HÜSEYİN ÜNSAL YÜCEL

Keşan Belediyesi Kültür ve Sanat Merkezi Selim Sesler Tiyatro ve Konferans Salonu’nda pazar günü düzenlenen konferansa, öğrenci velileri katıldı. Konferans, Bir Nefes Sağlık Derneği Başkanı Ragıp Taş tarafından verildi.

En kıymetli varlığımızın evlatlarımız olduğunu belirten Taş, “Evladımızın sağlıklı, başarılı ve mutlu olması için yapmadığımız, yapamayacağımız fedakârlık yoktur. Bu kadar kıymetli varlığımız bazen kötü niyetli kişilerin-girişimlerin hedefi ve öznesi olabiliyor. Duyguları, aklı, parası, mutluluğu ve sağlığı elinden alınabiliyor. Evladımızın geleceği, bizim geleceğimiz çalınıyor. Evladımızın belirli maddelere bağımlı olması kendini,  ailemizi, çevremizi son derece kötü etkiler. Bugün bağımlılıkla mücadelede velilere düşen görevler hakkında görüş alışverişinde bulunacağız. Bilim Şenliği kapsamında böyle önemli bir konunun irdelenmesini gündeme alan Milli Eğitim Müdürümüz İlhan Saz ve ekibine, Bir Nefes Sağlık Derneğine teşekkür ederim” dedi.

EVLATLARIMIZ, GENÇLERİMİZ DALLARIMIZ VE MEYVELERİMİZDİR, GELECEĞİMİZDİR

Ragıp Taş, istikbalin gençlikte olduğunu ifade ederek, “Gençlik geleceğimizdir! Bir ağacın dalları bazı zararlı unsurlarca sarılmış, kırılmış-dökülmüş ve yıpratılmış, gür ve sağlıklı değilse kökü ne kadar sağlam olsa da gölgesi ve meyvesi olmaz ya da zayıf olur. Sonunda muhtemelen kökü de kurur. Aile ve toplum da böyledir. Evlatlarımız, gençlerimiz dallarımız ve meyvelerimizdir, geleceğimizdir. Güzellikler, bizi biz yapan değerler iyi yetişen ahlâklı, adaletli ve sağlıklı gençlerle geleceğe taşınır. Neslimizin, gençlerimizin ahlâklı, adaletli, çalışkan ve üreten olmasını engelleyen muzır-zararlı unsurlar pek çoktur. Günlük hayatımızda, çevremizde sık karşılaşırız. Bunlar genellikle zaman, sağlık, huzur, emek ve paramızı tükettiğimiz kötü alışkanlıklardır. Kötü alışkanlık kazandıran arkadaşlar ve mekânlar olabiliyor. ‘Arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim’ sözü eskiden beri bilinen güzel bir sözdür. Bağımlılığın pençesinde kıvranan gençlerimiz ve çaresiz kalan veliler, aileler yürek dağlar. Mesela aile ve toplumu zayıflatmak, parçalamak ve geleceğe emin adımlarla yürümesini engelleme gibi ya da ticari amaçlarla bu tür zararlı unsurlar gençlerimizi elimizden almakta, geleceğimizi karartmaktadır” diye konuştu.

GENÇ NÜFUSU HEDEF ALMIŞTIR

Bağımlılık hakkında değerlendirmelerde bulunan Taş, “Bağımlılık biyolojik, psikolojik ve sosyal bir problemdir. Bağımlılık yapan maddelerin keyif verici ve kaygı azaltıcı etkisi vardır. Bu nedenle zor zamanlarda çözüm için müracaat edildiği gibi eğlence ortamlarında da kullanılabiliyor. Son zamanlarda  bağımlılık için kullanım bozukluğu da denmektedir. Alkol bağımlılığı, tütün ve tütün mamulleri bağımlılığı, madde bağımlılığı, teknoloji bağımlılığı, kumar bağımlılığı gibi aslında saymakla bitmez. Bağımlılık bir beyin hastalığıdır. Bağımlılık aynı zamanda bir aile hastalığıdır. Ailede huzuru bozar. Genç nüfusu hedef almıştır. Merakla başlar. Bir kısır döngü oluşur. Önce maddeye karşı ilgi duyar, aynı zamanda maddenin etkilerinden de korkar. Merak korkuyu yendiğinde ‘bir kereden bir şey olmaz’ deyip, kullanmaya başlar. Niyeti sadece bir kez denemektir. Ama bir kez yani beklenen son, deneyip vazgeçme hiç gelmez. Sonra inkar etme dönemi başlar. Kontrolün kendi elinde olduğunu, istediği zaman bırakabileceğini düşünür ve buna inanır. Çevreden, sevdiklerinden gelen uyarılar onun için bir kuru evhamdır. Çok çeşitli nedenleri vardır: Aile ve çevre madde kullanımına teşvik edici en önemli unsurdur. Aile ve çevremizdeki kötü örnekleri azaltmak, bunların zararlı olduğunu aşılamak çocuklarımıza ve gençlerimize karşı önemli bir görevdir. Bağımlılıkla mücadelenin temel amacı; öncelikle gençlerimizin bağımlılık yapan maddelerden uzak durmasını sağlamak ve bağımlı olmasını engellemektir. İkinci olarak, bağımlılığın nesilden nesle devam etmesini engellemektir. Madde kullanımının bağımlılığa dönüşmesinde bir çok sebep vardır. Ama esasta biyolojik bir süreçtir. Kişinin ruhsal özellikleri, genetik yatkınlık, çevresel faktörler, maddeye ulaşabilirlik, aile yapısı, toplumsal çevre-arkadaş gurubu ve kültürel özellikler gencin madde madde kullanmaya başlaması ve bağımlılığa dönüşmesinde en önemli etkenlerdir. Tartışma, kavga, çatışma, çalma, aile krizi ya da yüksek stres içeren davranışlar gibi ailede önemli negatif davranışların varlığıdır. Otoritenin daha az paylaşılması, kötü iletişim ve problem çözümünün ortaklaşa yapılmaması gibi kendine özgü ailesel ortamlar” ifadelerini kullandı.

Velilere uyarılarda bulunan Taş, şunları söyledi:“Ebeveynde madde kullanımı, madde kullanmayan ancak aşırı talep kâr ya da aşırı koruyucu ebeveyn çocuğunun madde kullanımına son vermek için ona gözdağı verip onu tehdit eden ebeveynler bu şekilde çocuğu madde kullanan arkadaşlarına daha fazla iter ve kendilerinden uzaklaştırır. Olumlu ebeveyn çocuk ilişkisi, anne-babanın çocuklarının hayatları ile ilgili olmaları, aile içinde tutarlı kurallar ve sınırlar, ebeveyn çocuk arasında bağ olması ergenlerde madde kullanımını önleyici etkenler olarak sıralanabilir. Ayrıca ailesel etkileşimlerle ilgili pozitif bağlanma, duygusal destek ve ciddi eleştirmenin bulunmaması, temel güven duygusu, ebeveynin çocuğu izlemesi, açık kurallar ve beklentilerin olması ergenler için koruyucu faktörlerdir. Gençlik döneminde de bazı benzer davranış değişiklikleri görüldüğü için çok dikkatli olmak gerekir. Haksız ithamlarla madde kullanmaya da yönlendirebiliriz. Maddenin ya da bağımlılık yapan farklı sebeplerin zararları açıklıkla ifade edilmeli. Baskı yapmamak lazım. Çocuğunuza her zaman yanlarında olduğunuzu hissettirin”

Konferansın ardında Keşan İlçe Milli Eğitim Müdürü İlhan Saz tarafından Ragıp Taş’a katılım sertifikası verilerek, teşekkür edildi.