Yayla'da bir başkadır bildiğimiz geceler
Samanyolu düşer de sanki denizde yüzer.
Ayın şavkı vururken gece renkli sulara
Planktonlar içinde hülyalarım dans eder!

Meltemler fiske vurur dalların uçlarına
Yapraklar vokal yapar denizin şarkısına
Cırcır böceklerinin kitin telli sazına
Aşk ile yanan gönlün sevda şarkısı düşer!

Yorgunluğu asarken gecenin çarmığına
Pul pul yanan sularda dertlerim uçar gider
Ve beton binaların sıcak balkonlarında
Çatal-bıçak sesinde kahkahalar raks eder!

Göz kırparken yıldızlar gökada ormanında
Bir şeyler malum olur o anda dolunay'a!
Sörf yapan gönülleri görmek için sanırım
Nurdan şelale gibi akıp durur sulara!

Sahili okşar gibi ruhumu okşar sular!
Gökyüzünde yıldızlar, kumlarda hatıralar..
Uzatsam ellerimi tutacağım sanırım
Şu koca gönlüm gibi süzülürken gökte ay!

İlkönce üveyikler çekilirler uykuya
Karanlıklar üşüşür meşe ağaçlarına
Oltalarda oynaşan küçük balıklar gibi
Gönlüm takılıp kalır sudaki aynalara!

Bazan da uzaklardan seranat sesi gelir!
Sanki bu baykuş değil, İspanyol dilberidir
Ateş böceği gibi yanıp sönen sularda
Tutuşan mehtap değil gecenin gözleridir!

İşte böyle anlarda demir alır kayıklar
Bir sefer coşkusuyla körfeze açılırlar
Koca Piri Reis'ten bir haber gelmiş gibi
Yakamozlu sularda mehtabı kucaklarlar!

Ben sahilde olsam da gönlüm hep onlarladır.
Banzan balık ağında, bazan oltalardadır!
Kah tutuşan sularda, kah yıldızlı semada..
Yayla Geceleri'nde kuş gibi uçmaktadır!