Göz kapağına uygulanan cerrahilerin, estetikten öte fonksiyonel müdahaleler olduğunu belirten Op. Dr. Solmaz, “Göz kapağı estetiği, hafife alınmayacak ciddi ameliyatlardır. Zamanında müdahale edilmeyen kapak düşüklükleri, ilerleyen dönemlerde görme kayıplarına varabilecek ciddi problemler oluşmasına yol açabilir” şeklinde konuştu.

Avrupa Yüz Plastik Cerrahi Akademisi (EAAFPS) tarafından her yıl gerçekleştirilen Faceistanbul’un ‘Üst ve Alt Göz Kapağında Blefaroplasti’ oturumunda konuşan Dünyagöz Etiler’den Op. Dr. İskender Alkın Solmaz, göz kapağı cerrahisi ile ilgili önemli bilgiler paylaştı. Göz kapağında oluşan ve müdahale gerektiren problemlerin, görme yetisini olumsuz etkilediğini söyleyen Op. Dr. Solmaz, “Göz kapağı estetiği, hafife alınacak veya kolay bir ameliyat değildir. İnce dokunuşlar gerektiren, her hasta için özel olarak planlanması gereken bir müdahaledir. Göz kapaklarında bulunan göz yaşı bezleri, gözleri hareket ettiren kaslar, yumuşak dokular ve görme sinirleri, göz sağlığı açısından büyük önem taşır. Herkesin yüzü, gözleri ve göz kapakları farklı yapılara sahip. Dolayısıyla, göz kapağına yapılacak müdahaleler planlanırken, hastalar ile karşılıklı oturarak tam olarak ihtiyaçlarının belirlenmesi gerekiyor” dedi.

Sadece estetik değil, fonksiyonel bir müdahale

Göz kapağı düşüklüğü ile ilgili yapılacak müdahalelerin, görme yetisinin korunması açısından büyük önem taşıdığının altını çizen Op. Dr. Solmaz, “Kapak düşüklüğü aslında görmeyi engelleyen, dolayısıyla estetikten öte daha fonksiyonel bir problemdir. Hastanın göz kapağı düştüğü zaman, görme alanı daralır ve bu sebepten dolayı görme yetisinin korunması açısından ameliyat gereklidir. Göz kapağı seviyesi aşağıda ve görmeyi engelleyecek bir şekilde ise, artık bu estetik değil, fonksiyonel bir müdahaledir ve hızlıca çözüme kavuşturulması gerekir” ifadelerini kullandı.

Çocuklarda erken müdahale ile göz tembelliği önlenebilir

Çocukluk döneminde oluşan kapak düşüklüklerinin, ilerleyen dönemlerde görme yetisinde ciddi problemler oluşmasına yol açabileceğini belirten Op. Dr. Solmaz, “Özellikle çocuklarda, erken gözlemlenen kapak düşüklüklerinde müdahalenin erken yapılması gerekiyor. Çünkü, çocuklar ve bebeklerde zamanında müdahale edilmeyen kapak düşüklüğü vakalarında, ilerleyen yaşlarda göz tembelliği görülme şansı oldukça yüksek. Bu müdahaleler ile bu riski ortadan kaldırabiliyoruz. Özellikle bu tür vakalarda, müdahalenin acil olarak gerçekleştirilmesi gerekiyor. Ancak erken müdahale ile ileride oluşabilecek olumsuz etkilerin önüne geçilebiliyor” dedi.

Hastalar aynı gün taburcu oluyor

Kapak estetiği operasyonlarının sonrasında dikkat edilmesi gerekenler hakkında da bilgiler paylaşan Op. Dr. Solmaz, “Bu ameliyatları genelde lokal anestezi ile yapıyoruz. Üst göz kapağının içerisinden veya dışarısından yapılabilen bu müdahalelerin ardından, hastaları aynı gün taburcu edebiliyoruz. Genellikle ameliyat esnasında veya sonrasında ağrı yaşanmaz. Dolayısıyla ilk günden itibaren hastaların, okumak, yazmak, bilgisayar kullanmak veya televizyon izlemek gibi aktivitelerini gerçekleştirmelerinde bir sakınca bulunmuyor. Sadece göz kapağı etrafındaki dokularda bir süre şişlik, morluk veya kızarıklıklar olabilir. O yüzden bu dönemde yoğun buz uyguluyoruz. Birkaç günlük sürenin ardından ise araba kullanmak, işe gitmek ve normal sosyal hayata dönmek mümkün. Operasyonun ardından 4-6 aylık bir süre boyunca ise hastaları takip ediyoruz. Göz kapağındaki çizgiler üzerinden müdahaleleri gerçekleştirdiğimiz için ise, herhangi bir iz veya yara kalmıyor” diyerek sözlerini tamamladı.

Dünyagöz Hastaneler Grubu Hakkında: 1996 yılında hizmet vermeye başlayan Dünyagöz, gözün tüm branşlarında ve en gelişmiş teknolojilerle sunduğu yüzlerce farklı tedavi yöntemiyle göz ve göz çevresi sağlığına dair sorunlara çözüm getiriyor. Ülkemizde branş hastaneciliği ile yeni bir dönem başlatan Dünyagöz Hastaneler Grubu, günde 8.000 poliklinik ve 1.000 ameliyat kapasitesiyle yurt içi ve yurt dışında toplam 25 ayrı noktada ilkeli sağlık hizmeti veriyor. Dünyagöz; sürekli yenilenen eksiksiz teknolojisi, öğretim üyesi ve uzman doktorlardan oluşan 300 kişilik deneyimli medikal kadrosu, 2500’e yakın personeli ve çağdaş yönetim anlayışıyla kısa sürede dünyanın sayılı merkezleri arasında yerini aldı. Türkiye çapında İstanbul, Ankara, Antalya, İzmit, Adana, Samsun, Tekirdağ, Bursa, Konya, Sakarya ve Gaziantep’te olmak üzere 11 ayrı ilde 20 şube ve yurt dışında Almanya’nın Frankfurt ve Köln, Gürcistan’ın Tiflis, Azerbaycan’ın Bakü ve Hollanda’nın Amsterdam şehirlerinde olmak üzere 5 ayrı noktada hizmet veren Dünyagöz Hastaneler Grubu, Türkiye’nin Avrupa’daki ilk ve en büyük yatırımını Almanya’nın Frankfurt kentinde gerçekleştirdi. Yatırımlarına aynı hızla devam edecek olup 2019’da İzmir’deki yeni merkez ile birlikte daha geniş bir coğrafyaya yayılmayı hedefleyen grup, Türkiye’de sağlık turizminin öncülüğünü üstlenerek dünyanın 107 ayrı yabancı ülkesinden yılda yaklaşık 96 bin hastaya hizmet veriyor.