5 Ekim 2020

 “AÇIK FATURA - KAPALI FATURA”

Bu hafta, benim de bir dönemi yaşadığım mevzuat karmaşıklığını anlatmaya çalışacağım, ticari hayatımızda yaşadığımız bir sorun açık fatura ve kapalı fatura… Haftaya Milattan Sonra 65 yılında yaşamış bir bilgenin sözleriyle başlayalım hala geçerliliğini koruyor… Maske takmaya, sosyal mesafeye ve hijyene dikkat edelim. Güzel ve sağlıklı bir hafta sizin olsun…

“AÇIK FATURA - KAPALI FATURA”

2005 yılında çalıştığım şirkete sevdiğim bir ağabeyim vardı. Bana her fatura kestiğinde ‘Bülent, kaşeyi alta vurduğunda açık mı oluyor fatura kapalı mı?’ diye. “Alta vurunca kapalı maliye bakanlığının olduğu bölüme vurduğunda açık oluyor ağabey” derdim ben de… Ben bunu nereden öğrendim yine aynı şirkete dünya şekeri bir kardeşimden… İkisi de aynı departmanda çalışıyorlardı. Sevgili ağabeyim aklında tutamıyordu sanırım kime rast gelirse ona sorardı. Neyse aradan yıllar geçti. Ben Keşan’ın en konuşulan şirketinde çalışmaya başladım. Şu an o şirketin faaliyetine son verdiler sanırım. Belediyenin şirketi işte anladınız. Orada bizim muhasebe işlerimizden sorumlu Mali Müşavir ağabeyim ile tanıştıktan sonra dünyaya bakış açımla beraber açık ve kapalı fatura kavramına karşı da değişti. Keşan’da sayılı mali müşavirlerden birisiydi şu an emekli oldu. Entelektüel bakış açısı ile yıllar önce kısa süreli de olsa Keşan Belediye Meclis üyeliği ile girdiği siyasete de son vermiş. Ama siyaset onun damarlarında var. 5 yıla yakın zaman kendisinden çok şey öğrendim. Bana birçok kitabını verdi. Kişisel gelişimime çok katkıda bulundu buradan ona çok teşekkür ediyorum. Neyse biz açık ve kapalı faturaya geri dönelim. Bir gün kestiğim faturada kaşeyi Maliye Bakanlığının olduğu bölüme bastım 10-15 fatura böyle ben işleme devam ettim. Sonra faturaları dağıtırken. Bir müşterim bana ‘kaşeyi üste vurmuşsun. Ben şimdi sana parayı verdim. Ama üste vurduğun için tahsilat yapılmamış gözükecek’ dedi. Ben de müşteriye ‘ben de tahsilat makbuzu keseceğim’ dedim. Müşteri ile geçen bu geçen konuşmayı mali müşavir ağabeyime anlattım. O da bana kanun maddesi çıktısını aldı. Çıktıda aynen şunlar yazılmaktadır.

I- VERGİ USUL KANUNU UYGULAMASI

213 sayılı Vergi Usul Kanununun;

- 227 nci maddesinde, "Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.",

- 229 uncu maddesinde, "Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.",

- 231 inci maddesinin birinci fıkrasının (4) numaralı bendinde, "Faturaların baş tarafında iş sahibinin veya namına imzaya mezun olanların imzası bulunur. ",

 Açık ve kapalı fatura 213 sayılı Vergi Usul Kanununda ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununda yer verilmemiş. Ancak bir şekilde ticari hayatımızda uygulaması var. Hatta bu nedenle dava konuları da geçmiş yıllarda olmuş ve günümüzde de olmaya devam ediyor. Açık ve kapalı faturanın çıkış noktası ise Ankara Ticaret Odası tarafından alınan 21.12.1948 tarih ve 6 no.lu teamül kararında yer almış. Mal ve hizmet karşılığı bedel ödendiğinde bedelin ödendiğine dair faturanın alt tarafına pul yapıştırılıp ticarethanenin mührü ve imzası ödenme tarihi atılıyormuş. Yani fatura bedeli ödenmiş, kapanmış akide edilmiş sayılıyormuş.

Ankara Ticaret Odası aldığı bu "teamül kararı" ile açık-kapalı fatura örf ve adet hukuk kuralı haline gelmiş. 5590 sayılı Ticaret ve Sanayi Odaları Kanunu’nun 5. maddesi hükmü ile Odalara "Bölgeleri içindeki ticari teamülleri tespit edip, örf ve adet haline getirmek" görevi verildiğinden bu açık ve kapalı fatura örfi olarak kabul edilmiş.

Bu nedenledir ki hukuki sonuçlar doğurmaktadır. Açık ve kapalı faturanın getireceği hukuki sonuçları bir kere daha düşünmenizi acizane isterim. Tahsilat yaptığınızda tahsilat makbuzunu veya ödeme yaptığınızda tediye makbuzunuzu kesin, imzanızı atın, resmi evraklarınızın arasına koyun, kafanız ağrımasın.

Açık ve Kapalı Fatura ile ilgili bir dava sonucu ise şöyle gerçekleşmiş.

Davacı, davalıya fatura karşılığı satmış olduğu malların parasını alamadığından bahisle alacak davası açmış, davalı ise faturaların kapalı fatura niteliğinde olduğundan bahisle davanın reddini dilemiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporundaki tespitlere dayalı olarak resmi gazetenin 25445 sayılı nüshasında yayınlanan vergi usul genel tebliğine göre 8.000,00 TL’yi geçen faturalarda kapalı olsa dahi banka ve finans kuruluşlarından alınan ve ödendiğini gösteren belgelerde bulunması gerektiğinden bahisle davanın 3 faturadan sadece 8.000,00 TL nin üzerindeki 19.440,00 TL değerli fatura yönünden kabulüne karar verilmiş ise de, somut uyuşmazlıkta söz konusu Vergi Usul Tebliğinin uygulanması mümkün değildir. Kapalı faturalar borcun davalı tarafından ödendiği hususunda karine teşkil eder ve aksini ispat külfeti davacıdadır. Mahkemece yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 202.30 TL temyiz harcın istek halinde iadesine, 13.5.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi. YARGITAY 13. Hukuk Dairesi ESAS: 2013/2176 KARAR: 2013/12170

YAŞIYORSAK, HALA UMUT VAR DEMEKTİR

Antakya müzesindeki bir lahitten alıntı;

Duvarda yazan söz MS 65 yılında vefat eden "Seneca" isimli bir düşünüre ait.

* Para ile satın alınan sadakat, daha fazla para ile de satılır.*

* Başlayan her şey biter.*

* Büyük bir servet, büyük bir köleliktir.*

* Ölüm, bazen ceza, bazen bir armağan, çoğu zaman da bir lütuftur.*

* Yeryüzünde gün ışığına layık olmayan nice insanlar vardır ama güneş her gün yeniden doğar.*

* Hayatı komedi sananlar, son espriyi iyi düşünsünler!*

* Yaşıyorsak, hala umut var demektir.*

* Aza sahip olan değil, çok isteyen fakirdir.*

* Hayatı kaybetmekten daha acı bir şey vardır, yaşamın anlamını kaybetmek.*

* Unutmazsan senin, affetmezsen onun canı acıyacaktır. Unutma, affetmek ve unutmak sadece iyi insanların intikamıdır.*

* Ey hayat senin bu kadar önemli tutulman ölüm sayesindedir.*

* Unutma ki, birlikte olduğun insanın geçmişini kurcalamak, onunla kurmayı düşündüğün geleceği yok etmekten başka bir şeye yaramaz.*

* İnsanları tanımak için onları sınamaktan korkmayın; çünkü kaybedilmesi gerekenler, en önce kaybedilmelidirler.*

* Gençliğinde bilgi ağacını dikmeyen, yaşlılığında rahatlayacağı bir gölge bulamaz.*

* Hafif acılar konuşabilir ama derin acılar dilsizdir.*  

ÖLÜM HER ŞEYİ EŞİT KILAR...