Kapatılan Mecidiye Belediyesi Eski Başkanı Recep Çınar, geçtiğimiz Cumartesi günü yaptığı açıklamada, Keşan Muhtarlar Derneği Başkanı ve Gökçetepe Muhtarı Abdullah Kemik’in beyanatlarına cevap verdi.

Abdullah Kemik’in açıklamasının birkaç cümlesi hariç olmak üzere gerçeği yansıtmadığını ifade eden Çınar, “Orada tek doğru olan Gökçetepe Köyü halkının Mecidiye’nin belediye olmasındaki katkılarıdır. Tarihleri yanlış vermiş, bu da iletişim kopukluğundan kaynaklanmıştır. Mecidiye 1960-1970’li yıllarda değil 1995 yılında belediye oldu. Diyor ki, ‘Taş ocaklarının olmaması konusunda başkan bir dilekçe getirebilir mi?’ Ben o kadar çok yazı toplarım ki, o kadar çok dilekçe getiririm ki, o muhtarlığında benim taş ocakları konusunda yaptığım kadar yazışma yapmamıştır. Çok merak ediyorsa benim taş ocakları konusunda ne kadar çok yazım olduğunu Edirne Valiliği ve İl Özel İdaresi yazı işlerine sorsun. Bunun da ötesinde internete ‘Mecidiye taş ocakları’ diye yazsın. Basına ne gibi açıklamalar yaptığımı oradan görebilir. Kendisi birde bizim dallık eğlencelerimize atıfta bulunmuş. ‘Dallık eğlenceleri yapıp orada oğlak çevireceğine taş ocakları için eylem yapsın’ diyor. Bu bir kültürdür, gelenektir. Biz bunu devam ettiriyoruz. Yani konuyu saptırmış. Yazık, çok ucuz siyaset yapmaya çalışmış burada. Ben 5 yıllık görev süremde ikramda bulundum ama orada hiç oğlak çevirmedim.” dedi.

YÜRÜYÜŞ GÖKÇETEPE TARAFINA KAYDIRILDI

Recep Çınar, Mecidiye Köyü’nde taş ocaklarına karşı düzenlenen yürüyüşe de değinerek, şunları söyledi: “O günkü yürüyüşe kendi köyünden kaç kişi geldi? Mecidiye Muhtarlığı ile birlikte hareket ettiler ama muhtar o gün orda yoktu. Yürüyüş taş ocağının açılacağı yerde planlandı ama yürüyüş Gökçetepe tarafına kaydırıldı. Böyle mi hareket edilir, böyle mi eylem yapılır? Yürüyüşün yapıldığı yerde zaten taş ocağı yapılması mümkün değil. Orası koruma bölgesi içerisinde kalıyor. Benim hangi siyasi partiden olduğumu herkesin bildiğini söylüyor. Valla Mecidiye’deki şartlar öyle gerektiriyordu, ben sosyal demokrat bir insanım, öğretmenim, Atatürk ilkelerine bağlı, Cumhuriyet değerlerini çok iyi bilen bir insanım. Hiç kimseye yağcılık yapıp sığınmama gerek yok. Benim görüşüm belli. Benim nereye, nasıl geçeceğime kimse karışamaz. Ben kendimden eminim, görüşümle gurur duyuyorum.”

KENDİ KÖYLÜSÜNÜN DÂHİL OLDUĞU ÇAMLICA BELEDİYESİ DE KAPATILDI

Abdullah Kemik’in kendisine “Belediyeyi ne durumda aldı, ne durumda bıraktı?” diye sorduğunu dile getiren Çınar, “Belediyeyi borç batağından aldım, belirli bir yere getirdim, bıraktım. Şartlar bunu gerektiriyordu. Ama neden kapatıldığını gitsin partiye sorsun. Kendi köylüsünün dahil olduğu Çamlıca Belediyesi de kapatıldı. ‘Sahildeki insanların ikametini Mecidiye’ye alsaydınız.’ diyor. Bir muhtarın bunu söylemesini ben yadırgıyorum doğrusu. Çünkü 2007’den sonra ikamete dayalı nüfus sayımına geçildi. İnsanlar esas yaşadıkları yere nüfus kaydını aldırıyor. Resmi bir işlem yapmak istese 1’inci derece ikameti geçerli oluyor. İnsanları sıkıştırıp kaydederiz ama sonra esas işlerinin olduğu yerlere yeniden alırlar. Yerleşim birimlerinin nüfusları 31 Aralık’ta, saat 17.00’de tespit edilir. 20 Ocak’ta da kesinleşir. Şu an Mecidiye’nin yerleşik nüfusu 865 civarında. Biz geldiğimizde de bin kişiydi. Her geçen sene azaldı bu. Neden azaldı? İkamete Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi var. Bizim kendi öğrencilerimiz bile gittikleri yerde bazı hizmetleri alabilmek için ikametlerini oraya götürmek zorunda kaldılar. Eskiden taşıma nüfusla oluyordu, bizde öyle olduk. Ama artık böyle bir durum söz konusu değil.” diye konuştu.

BEN HİÇBİR YERİ PEŞKEŞ ÇEKMEDİM

Recep Çınar, Abdullah Kemik’in, “Yaptığı işlerden belki de belediye encümeninin bile haberi yoktur” şeklindeki açıklamasına da yanıt vererek, şunları kayıt düştü: “Benim bütün encümenim ne yaptığını bilir. Kimseden gizli bir şey yapmadım. Ne bir orman alanımı birilerine pazarladım, ne bir sahil alanımı. Görevim süresince her yere sahip çıktım. O demek ki bir zamanlar bir şeyler yapmışsa, öyle zannediyor. Onların orman alanındaki 550 dönümlük arazinin kimlere, nasıl verildiğini kamuoyu biliyor. ‘Ben alacağım’ deyip onun ihalesine yöre halkından kimse girmedi. Sonra bir baktık ki, farklı bir şirket almış şu an kullanıyor alanı. Ben hiçbir yeri peşkeş çekmedim. Bütün yaptığım çalışmaları encümenimde bildi, vatandaşımda bildi. ‘Altyapıyı yapsaydı, kanalizasyonu bile yapamadı’ diyor. Benim zamanımda kanalizasyonun ihalesi yapıldı. 3’te birlik bölümü yapıldı. Şimdiki muhtar kanalizasyonla uğraşmıyor. İhalesi yapılmış, onayı alınmış proje olduğu yerde kaldı. Valilik ve İl Özel İdaresi, yeni bir arıtma işi çıkardı, muhtar onunla uğraşıyor. Önce onaylanmış, başlamış projeyi devam ettirsinler. Muhtar arkadaşım mensubu olduğu siyasi görüşün Türkiye genelindeki yansımalarını burada da yansıtacak. Biz neler söylediklerini takip ediyoruz.”