BÜLENT SAYLAM

Kaymaz, ticaret borsası olarak mezbahaya gelen tüm araçların dezenfeksiyonunu yaptıklarını pazaryerinin girişinden araçların içerisinin de dezenfeksiyonunu yaptıklarını kaydederken Gültekin de Tarım ve Orman İlçe müdürlüğünün kontrolü adına veteriner hekimlerinin denetimi altında yapıldığını tamamıyla mezbahalardan çıkmış olan etlerin gönül rahatlığıyla tüketilebileceğini söyledi.

Şarbonla ilgili olarak da daha önce 5 Eylül 2018 tarihinde yerel gazetelere açıklama yapan Edirne İli Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi, Veteriner Hekim Akif Hikmet Akbay, Kurban Bayramı’nın hemen ardından Türkiye’nin bazı bölgelerinde etkisini gösteren şarbon hastalığının Edirne’de olmadığını, vatandaşların tanıdıkları-bildikleri kasaplardan rahatlıkla et alabileceğini belirtirken; Edirne İli Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Şenol Günday da özellikle Keşan İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nün hastalıklar konusunda zamanında ilaçlama ve aşılamaları yapıp gerekli önlemleri aldıklarını söylemişlerdi.

KEŞAN’DAKİ VATANDAŞLARIMIZ ŞANSLI

Vatandaşların Keşan’da rahatlıkla et yiyebileceklerinin altını çizen Kaymaz, şunları söyledi: “Bizim yapmış olduğumuz gerek ticaret borsası olarak veteriner hekim eşliğinde 3 veterinerin kontrolünden geçilmesi hem canlı muayene hem karkas et hem sakatat muayene yapılması sebebiyle Keşan’daki vatandaşlarımız şanslı. Böyle bir şey çıkarsa da nihai noktanın mezbahalar olduğu orada imha edilmesi gerektiği doğru bir işlem yapıldığını belirtmek isterim. Bu hayvan hastalıkları sürekli insanlardaki hastalıkların %60’ı hayvansal kaynaklı bu işle uğraşan gerek kasap gerek üretici bakıcı bunların hepsi risk altında var. Bugün trafiğe çıkıyorsunuz  kaza şansınız hepimizin var. Bu olacak ama önemli olan önlem alınması zamanında nihai nokta da yani dışarıda kesip bunu uluorta bırakıp biliyorsun kurdu var çakalı var köpeği var dağıtım daha fazla yaygınlaştırılmaması mezbaha dan çıktığı zaman bizim sevinmemiz lazım neden mezbaha nihai nokta o iş orda sonlanıyor. Dezenfeksiyonuyla alınan önlemlerle bu iş doğru yapılıyor. Yanlış bilgi bizi hiçbir zaman doğru sonuca varmaz bilakis daha büyük sorunlar yaratılıyor. Biz ticaret borsası olarak mezbaha gelen tüm araçlarımızın dezenfeksiyonunu yapıyoruz zaten pazaryerinin girişinde otomatik bizim ilaçlama sistemimiz var o yetmiyor araçların içerisine de dezenfeksiyon yapıyoruz. Tarım Orman Bakanlığına direk bağlıyız bu tebliğ de değişiklik olduğu zaman elimize ulaşacaktır.”

BİZ BUNU KEŞAN MEZBAHASI OLARAK ZATEN BUNU YAPIYORUZ

Tarım ve Orman İlçe müdürlüğünün kontrolü adına veteriner hekimlerinin denetimi altında yapıldığını vurgulayan Keşan TB Mezbaha İşletmesi Sorumlu Veteriner Hekimi Hüseyin Kadri Gültekin de tamamıyla mezbahalardan çıkmış olan etler gönül rahatlığıyla tüketilebileceğini söyledi. Gültekin yaptıkları çalışmalar hakkında şunları kaydetti: “2005 yılında çıkan bir kanun kapsamında reyonlarda satılan etlerin nereden geldiği, kim tarafından kesildiğini dair etiketlerin bulundurulması zorunludur. Biz bunu Keşan Mezbahası olarak zaten bunu yapıyoruz. Etlerimizde bu etiket mevcut. Ancak etler parçalandıktan sonra ilk et olduğu için konmamış olabilir ama etiketler fotokopisi çekilerek çoğaltılarak veya yurttaşın talebi halinde yurttaşa nereden geldiği gösterilebilir. Kasapların böyle bir zorunlulukları var. Böylece tüketici gönül rahatlığıyla alışverişini yapmış olur. Keşan için çok geçerli bir durum değil büyük marketlerde değişik merkezlerden et taşıdıkları için gösterilmesi gereklidir. Uygun olmayan bir durum tespit edildiğinde onun hangi işletmeden nerede kesildiği anında tespit edilebiliyor. 

Gültekin, ayrıca Mezbaha yanında bulunan hayvan taşıma ticareti yapan kamyonların da dezenfekte çalışmalarını yaptıkları bilgisini verdikten sonra şarbon hastalığı hakkında şunları söyledi.

ÖNEMLİ BİR ZOONOZ; ŞARBON (ANTHRAX) HASTALIĞI

Son günlerde ülkemiz gündemini meşgul eden hayvan hastalıklarından biri de Şarbon(Anthrax) hastalığı. Özellik Kurban bayramı dönemlerinde artan hayvan hareketliliği, yurttaşlarımızın kendi imkanları ile denetimsiz kurban kesimi gerçekleştirmeleri bir çok hayvan hastalığının nakiller ile taşınmasına, kontrolsüz kesimler nedeni ile de hayvandan insana bulaşan hastalıkların (Zoonoz) insanlar tarafından alınmasına neden olunmaktadır. 

Bu yılda kurban bayramı öncesi ve sonrasında özellikle kontrolsüz yapılan kesimlerde şarbon hastalığının insanlara bulaştığının görüldüğü, bu nedenle bazı insanların tedaviye çağrıldığı, alınan et numunelerinden şarbon hastalığı etkeni tespit edildiği medyaya yansımıştır.

Şarbon daha çok çift tırnaklı hayvanlarda nadiren kedi, köpek, eşek gibi hayvanlarda görülen öldürücü bakteriyel bir hastalıktır. Hastalığın etkeni uzun yıllar mera ortamında spor formunda canlı kalabilme özelliğine sahiptir. Şarbondan ölen hayvanların hayvan sahiplerince köpeklere yiyecek olarak verilmesi, etin diğer yaban hayvanları tarafından bulunduğu ortamdan taşınmasına ve çevre meranın bulaştırılmasına neden olmaktadır. 

Şarbon etkenini alan hayvan 2-7 gün içerisinde hastalanır ve kısa zaman içerisinde ölür. Hayvan sahibi hayvanın hastalandığını fark edemez bile. Sabah iyi gördüğü ve sürüye kattığı hayvanının öğleden sonra ölüsü ile karşılaşabilir. Bazen halsiz olduğunu düşünerek ölüp gitmesin diye hayvan sahipleri tarafından kesilir. Ölen hayvanlar kısa sürede şişer, doğal deliklerinden (Burun, ağız ve anüs) kan geldiği görülür. Ölüm sertliği hemen hemen oluşmaz.

En önemli belirtisi kesilen hayvanın kanının koyu renkte olması ve su gibi olup pıtılaşmamasıdır. Kesildikten sonra iç organlarına bakıldığında özellikle Dalağın 4-5 kat büyüdüğü ve kesildiğinde çamur gibi olduğu, kolaylıkla dağıldığı görülür. 

Şarbon hastalığına yakalanan insanlar çoğunlukla hasta hayvanı kesen kişilerdir. Ellerinde yara veya çizik olması halinde kesilen hayvanın kanının eline teması ile etkeni alır. Ya da kurban bayramında olduğu gibi kontrolsüz kesim sonrası hasta hayvanın etini tüketenler hastalığa yakalanır. 

İnsanlarda hastalık üç formda görülür. Akciğer, bağırsak ve deri formu görülmektedir. Genellikle deri formu görülür. Özellikle kollarda küçük iyileşmeyen inatçı sivilceler halinde başlar. Çevresi kaşınır. Giderek büyür ve ortası kahverengimsi bir hal alır. İlerleyen durumlarda bir krater görünümü alır. Bağırsak formunda kanlı ishal, ateş görülür. Bu belirtilerin görülmesi halinde mutlaka doktora giderek muayene olmak gerekir.    

Şarbon şüphesi ile ölen hayvanlarımıza hiçbir işlem yapmadan Tarım ve Orman İlçe Müdürlüğü birimine bildirimde bulunmamız en doğru yoldur. Bilinmeyen bir sebeple ölen hayvanlarımızı kedi – köpeğe vereceğimize en doğrusu derin açılan çukurlara üzeri sönmemiş kireç ile örtüldükten sonra gömmektir.

Şarbon hastalığına karşı aşı ülkemizde üretilmektedir ve etkili bir aşıdır. Hastalık çıkan bölge karantinaya alınır ve bölgede bulunan bütün çift tırnaklı hayvanlar aşılanır. 

ET VE SAKATAT TÜKETİMİ 

Mezbaha ve kombinalarda yapılan kesimlerde Şarbonlu hayvan etinin muayenede gözden kaçması mümkün değildir. Şarbon hastalığına yakalanmış bir hayvanın kesilmesi halinde gerek kan yapısının farklılığı ve gerekse organ muayenesinde teşhis edilmesi mümkün. Diğer hayvan hastalıkları ile (Piroplasmosis- Kan Parazitleri, leptospirosis) karıştırılması halinde mutlaka laboratuara numune gönderilir ve kesin teşhisten sonra et tüketime sunulur.

Yurttaşlarımız kasap veya market reyonlarında uygun koşullarda satışa sunulan et ve sakatatı gönül rahatlığı ile tüketebilirler. Kaldı ki Gerek Tarım ve Orman Bakanlığınca alınan tedbirler ve gerekse 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu çerçevesinde çiftlikten sofraya gıda güvenliği uygulaması ile gerek üreticiler ve gerekse tedarikçiler piyasaya sürülen ürünlerin hangi aşamalardan geçerek reyona geldiğini belgelemek zorundadırlar.

Mezbaha ve kombinalarda muayene ve denetleme hizmetleri Tarım ve Orman Bakanlığı İl ve İlçe Müdürlüğü Veteriner Hekimlerince yapılmaktadır. Bu nedenle muayene ve denetlemede işletmelerden bağımsız hareket etmektedirler. İnsan tüketimine uygun olmayan ürünlerin piyasaya sürülmesi olası görülmemektedir.”