Bugün sizlere toplumda sıklıkla rastladığımız ve üstüne gidilmesi gereken, önlemler alınması gereken, klinik psikoloji yüksek lisans tezimi de bu konuda yazacağım bir kişilik bozukluğundan bahsetmek istiyorum. Antisosyal kişilik bozukluğu halk arasında Sosyopat, Psikopat, Asosyal gibi kavramlarla anılsa da bilimsel adı Antisosyal Kişilik Bozukluğudur. Antisosyal Kişilik Bozukluğunun tanısı bütün kişilik bozukluklarında olduğu gibi 18 yaşından önce konmaz. Ama 18 yaşından önce Antisosyal Kişilik Bozukluğunun belirtiler verdiğini görüyoruz. Bu yaş grubunda daha çok davranım bozukluğu olarak kabul edilen bulgular hırsızlık, yalan söyleme, evden kaçma, arkadaşlarla sık sık kavgaya girme, yangın çıkarma, hayvanlara eziyet etme gibi bulgular erişkin döneme geçtikten sonra bunlardan ders almayıp tekrarlama gibi davranışlarla antisosyal kişilik bozukluğuna dönüşür. Antisosyal kişilik bozukluğunun toplumdaki sıklığıyla ilgili bir istatistik bilimsel olarak yoktur, fakat çevremize baktığımızda çokta azımsanmayacak kadar olduğunu hepimiz görüyoruz. Antisosyal kişilik bozukluğunun en önemli özelliklerinden biri vicdan yokluğu olarak değerlendirilebilir. Yalan söyler, para çalar, dostlukları ve arkadaşlıkları kullanarak insanları sömürebilirler. Aile ilişkilerinde insanlara zarar verici davranışlarda bulunabilir, en önemlisi bütün bunları yaşattıktan sonra herhangi bir sorumluluk ya da pişmanlık duymazlar. Özür dileseler bile bu özür dilemeler genellikte sahte ve aynı davranışları tekrarlamaya yöneliktir. Bir yerde uzun süre kalamazlar ve başıboş gezme gibi nedenlerle başları sürekli belaya girer. Ve genellikle güçlerinin yetmediği insanları kullanırlar. Sevgi ve ilgi yoksunluğu içinde büyüyen çocuklar kadar artık aşırı derecede maddi olanakların sağlanması, her istediklerine kolayca ulaşabilmeleri, hiçbir çaba göstermeden tüm isteklerinin yerine getirilmesinin de antisosyal kişilik bozukluğu geliştirilmesinde çocuklara yardımcı olduğunu, kolaylık sağladığını bilmekteyiz. Bu nedenle çocuklarına sınır koymayan, her türlü maddi koşulu onlara verip denetlemeyen, hiçbir sorumluluk almadan onları büyütmeye çalışan aileler sadece şımarık çocuk yetiştirmiyor ayrıca geleceğin antisosyal kişilik bozukluğuna sahip bireylerini yani halk dilinde ‘psikopatlar’ yetiştiriyor. Eğer bir çocuk beni dünyaya getirdiğiniz dolayısıyla isteklerimi gerçekleştirmek zorundasınız diyorsa hemen dikkatli olup neleri doğru, neleri yanlış yaptığınızı irdelemelisiniz ve çocuğu nasıl antisosyal kişilik bozukluğuna sürüklenmeden kurtarmanın yollarını aramalısınız. Bu nedenle çocuk yetiştirmek çok önemlidir. Onlara net sınırlar koyup, neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlatmak, gerekirse bunlarla ilgili küçük oyunlar oynamak, bir çaba sarfetmeden hiç bir şey elde edemeyeceklerini öğretmek gerekir. Bilinçli bireyler olarak bununla başa çıkamadığınız takdirde ise bir psikoloğa ya da ruh sağlığı alanında çalışan diğer uzmanlara gitmeli ve yardım almalısınız.