BÜLENT SAYLAM

Daha önce 16 Ağustos’ta da gerçekleştirilen eylemlerin, aile hekimlerine yönelik uygulandığı iddia edilen hak gaspları nedeniyle yapıldığı öğrenildi.

Genel Sağlık-İş (Genel Sağlık ve Sosyal Hizmet Kolu Kamu Çalışanları Sendikası) ve birçok aile hekimi derneği federasyonlarının ortak çağrısıyla yapılan iş bırakmanın, Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliğine karşı çalışanların seslerini duyurabilmek, haklı taleplerini idareye iletebilmek, bu konuda kamuoyunun dikkatini çekebilmek” amacıyla yapıldığı bildirildi.

Ankara Valiliğinin Ağustos ayı içerisinde toplu gösteri yasağının olması nedeniyle “beyaz önlük” mitinginin 11 Eylül 2021 tarihinde yapılacak.

KEŞAN’DA BAZI HEKİMLER UYGULAMAYA KATILDI

Keşan’da bazı aile hekimlerinin iş bırakma eylemine katıldığı ve bağlı bulundukları aile hekimliği merkezlerine gelmedikleri görüldü. Öte yandan merkezlerde görevine devam eden hekimler ise fazladan iş yükü ile karşılaşmış oldu. Ancak tüm bunlara rağmen sağlık merkezlerinde aksama ya da yoğunluk gözlenmedi. Aile hekimliği merkezlerine genel olarak ilaç yazdırmak için başvuran vatandaşlar ise farklı görüşler dile getirdi. Bazı hastalar “doktor eylem yapmaz” diye eleştiride bulunurken, bazıları ise “doktoru da bitirmişler” şeklinde kısa bir değerlendirme yaptılar.

HEKİMLER NEDEN İŞ BIRAKMA EYLEMİ YAPIYOR?

Konuyla ilgili olarak ilgili dernek federasyonları ve sendikalar, aile hekimlerinin neden iş bırakma eylemi yaptıkları hakkında şu bilgileri verdi: “Biz aile hekimleri olarak  Sağlık Bakanlığı’nın 1 Temmuz'da uygulamaya koyduğu Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği'ni protesto etmek için ikinci kez iş bırakıyoruz. 1 Temmuz’dan itibaren geçerli olan ödeme ve sözleşme yönetmeliği aile hekimliğinde sonun başlangıcıdır. Bu yönetmelik bize hak ediş kayıpları getirmiştir, bu yönetmelik bizim iş güvencemizi elimizden almıştır. Bu yönetmelik hakka, hukuka, uluslararası normlara tamamen aykırıdır. Biz bu yönetmeliği dava ettik, bu yönetmelik geri çekilmez ise eylemlilik sürecine gireceğimizi belirttik.

Bu amaçla uyarı olarak 16 Ağustos’ta bir gün iş bıraktık. O zaman söylemiştik; bizim taleplerimiz yerine getirilmezse 27 Ağustos’ta iş bırakıyoruz, 11 Eylül’de bütün Türkiye'deki aile hekimliği çalışanlarının katılımıyla miting yapıyoruz.

BİZİ BU SÜRECE BAKANLIK İTTİ

Bizi bu sürece bakanlık itti. Çünkü öyle maddeler içeriyor ki kesinlikle uluslararası normlara, hukuk kurallarına, Türkiye'nin taraf sözleşmelere tamamen aykırı maddeler içeriyor. 5 nöbet gelmezseniz işten atılıyorsunuz. Mazeretli olsanız dahi, gerekçeye bakılmaksızın işten atılıyorsunuz. Örneğin beş defa işe geç kaldınız yine sözleşmeniz feshediliyor. Ceza sisteminde puanınız 200’ün üzerinde olursa sözleşmeniz feshediliyor. Bu yönetmelik o kadar keyfiyet yönetmeliği ki puanınız 150 puanın üzerine çıktığı andan itibaren İl Sağlık Müdürlüğü’ne yetki vermiştir. Hiç kimsenin keyfiyetle işten çıkarma yetkisi yoktur. Biz bütün bunlara karşıyız.

Bu yönetmeliğin getirdiği negatif şeylerden birisi de maalesef bize yapılması imkânsız kronik hastalık takibini getirdiler. Her hastaya yarım saat bizim süre harcamanız gerekiyor. Bunun uygulanması imkânsızdır. Bunu getirenlerin kesinlikle sahadan haberi yoktur. Sayın Bakana soruyoruz, kendisi de hastane işletmecisi kendi hastanesinde bir hastaya 30 dakika zaman ayırtabiliyor mu? Bunun uygulanabilmesi bugünkü koşullarda mümkün mü? Sayın Bakan, bize 3 ay süreyle aşılardan dolayı 3 bin TL ödeme yapacağını söylüyor. Ama sayın bakanın dediği ve benim bordrom aynı şeyleri söylemiyor. Öyle inanılmaz kriterler getiriyor ki biz ek ödeme almadık, almak da istemiyoruz. Biz hak ediş kayıplarımızın yerine konmasını istiyoruz.