Keşan Devlet Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Erdem Yalçınkaya, verem (Tüberküloz) ile ilgili bilgilendirici ve uyarıcı bilgiler verdi.

Tüberküloz hastalığının sıklıkla akciğerlerde görüldüğünden belirtilerinin önemli bir kısmının da akciğerlerle ilgili olduğunu ifade eden Yalçınkaya, “2-3 haftadan uzun süren ve tedaviye cevap vermeyen öksürük, balgam çıkarma, balgamında kan görülmesi, yüksek ateş, gece terlemesi, yorgunluk, halsizlik, kilo kaybı, iştahsızlık, nefes darlığı, göğüs ve sırt ağrılarına dikkat etmek gerekir. Akciğer dışı tüberküloz hastalığı olanlarda hastalığın olduğu organa ait daha farklı belirtiler de olabilir. Örneğin lenf bezi tüberkülozunda hastalığın olduğu lenf bezinin büyümesi, böbrek tüberkülozunda idrarda kan görülmesi, kemik tüberkülozunda ağrı gibi pek çok belirti de görülebilir. Bu yakınmalar genellikle hafif başlayıp yavaş ilerlediğinden pek çok hasta doktora başvurmakta gecikmektedir. Tüberkülozun erken tanısı için 2-3 haftadan uzun süre öksürüğü olan kişilerin en kısa sürede göğüs hastalıkları polikliniğine veya Verem Savaş Dispanserine başvurmaları gerekir.” dedi.

TÜBERKÜLOZ TANISI NASIL KONUR

Erdem Yalçınkaya, hastanın yakınmaları ve akciğer film bulgularının tüberkülozdan şüphelenmeyi sağladığını dile getirerek, şunları söyledi: “Akciğer filmi veya diğer radyolojik incelemelerde tüberküloz hastalığının yaptığı değişiklikler görüldüğünde diğer hastalıklardan ayırt etmek için mikrobiyolojik inceleme yapılmalıdır. Hastadan alınan balgam veya diğer materyaller laboratuvarda incelenir. Tüberküloz basilinin görülmesi ya da ekilen kültürde basil üremesiyle tanı kesinleşir.”

TÜBERKÜLOZ NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Tüberküloz mikrobunu kesin olarak öldürmek ve bir daha çoğalarak hastalık yapmasını engellemek için ilaçların uzun süre ve düzenli kullanılmasının önemli olduğunu dile getiren Yalçınkaya, “Toplam tedavi süresi en az 6 aydır. Bu süre içinde, Verem Savaşı Dispanserlerinde balgam ve akciğer filmi kontrolleri yapılır. Hasta ilaçlarını düzenli kullanmazsa mikroplar ilaçlara karşı direnç geliştirir. Dirençli tüberküloz dediğimiz bu hastalık tipinde tedavi çok daha zordur; çok sayıda ilacın 18-24 ay kullanılması gerekebilir.Ülkemizde tüberküloz tedavisinde kullanılan tüm ilaçlar yıllardan beri Sağlık Bakanlığı tarafından karşılanmakta ve hastalara Verem Savaşı Dispanserleri aracılığıyla ücretsiz dağıtılmaktadır. Özel beslenme, istirahat, uygun iklim koşulları veya stresten uzaklaşma gibi bazı unsurların tüberküloz tedavisinde çok da önemli olmadığı yapılan bilimsel çalışmalarla gösterilmiştir. Tedavideki en önemli unsur; uygun ilaçların yeterli sürede ve düzenli bir şekilde kullanılmasıdır.” diye konuştu.

TÜBERKÜLOZDAN NASIL KORUNURUZ?

Erdem Yalçınkaya, kişisel korunmada yıllardan beri bilinen yöntemin BCG aşısı olduğunu hatırlatarak, şunları kaydetti: “BCG aşısı erişkinde gelişecek hastalığı engellemekten çok tüberkülozun ağır seyreden ve ölümcül olabilen formlarına karşı koruma sağlamaktadır. BCG aşısı, özellikle çocuklarda görülen, kanla yayılan (milier) ve beyin zarını tutan (menenjit) tüberküloz formlarına karşı koruyucudur. Ülkemizde BCG aşısı hayat boyu sadece bir kez uygulanmaktadır. Aşı takviminde doğumdan sonra ikinci ayını bitiren bebeklere yapılmaktadır. Tüberküloz hastasının aynı evde yaşayanlara verem mikrobunu bulaştırma olasılığı yüksektir. Çünkü aynı havayı en uzun süre paylaşmaktadırlar. Bu nedenle, tüberküloz tanısı kesinleşince, bütün aile bireyleri ve hasta ile aynı havayı paylaşan işyeri ya da başka ortamdaki kişiler verem savaşı dispanserinde muayene için çağrılırlar. Tüberküloz utanılacak, saklanılacak bir hastalık değildir. Bundan yaklaşık elli yıl önce, ilaç tedavisi yokken genellikle öldüren, ölmeyenleri de ciddi sakat bırakan bir hastalık olduğu için o dönemlerde korkutan bir hastalık olmuştur. Bugün erken tanı ve doğru tedavi ile hastalar tümüyle iyileşir.”