AYŞİN SEÇİL GEZER Pazar günü Ankara’da katıldığı İl Başkanları Toplantısı’nda bu konunun gündeme geldiğini aktararak sözlerine başlayan Özkan, “Genel merkezimizde genel başkanımızla ve genel başkan yardımcısı arkadaşlarımızla bu konularla ilgili görüşmeler yaptım. Daha henüz ortada net bir şey yok. Bütünşehir ile ilgili ne olacağına dair henüz ortada taslak bir metin yok. Bu söylenenlerin hepsi afakî şeyler ama önümüze bir gelsin, ondan sonra Milliyetçi Hareket Partisi de düşüncelerini söyleyecektir. Böyle bir düşünce var ama muhtemelen seçimden önceye yetişmeyebilir. Çünkü gündem çok sıkışık, bütçe görüşmeleri var. Seçime 1 yıl kala da bu tür değişiklikler yapılamamakta, biraz sıkıntılı bir durum.” dedi. BÜYÜKŞEHİR OLAN BELEDİYELERE BAKTIĞIMIZDA, BELDELERE VE KÖYLERE HİZMETLER AKSIYOR Edirne’nin ‘Bütünşehir’ olması durumunda belde belediyelerinin kapanmasını doğru bulmadıklarını kaydeden Özkan, “Biz belde belediyelerinin kalkmasını doğru bulmuyoruz. Bu konuda biz kendi direncimizi göstereceğiz tabii ama ne derece etkili olur bilemiyorum. Gördüğümüz şu; büyükşehir olan belediyelere baktığımızda Tekirdağ gibi, beldelere ve köylere hizmetler aksıyor. Sadece büyükşehir birçok imkân elde ediyor. Beldelerin ve köylerin bu işten çok fazla sıkıntı yaşadığı, bu uygulamanın tekrar bir gözden geçirilmesi gerektiğini tespit etmiş durumdayız. Bu konu gündeme geldiğinde daha detaylı konuşup, daha detaylı ifadeler de kullanırız. Genel merkez yetkililerimiz seçime kadar görüşülmesinin çok zor olduğunu söylüyor.” ifadelerini kullandı. TÜRKİYE’NİN GELDİĞİ NOKTA ORTADA 3 Aralık 2017 Pazar günü Ankara’da katıldığı toplantı hakkında da bilgi veren Özkan, şunları söyledi: “Genel Başkanımız son günlerde kamuoyunda yaşanan olaylarla ilgili bizlere bilgiler aktardılar ve Edirne’deki hemşerilerimize selamlarını ilettiler. Genel Başkanımız bazı hususların yanlış anlaşıldığını söyledi ve bize bununla ilgili bilgi verdi. İktidar partisine verilen desteğin yanlış anlaşıldığını ve bunun yeteri kadar vatandaş tarafından bilinmediğini söyledi. Biz bunu gündeme getiriyoruz, bizim iktidar partisine verdiğimiz destek güvenlik politikaları, FETÖ’yle mücadele, terörle mücadele ve Orta Doğu Türk Devleti’ni sıkıştırmaya çalışan emperyalist güçlere karşı Türk Milleti’nin ve Türk Devleti’nin yanında sergilenen bir duruştan ibarettir. Bunun haricinde tarım politikası, sağlık politikası, çevre politikası gibi birçok konuda Meclis’te, takip eden arkadaşlarımız görecektir ki ciddi bir muhalefetimiz söz konusu. Bunları karıştırmamak lazım. Devletin varlığı ve birliği tehdit altındadır. Bunun için de MHP kuruluş felsefesine uygun bir şekilde devletin ve milletin yanında yer alarak bir mücadele sergilemektedir. Türkiye ciddi bir tehlikeyle, beka sorunuyla karşı karşıyadır. Bunun için de iktidar partisine bir destek söz konusudur. Neden böyle bir destek söz konusu; iktidar partisinin düne kadar yapmış olduğu, uyguladığı yanlış terör politikası, yanlış FETÖ mücadelesi, yanlış dış politika, yanlış Ortadoğu politikası neticesinde Türkiye’nin geldiği nokta ortada. Şu anda iktidar partisi bunların hepsinden dönüş yapmış ve MHP’nin söylemleriyle paralel bir politika izleme yolunu seçmiştir. Bu da bizi memnun etmiştir. Türk Devleti’nin varlığı ve birliği o noktadan geçmektedir, o noktaya da MHP destek vermektedir. Bunu karıştırmamak lazım, hadise bundan ibaret.” MİLLİ BİRLİK BERABERLİĞİMİZİ MUHAFAZA ETMEMİZ GEREKMEKTEDİR Ülkemizin bir kaosa sürüklenmek istediğini savunan Hakan Özkan, şöyle devam etti: “Dış güçlerin Türkiye’ye yapmış oldukları operasyonları iyi incelemek lazım. Türk Devleti bir sıkıştırmayla karşı karşıya ve satın aldıkları insanlarla Türk Devleti’ni ve Türk Milleti’ni bir kaosa sürüklemek istiyorlar. Neden bunlar bu noktaya geldi diye baktığımızda; emperyalist güçlerin Ortadoğu’da uygulamak istedikleri planları Türk Devleti yaptığı son hamlelerle bozdu. İktidar, yapmadığı işleri şimdi yapmaya başladı. Geleceğini, kendi çıkarlarını gözeterek Suriye’ye bir operasyon yaptı ve devamını da getirebileceğini ima etti ve bunun hazırlıklarını da yaptı. Bu olay emperyalist güçleri rahatsız etti. Buradaki planları bozuldu. Türkiye, orada kurulmak istenen Kürt koridorunu ve oradan Akdeniz’e bağlanacak kantonları birbirine bağlayacak ve enerji koridoru gibi kullanabilecekleri, daha sonrasında büyük Kürdistan veya büyük İsrail’e yol açabilecekleri projenin önünü yaptığı hamleyle kesti. Bu da emperyalist güçleri rahatsız etti. Bununla ilgili bir mücadele söz konusu. Bundan rahatsız olan güçler ellerindeki bütün unsurları kullanıyorlar. Rıza Sarraf denilen şarlatan; Genel Başkanımız 2-3 yıl önce sürekli uyarılar yapmasına rağmen dinlenmedi. Bu, MHP’nin en sağlam öngörüleri olan siyasi parti olduğunu gösterir. Türkiye’nin refleksleri en kuvvetli siyasi hareketidir. Öngörüleri sağlam olan MHP, yıllar önce uyarılarda bulundu ama maalesef dinlenmedi. Bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin yaşadığı sıkıntıları hep beraber görüyoruz. Yani bu hadiseler devletimizi, milletimizi sıkıştırmaya yönelik şeyler. Bu tip hadiselerin sorgulanacağı mahkeme Türk mahkemeleri olmalıdır. Böyle bir şey varsa da Türk yargıçları tarafından bunun üzerine gidilmeli ve bunun hesabı sorulmalıdır. Emperyalist dış güçlerin Türkiye üzerinde mahkemeler vasıtasıyla oyun oynamasına müsaade etmeyelim, etmeyeceğiz. Bu konuların siyasi tartışması olmaz. Türkiye bir sıkıştırılmayla karşı karşıyadır ve milli birlik beraberliğimizi muhafaza etmemiz gerekmektedir.” MHP KENDİNE BİR YOL ÇİZECEKTİR Türkiye’nin ‘Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ adı altında yeni bir sistem ile yönetilecek olması hakkında da konuşan Özkan, açıklamasını şöyle noktaladı: “Bu sistem ile ilgili de yeni kanunlar düzenlenecek, kanunlar çıkarılacak. Buna uygun yasaların çıkarılması lazım. MHP bu noktada öngörü ile hareket ederek; hem seçim sistemi, seçim barajı, diğer hususlar ile ilgili de ittifakın önünü açabilecek kanun değişiklikleri yapılabileceği ve tartışılabileceği konusunda görüşler sunuyor. Bunlar ille de olacak diye bir şart yoktur. Tartışılması gerektiğini MHP söylemiştir. MHP’nin barajla ilgili bir problemi yoktur, barajları yıka yıka bugünlere gelmiştir. Yüzde 10’da da kalabilir, önemli değil. Diğer siyasi partilerin bu barajların daha düşük rakamlara çekilmesi talebini de göz önüne alırsak tartışılabilir demiştik. Diğer husus ittifak ile ilgili. Geçmiş dönemlerde ittifaklar, kanunlar izin vermediği için bir siyasi partiler üzerinde yapılmıştır. Bunun önünü açmak lazım, resmiyete dökülebilir. Bunu da tartışmak lazım. Hadise bundan ibarettir. Eğer birileri çıkıp bugün bölücü terör örgütünün siyasi uzantısıyla yol alacağız diyorsa MHP de kendine bir yol çizecektir, MHP’nin uyarısı budur.”