AYŞİN SEÇİL GEZER

Altın, “Yapılan araştırmalara göre, doğan her 800 bebekten birinde down sendromu görülmektedir. Bu bir hastalık değil, hamilelikte bebeğe 1 kromozom fazla geçmesiyle ortaya çıkan bir durumdur. Dünyada 6 milyon civarında down sendromlu birey yaşamaktadır. Down sendromlu bireylerde farklı bazı fiziksel özellikler bulunmaktadır. Bunlardan bir kaçı; çekik ve küçük gözler, basık burun, kısa parmaklar, kıvrık serçe parmaklar, kalın ense, avuç içinde tek çizgi, ayak başparmağının diğer parmaklardan daha açık olması. Bu özelliklerin hepsine veya birkaçına aynı kişide rastlanabiliyor. Aynı zamanda down sendromlu bireylerin zihinsel gelişimleri geriden gelmektedir. Bu gerilik, yaşları ilerledikçe daha belirgin olarak gözükmektedir. Ancak uygun eğitim programları ile down sendromlu çocukların, kendilerine toplum içerisinde anlamlı bir hayat kurabilmeleri mümkündür. Bunu sağlamanın tek yolu ise düzenli bir eğitim programından geçmektedir.” dedi.

Altın: “Aramızdaki tek fark, kromozom sayılarındaki 1 fazlalık” 

AİLELERE BÜYÜK GÖREVLER DÜŞMEKTEDİR

Erkan Altın, sözlerini şöyle tamamladı: "Ailelere büyük görevler düşmektedir. Down sendromlu çocuklarımız için doğru süreç izlenmelidir. Öncelikle işe gerçeği kabullenmekle başlanır. Bu durumu ne kadar çabuk kabullenirseniz, çocuğunuza o derece faydanız dokunacaktır. Aile bu süreçte sabırlı olmalıdır. Ayrıca down sendromlu çocukların bağışıklık sistemi diğer çocuklara göre oldukça zayıf olup, çok sık hasta olma eğilimindedirler. Bu durum için gerekli önlemler alınmalıdır. Herhangi bir hastalığı olmasa bile rutin şekilde kan tahlili yapılmalıdır. Kulak, burun, göz, kalp, boğaz gibi organların kontrolleri yapılması gerekmektedir. Çocuk, 1 yaşından itibaren özel eğitim almaya başlamalıdır. Normal çocuğa verilen ilgi, alaka ve eğitimden down sendromlu çocuğa daha fazla verilmelidir. Down sendromlu çocuklar, yaşıtlarıyla daha sık görüştürülüp toplum içinde daha çok sokulmalıdır. Onlarla bol ve kaliteli zaman geçirilmelidir. 21 Mart Dünya Down Sendromu Günü, down sendromlu bireyler hakkında toplum olarak bilinçlenmemiz için önemli bir gündür. Unutmayalım ki onlarla bizim aramızdaki tek fark, kromozom sayılarındaki 1 fazlalık olup onlar da bizimle aynı duygu ve düşüncelere sahiptir.”