KANSER

Kanser, önemli bir halk sağlığı sorunu olmaya devam etmektedir. Bilimdeki ilerlemeler ve gelişen teknikler, alınan önlemler kanser gelişmesini önleyememektedir.  İnsanlık gelişiyor. Bilgi artıyor. Hayat uzuyor. Ama hayatı tehdit eden, tadını kaçıran kanser gibi hastalıklar azalmıyor, bazen de artıyor.

Kanser,  dokuları ve organları oluşturan hücrelerin karakter değiştirip kontrolsüz ve başına buyruk hareket etmesi neticesinde oluşmaktadır. Bedende görülen bir anarşik durumdur. Normal çalışma, çoğalma ve büyüme düzeninin dışına çıkan hücreler, farklı çalışma düzeni göstermekte ve hızla çoğalmaktadır.  Önce başladığı organda bir yumru-kitle oluşturmaktadır. Zamanında fark edilip, müdahale edilmez ve tedavisi yapılmazsa komşu organları, daha sonrada vücudun diğer organlarını tutmaktadır. Bu organlar,  genellikle karaciğer, akciğer ve beyin gibi hayati organlardır. Kan kanserlerinde (Lösemi) yumru haliyle görülmemektedir.

Vücudumuzdaki her organdan kanser gelişebilmektedir. Tüm kanser olgularının üçte biri önlenebilir, üçte biri de erken teşhis edilebilir olgulardır.

1-7 Nisan tarihleri arasında kanser konusunda bilinçlendirme, farkındalık oluşturma ve bilgilendirme faaliyetleri yapılmakta ve Kanser Haftası olarak kabul edilmektedir.

Hedef; alınan tedbirlerle kansere yakalanma oranını azaltmak, erken teşhis oranını artırmaktır. Neticede, kansere bağlı ölüm oranının azalması beklenmektedir.

Kanser, yüzde 90 oranında çevre faktörlerine bağlı olarak gelişirken, yüzde 10 kadarı da genetik nedenlere bağlıdır.  Çevre faktörleri arasında tütün ürünlerinin kullanımı, düzensiz beslenme, alkol ve hepatit gibi bulaşıcı hastalıklar ilk sırada yer almaktadır. Şişmanlık ta tetikleyici bir unsur olabilmektedir.  Güneş ışığına aşırı maruz kalmak cilt kanserlerini artırabilmektedir.  

Sağlık Bakanlığının yaptığı çalışmalarda; meme, kalın barsak ve rahim ağzı kanserlerinde erken teşhis amaçlı tarama programları mevcuttur. KETEM başta olmak üzere diğer tüm sağlık kurumları bu çalışmaları desteklemektedir.

Çevre faktörleri ön planda olduğuna göre, iş bize yani kendimize düşmektedir. Bedenimize giren ve hücrelerimizle direkt temas eden hava, su ve gıdaların sağlıklı ve temiz olması gerekmektedir. Kendimize değer verip ne yiyip ne içtiğimizi, ne soluduğumuzu bilmemiz gerekiyor.

Duyarsız olmamak, bana bir şey olmaz deyip geçmemeliyiz. Bildiğimiz, gördüğümüz ve mümkünse kontrolümüzde olan gıdalardan tüketmeliyiz. Organlarımız, bedenimiz yeterince kıymetlidir. Onları koruyalım.

Dengeli beslenmek, gam, keder ve tasa gibi ruhsal sorunları en aza indirmek, hareket ve düzenli uyumak ve temiz çevrede yaşamak sağlıklı olma ve sağlıklı kalma şansımızı artırmaktadır.

 Kanser tarama programlarına katılmak gerekmektedir. Çünkü erken teşhis tedavi imkânı vermekte ve sağlıklı kalmayı ve hayat konforunu artırmaktadır.  

Sağlıklı ve mutlu bir ömür diler, saygılar sunarım.