HABER MERKEZİ

Kef,  “Geçen yıllara göre daha iyi durumdayız. Onu gözlemleyebiliyorum. Ama henüz bu konuyla ilgili istatistiksel bir araştırma yapmadım. Buradaki doktor arkadaşlarım, benim gözlemlediğimiz hava kalitesinin arttığı yönünde. Yeterli mi değil. Daha çok yol almamız gerekiyor. Başlangıç anlamında yapılanları olumlu buluyorum. Umuyorum ki çalışmalar daha da iyi olacak.” dedi.

“YÜKSEK ISILAR BİZİM İÇİN HİÇ İYİ DEĞİL”

Hava almadan hiçbir canlının yaşayamayacağını ifade eden Kemal Kef, sözlerini şöyle sürdürdü: “Onun için hava kalitesinin yükselmesini çok fazla önemsiyoruz. Çalışmaların devam etmesi lazım. Her şeye rağmen kaloriferler yakılacak, kömür yakan insanlarda olacak. Yakıcıların eğitilmesi, kükürtü az kömür kullanılmalı. Yakım saatlerine de dikkat edilmeli. Havayı ısıtmak yerine, evleri ısıtmalıyız. Evi ısıtırken de 30-40 dereceler de değil sağlık için 20 derecede tutulması önemli. Isıyı insan bedenine fayda sağlayacak koşulda tutmak gerekiyor. Yüksek ısılar bizim için hiç iyi değil. Önceden insanlar kaloriferleri sonuna kadar açıp, camları da açıyordu. Bu yanlıştı tabi ki. Doğalgazdaki artışlar belki bizim için zorlayıcı olacak ama biz böylece ısıyı idareli kullanmayı öğreneceğiz. Evlerimizi yaşanabilir koşullarda tutmaya çalışacağız. Faydası olduğunu düşünmüyorum. Gidişat olumlu. 1-2 yıl içerisinde bu konuda istatiksel bir çalışma yapılır. Doğalgaz geldi, her şey bitti değil aslında. Yarıdan çoğu hala kömür yakıyor. Yakıcıların, kapıcıların yakım konusunda eğitimlerinin sürmesi gerekiyor. Kullanılan kömür kalitesinin takibi de çok önemli, denetimler devam etsin. Kalorisi yüksek, kükürt oranı düşük, partikül miktarı az olan kömürlerin kullanılmalı. Bu da belediyenin görev alanında.”

“HAVAYI ISITMAYIN EVİNİZİ ISITIN”

Baca temizliklerinin denetlenmesinin de büyük önem taşıdığını vurgulayan Kef,Havayı ısıtmayın, evinizi ısıtın. Evde cam açık duruyorsanız, fazla yakıyorsunuz demektir.  Hem ekonominize yazık hem de çoluk çocuğunuzun sağlığına yazık. Çünkü türlü fosil yakıt mutlaka bir atık madde oluşturur. Bu da sağlığa çok zararlı.” şeklinde konuştu.

“ISINMA ŞEKLİMİZİ DEĞİŞTİRECEĞİZ”

Kemal Kef, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Vatandaşımız koşulları elverdiğince doğalgaza geçsinler. Doğalgaza geçiş yapmak önemli şu anda. Hangi odanın ne kadar ısıtılması gerektiğini öğrensinler. Oda sıcaklığını 30- 35 derece tutup kısa kolluyla gezmenin de bir anlamı yok. Isınma şeklimizi değiştireceğiz. Mümkünse evlerine bir termostat koyup ısıyı kontrol etsinler. Böylece gereksiz gaz kullanımından da kurtulmuş olurlar. Sağlık her şeyden önemli. Biliyorum doğalgaz ekonomik bir yük ama kömür de artık çok ucuz değil. Umarım ki bir gün doğalgaza da olan bağımlığımız biter ve güneşimizle, rüzgâr enerjimizle çok daha temiz bir kaynak kullanmış oluruz. Kendi ülkemizin kaynaklarıyla ısınırız. Halkımızın zorla kazandığı paraları yurt dışına döviz olarak aktarmamış oluruz.  Hızlıca güneş enerjisine ve rüzgâr enerjisine geçmek zorundayız. Birçok ülkede bu yapılıyor. Doğal, yenilenebilir enerjilere geçmek gerekiyor.”