ENEZ MEKTUBU - Ulaş DEMİRAY

HDP’de saflar netleşiyor…  İMRALI’ya rağmen İstanbul seçiminde oy kullanarak İmamoğlu’nu ya da Millet İttifakı’nı destekleyen kürt seçmenlerin verdikleri mesajı demek ki Sezai TEMELLi alamamış. Temelli, Kürt hareketinde hala İmralı’yı, Kandil’i öne çıkarmaya çalışan bir anlayışı savunuyor. Devlet Bahçeli ne derse desin, ne kadar karşı çıkıyormuş gibi davranırsa davransın Temelli,  bu tavrı ile Cumhur ittifakı’na göz kırparak onlara umut aşılıyor. Belki de bu çıkışı ile HDP’nin ittifaklara karşı pazarlık gücünü artıracağını düşünüyor. Ama yanılıyor.

***

İmralı ve Kandil elbette kürtler için hala bir anlam ifade ediyor olabilir. Ancak gelinen noktada kürt hareketi, zaman içinde kültürel anlamda olumlu epeyce kazanımlar sağladı. 10-15 yıl önceki kürt sorunu ile bugünkü kürt sorununun konuları aynı değil. O dönemde dillerini dahi konuşmaları yasak olan bir kültürel baskı altındaki kürtler için İmralı ya da Kandil’in anlamı elbette başka idi. Bugün kürtler kültürel taleplerinden öte, özellikle kayyumlarla somutlaştırılan demokratik haklarının engellenmesi nedeniyle huzursuz ve kaygılı. HDP’nin Türkiye partisi olmasından korkan çevreler, zaman zaman kandil ve İmralı ile kader birliği yaparak HDP’yi bir terör makası içine hapsetmeye çalışıyorlar. Bir yandan terörist sayısının 200 ler civarında olduğunu müjdeleyip ”Terör bitti, bitiyor” mesajını verip, bir yandan da terörle ilişkisi iddialarıyla HDP’nin kapatılması için çaba sarf edilmesi mantıklı mı? Bitmiş bir terörle ilişki nasıl bir şey?

***

Bu zımni iş birliğinin en somut örneği de Selahattin DEMİRTAŞ’ın tasfiyesi sürecinde yaşanıyor.  Çünkü hem Cumhur ittifakı, hem kandil hem de İmralı, özgür bir ortamda siyaset yapan DEMİRTAŞ’ın kendilerine vereceği zararın büyüklüğünün farkındalar. Nitekim bu denenerek kanıtlandı. Parlamentoya, oyların % 13 ünü alarak 80 milletvekili sokabilen bir HDP ve onun Genel Başkanı’nı Kandil ve İmralı’nın alkışlaması elbette mümkün değildi. Kandil ve İmralı için iktidardan daha büyük tehlike DEMİRTAŞ’tı. Bu süreç sonunda etkinliklerini yitirip kaybolacaklarının farkındaydılar.

***

İyi ama şimdi gelelim alınan bu %13 oyun anatomisine. İmralı ve Kandil’in en güçlü oldukları dönemde bile ayrılıkçı kürt oyları hiçbir zaman %6 yı geçmemiştir. Hiç kuşkunuz olmasın ki kürt hareketi yeniden yüzünü bu mihraklara çevirirse alabilecekleri oy artık %6 bile olamaz.  Hele bu önümüzdeki genel seçimde Cumhur İttifakı ve HDP arasında yapılabileceği düşünülen en mükemmel anlaşma bile HDP’nin hüsranı ve tükenişi olacaktır. Çünkü HDP seçmeninin büyük çoğunluğu artık ayrılıkçı kürtler değildir. Hatta seçmenlerin önemli bir çoğunluğu kürt de değildir. Kürt olmayan seçmenler sorunların demokrasi içinde çözülmesi için HDP’nin baraj altında kalmaması yönünde oy kullanan demokrat insanlardır. O nedenle Sezai TEMELLİ’nin hesabı Kandil, İmralı ve Cumhur İttifakı’na şirin görünmekten başka bir anlam taşımaz ve artık günümüzün kürt seçmeni yukarıdan emirlerle sandık başına giderek işaret edilen yere oy veren aşamayı aşmıştır.

***

Önümüzdeki seçimler partiler arasında geçmeyecektir. Bu seçim, Recep Tayyip Erdoğan’ın her ne bahasına olursa olsun devamından yana olanlarla, her ne bahasına olursa olsun artık ona oy vermeyi hiç mi hiç düşünmeyenler arasında geçecektir. Partiler her ne kadar yol gösterici olsalar da bu seçimde herkes bireysel olarak kendi vicdanının gereğini sandığa aktaracaktır. Bu durumda HDP’nin Sezai Temelli’ye uyup yanılıp yakılıp da gözü kulağı Kandil’de olursa barajı dahi aşması mümkün değildir.  Kürt seçmenin yanlış yapma lüksü yoktur. Çünkü demokrasi, adalet, özgürlük hepimizden daha çok HDP ve kürt seçmenler için gereklidir.