü yeşil bir gözü mavi olan Van Kedisi Gözlü güzel Keşanımızın farklı yerlerine yerleştirilen ve görünüşleri fazla bir anlam ifade etmeyen heykelcikler yerine , rüyâsında gördüğü peygamber efendimizden ,şefaat yerine , yanlışlıkla “seyahat ya resulallah” diyerek SEYAHAT isteyen ve bu dileği yerine gelerek dünya çapında bir seyyah olan, bir ara Keşan’a uğrayıp Hersekzâde Ahmet Paşa Camii’nde namaz kılarak fahri hemşerimiz olan “SEYAHATNAME” yazarı EVLİYA ÇELEBİ’nin, ya da , yazdığı Keşanlı Ali Destanı oyunu ile Keşan’ı dünyaya tanıtan HALDUN TANER’in adı, konferans ve tiyatro salonuna ne güzel yakışırdı.. Amaç, Keşan’ı, tarihi dokusuyla ve kokusuyla tanıtmak olduğuna göre, eczanesinin tabelâsına, “Ne ararsan bulunur derde devadan gayrı” yazdıran Hekimbaşı Abdülhak Molla’nın adı, Keşan Devlet Hastanesi’ne “Hekimbaşı Abdülhak Molla Devlet Hastanesi” olarak yakışmaz mıydı?

Buyrun size “Keşan Suyu İçmiş İsimler”den bazı öneriler…
Ne olduğu belirsiz büstler dikeceğimize, Kent Müzesi Bahçesi’ne ya da Keşan’ın uygun yerlerine bu toprakları bize vatan yapan Evrenos Bey’in, Hacı İlbey’in, Müftü Raşit Efendi’nin, Binbaşı Mehmet’in, Şapçılı İsmail Ağa’nın ve Şair Orhan Veli’nin vs.nin… büstleri, Keşan’a gelip-gidenlere, Keşan’ın tarihi dokusunu ve kokusunu yansıtması açısından uygun olmaz mı?

Tayyip Akalın Caddesi üzerindeki Eski “Çömlek Pazarı”nın yol boyuna, dev gibi bir TESTİ, bir ÇÖMLEK, bir İBRİK yakışmaz mı? Ve Demirciler Çarşısı’nın girişine, örste demir döven bir demirci heykeli ne hoş olurdu… Nice yüzüncü yıllara… Esen kalınız!
………………*……………