Keşan Devlet Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Uzm. Dr. Yüksel Koten, orucun ruh sağlığını olumlu yönde etkilediğini belirterek, psikiyatri hastalarının dikkat etmesi gereken konular hakkında önemli uyarılarda bulundu.

Yaz aylarında orucun neden olduğu sinirli ruh halini engellemek için öncelikle kişinin yeme, içme ve uyku düzenine özen göstermesi gerektiğini vurgulayan Koten, Ramazan ayında günlük sıvı tüketimine sadık kalınması gerektiğini söyledi.

Yaz aylarında tutulan orucun fiziksel yorgunluğun yanı sıra, psikolojiyi de etkilediğinin vurgulayan Yüksel Koten, “Kişi vücut sistemini sarsmadan, iftar ve sahuru düzenli yapmaya özen göstererek oruç tutabilir. Sahur yapan kişilerde gece uykusunun bölünmesi ve kişinin günlük işlerine aynı saatte başlamak zorunda olması; yorgunluk, dikkat dağınıklığı ve konsantrasyon kaybına ek olarak, sinirliliği de beraberinde getirebilir. Bu durumu engellemek için, bir takım önlemler alınabilir. Bu önlemler arasında; bu aya has gündüz şekerlemesi, akşam erken yatma, günlük yoğunluğu gözden geçirip orta ve uzun vadede yapılacak işleri zamana yayma, ekip çalışmasını ve yardımlaşmayı ön plana çıkarma yer alır. Kişinin tahammülsüzlük yaşamasındaki en önemli faktörlerden biri su kaybıdır. İftar ve sahur arasının kısa olması ve tokluk hissi nedeniyle su tüketiminin azalması, oruçlu geçirilen saatlerin uzun olması nedeniyle su kaybının artışı sinirlilik oluşturabilir. Bu nedenle, bu dönemde bol sıvı tüketilmelidir” dedi.

“PSİKİYATRİK TEDAVİ GÖREN HASTALAR, İLAÇLARINI AKSATMAMAK KAYDIYLA ORUÇ TUTABİLİR”

Koten, psikiyatrik tedavi gören hastaların, ilaçlarını aksatmamak kaydıyla oruç tutabileceklerini belirterek, “Ancak lityum ve valproik asit etken maddeli ilaçlar başta olmak üzere, duygu durumunu dengeleyen ilaçları kullanan hastalar sıvı kaybı nedeniyle ilaçların kanda göreceli olarak artması sorunuyla karşı karşıya kalabilirler. Bu nedenle, bu hastaların Ramazan ayından önceki günlük sıvı tüketimine sadık kalması ya da ilaçların dozajlarının tekrar ayarlanması için doktorlarıyla iletişime geçmeleri gerekir. Bu hastalar için, hekime danışmak ve onayını almak kaydıyla, gündüz alınması gereken ilaçların sahurda alınabileceği söylenebilir. Gün içinde bölünmüş dozlarda ilaç içilmesi gerektiğinde, bu doz ayarlama sahur ve iftara bölünebileceği gibi, doz azaltmak da mümkün olabilir. Bu ayarlamanın, hastanın hekimi tarafından ayarlanması gerekir. Kişiler bu ayarlamayı kendi başlarına yapmamaya özen göstermelidir. Çünkü psikiyatrik hastalıklar tekrarlama potansiyeline sahiptir.” dedi.

“DİNİN, İNSAN PSİKOLOJİSİ ÜZERİNDE OLUMLU ETKİSİ VAR”

Oruç tutmanın, dini vecibeleri yerine getirmenin vermiş olduğu huzur ve tatmin duygusu açısından önemli olduğunu dile getiren Yüksel Koten,Dinin, insan psikolojisi üzerindeki olumlu etkisi bilinmekte ve tüm dünyaca kabul edilmektedir.” şeklinde sözlerini tamamladı.