Zaman zaman hepimiz yaşarız öyle değil mi? İçimiz sıkılır gibi olur, boğazın düğümlenir, birine anlatmak istersin anlatamazsın ya da anlatırsın rahatlamazsın. Bir şey vardır içini kemiren, hiçbir şeyden zevk aldırmayan, ruhunu daraltan… Halk arasında bunaltı olarak adlandırılan genellikle bu şekillerde tarif edilen psikolojik belirtilere sahip bunaltının psikolojideki adı anksiyetedir. Kişi  mutsuz, keyifsiz, huzursuz, kaygılı, telaşlı, tahammülsüz, korkulu, heyecanlı, kötü bir haber alacağı endişesi, olumsuz düşüncelere sahip, bazen de ölüm korkusu hissedebilir. Bunların sebebini belirli olmayan bir tedirginlik hali olarak algılayabiliriz. Tüm bunlar kişilerin dış dünyaya uyum göstermesi için verilmiş bir tepkidir. Ve kişi bu durumlarda bunaltıya neden olan etkenden kaçma eğilimi gösterirler. Bunaltının diğer özelliği ise kas geriliminin kendisini kişilerde baş ağrısı olarak göstermesidir. Bu kişiler genellikle kalitesiz uyku geçirirler, dinlenememiş hissiyle uyanıp kronik yorgunluk, halsizlik, güçsüzlük çekerler. Kas gerginliği bu kişileri sağlıklı kişilerden ayıran bir niteliktir. 

 Bunaltının fiziksel belirtileri nelerdir?

Kişilerde kalp atışı hızlanır, kan basıncı yükselir. Sürekli bir tedirginlik, panik haliyle ortaya çıkan bir durumdur. Ağız kuruması, yüzde solukluk, el ve ayaklarda terleme, sıkça idrara çıkma, nefes daralması (nefes alamıyormuş hissi), boğazda düğümlenme (sanki tüm sorunların boğazda kalması yutkunamama tarzı his), el ve ayaklarda soğukluk.

 Peki bunaltının tedavisi nasıldır?

Öncelikle şu çok iyi bilinmelidir, bugün önemsenmeyen bunaltı ileriki zamanlarda tedavi edilmediği takdirde depresyona dönüşebilir. Kişinin problemlerini, bunaltıya sebep olan derindeki mevzuları tabiri caizse masaya yatırmak şarttır. Kişiye farkındalık kazandırmak, sorunları sebep- sonuç ilişkisinde değerlendirebilme becerisine sahip olmasını sağlamak, sorunlara karşılıklı çözümler üretebilmek, problemlerin üstünü kapatmak yerine derinlerine inmek ve sorunun kökenine ulaşmak, bu süreç içerisinde kişinin mümkün olduğunca kendisini strese sokan durum olay ve kişilerden uzak durması konusunda bilinçlendirmek, kişinin sorunlarla nasıl başa çıkacağı konusunu öğretmek, kişiyi kendini rahatlatacağı aktivitelere yönlendirmek başlıcalarıdır. Sıkıntı ve bunaltı hisleri kişide alkol kullanımını başlatması ya da arttırması durumuna sokabilir. Kişiye bu konuyla da ilgili bilinçlendirme yapmakta fayda vardır. Bu süreç içerisinde kişi antidepresan kullanabilir ve bilişsel davranışçı terapiye başlanır. Kişiden kişiye değişmekle beraber genellikle 6-12 seans terapi süreci olur. Kişinin sağlıklı düşünce sisteminin oluşması hedeflenir.

MAİL:[email protected]