Bugün, Gazeteci Yazar ve Hukukçu Uğur Mumcu’nun katledilişinin 21. yıldönümü…

Uğur Mumcu ve hayatları benzer şekilde haince sona erdirilen diğer gazeteci, yazar, bilim insanı ve aydınlarımızın neden öldürüldüğünü, bugün ülkemize baktığımızda görülen manzara çok açık bir biçimde ortaya koyuyor.

Canları pahasına halkı aydınlatma yolunda taviz vermeden yürüyenlerin katledilmesinin sonucu; bugün ortalığa saçılan, herkesin gözü önünde yaşanan yolsuzluklar, haksızlıklar, hukuksuzluklar, çocuk gelinler, tecavüzler, töre cinayetleri vb. çarpıklıklar ve bunları sadece seyreden suskun toplumdur.

Aydınlanmanın önüne geçtiğiniz sürece, bunları yaşamaya mahkum olursunuz!

Özgürlük, hukuk, adalet ve hakça paylaşımın tek yolu, halkın aydınlanmasıdır.

* * *

Onyıllardır; katledilen  gazetecilerin, yazarların, bilim insanlarının gerçek katillerinin, yani tetikçilerin değil, tetiği çektirenlerin bulunması talebinde bulunuyoruz.

Başlangıçta bunlar bulunamıyordu ya da öyle düşünüyorduk.  Sonra daha kötüsü oldu. Sivas katliamında olduğu gibi, katiller bulunduğu, bilindiği halde adalet tecelli etmedi. Ve bu, ne yazık ki bir kural haline geldi.

Şimdi artık, gazetecileri, bilim insanlarını öldürme biçimleri farklı. Kurşunla bombayla değil; haksız hukuksuz dayanaksız sözde delillerle yıllarca zindanlarda çürüterek, hayattan ve sevdiklerinden uzaklaştırarak, tedavilerine izin vermeyerek, analarının babalarının çocuklarının cenazelerine bile gitmesine izin vermeyerek öldürme yolunu seçiyorlar!

Şimdi artık, yok ettikleri ve kalanlarını da susturmaya çalıştıkları gazetecilerin ve bilim insanlarının yıllarca gözler önüne sermeye çalıştıklarını; susturulmuş basının, korkutulmuş halkın gözleri önünde, rahatça ve açıkça uyguluyorlar… Yolsuzluklar, rüşvetler, görevi kötüye kullanmalar ayan beyan ortaya çıkıyor, ayakkabı kutularına doldurulmuş haksız kazançlar ortalığa saçılıyor, ama hukuk işlemiyor. Çünkü hırsızı yakalayan polis suçlu, operasyonu yapan savcı “darbeci” oluyor. Ve halka hizmetle görevli hükümet, “bu, hükümete darbedir” diyerek mağdur edebiyatı yapmaya çalışıyor.

İyi de, sormazlar mı adama: Bunları ortaya çıkaranlar darbeci de.. hırsızın hiç mi suçu yok?!

* * *

Uğur Mumcu’lar, Abdi İpekçi’ler, Ahmet Taner Kışlalı’lar, Çetin Emeç’ler ve  ne yazık ki adlarını burada sayamayacağımız kadar çok aydınımız; sadece ve sadece, halkın aydınlanması için savaştılar, bu aydınlanmaya engel olmak isteyenler tarafından katledildiler. Katledilmeyenler de haksız hukuksuz yollarla zindanlara atıldılar!

Sebep? Sebep ortada… Ne kadar aydınlanmış toplum, o kadar hakça ve insanca yönetim; ne kadar susturulmuş, cahil bırakılmış, korkutulmuş toplum, o kadar haksız, hukuksuz, emeksiz kişisel kazanç!

Durum budur!

Ve bu mücadele bundan sonra da, kalanlarla sürecek. Biz halkı aydınlatma mücadelemize, onlar bizi yok etme mücadelesine devam edecekler.

Bu mücadelenin kazananını ise sizler belirleyeceksiniz, yani halk belirleyecek!

Seçim, sizin!